1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Yeni korona önlemleri ne kadar etkili olur?

4 Kasım 2020

Dün akşam açıklanan yeni koronavirüs tedbirleri kapsamında, yeme-içme ve eğlence mekanları saat 22.00’den sonra kapatılacak. Peki alınan önlemler salgının bu aşamasında yeterli olacak mı? Bilim insanlarına sorduk.

https://p.dw.com/p/3ksVS
Fotoğraf: DW/D. Barış Narlı

Koronavirüs vakalarındaki hızlı tırmanış nedeniyle Avrupa’da pek çok ülkede yeniden etkin önlemler alınıyor. Türkiye’de de dün akşam Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından  yeni önlemler  açıklandı.

Bu kapsamda lokanta, restoran, kuaför, düğün salonu, yüzme havuzu, halı saha, tiyatro, sinema, konser salonu ve benzeri iş yerleri saat 22.00'den sonra kapatılacak. Erdoğan ayrıca kamu ve özel sektörde esnek mesai uygulamasının teşvik edileceğini, market ve pazar yerlerinde ise denetimlerin artırılacağını bildirdi.

Peki kısıtlama kararı alınan yerler salgının yayılımında ne kadar rol oynuyor?

"Asıl hareketlilik gündüz" 

DW Türkçe’ye konuşan enfeksiyon hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Esin Şenol, Türkiye’de virüs bulaşının en çok gerçekleştiği noktaları “Bulaşma noktalarımız ev içi, iş yerleri, toplu taşıma araçları ve bize gelen bildirimlere göre açılmış olan okullar. Bunun dışında da kalabalıkların bir araya geldiği ve kontrolsüz bir biçimde temas ettikleri spor salonları, müsabakalar, kafeler, barlar, restoranlar gibi ortamlar” diye sıralıyor.

Covid-19: "Tamamen kapanmayı gündeme almak gerek"

Şenol, Türkiye'nin hangi önlemleri alacağı, nereleri açık tutacağı konusunu bilebilmesi için hızlıca metodolojik çalışmalara ihtiyacı olduğunu vurguluyor. Mevcut verilerden hangi bölgelerin esas olarak bulaşma kaynağı olduğunu açık ve net olarak göremediklerini vurgulayan Şenol’a göre, gece 10’dan sonrası için alınan önlemlerin ise salgının bu düzeyinde yeterli olmayacağı açık.

Esin Şenol
Esin ŞenolFotoğraf: Privat

Gece 10.00’dan sonra sokağa çıkma alışkanlığının bazı büyük metropoller dışında sosyal hareketliliğin çok küçük bir bölümünü oluşturduğunu vurgulayan Şenol, “Bunu istatistikçiler ve epidemiyologlar aslında Google hareketlerinden tahmin edebiliyorlar. Asıl hareketliliğin gündüz 9.00 ile 17.00 arasındaki mesai saatleri arasında olduğunu onların verilerinden biliyoruz” diyor.

"Enfeksiyon zincirini kırmaz" 

İbrahim Akkurt
İbrahim AkkurtFotoğraf: privat

Göğüs hastalıkları uzmanı ve Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konsey Üyesi  Prof. Dr. İbrahim Akkurt da açıklanan önlemleri yetersiz buluyor. Koronavirüsün daha çok kalabalık ve kapalı ortamlarda yaşamını devam ettirdiğini ve başka insanları enfekte ettiğini vurgulayan Akkurt, “Bu, kapalı ve kalabalık ortamlarda gündüz mesai saatleri içinde, toplu taşımın ulaşımın devam ettiği ortamlarda, çalışma alanlarının yoğunluğunun devam ettiği alanlarda oluşan bir durumdur. Saat 22.00’den sonra insanların çoğu evlerine çekilirler. 22.00’den sonra bir berbere, bir kuaföre bir restorana zaten çok fazla gidilmez. Düğünler de 22.00’den sonra dağılır. Saat 22.00’den sonra alınacak herhangi bir tedbirin enfeksiyon zincirini kırmaya herhangi bir katkısının olacağına ben 35 yıllık bir hekim olarak, bilim insanı olarak kesinlikle ihtimal vermiyorum” diyor.

Erdoğan, dünkü açıklamasında, yüz yüze eğitime geçiş konusunda  salgının seyrine göre  bir değerlendirme yapılacağını kaydetti.

Türkiye’de 21 Eylül’de okullarda kademeli olarak yüz yüze eğitim başladı. Şu an ortaokul 6. 7. sınıflar ile lise 10 ve 11. sınıflar dışındaki öğrenciler bazı dersleri yüz yüze eğitimle alıyor.

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk ise bugün yaptığı açıklamada "Salgının yükselişte olduğu şu dönemde aldığımız tedbirler vasıtasıyla okulların çarşıdan, pazardan, sokaktan daha güvenli olduğunu ispat etme imkanı bulduk" dedi. Ancak uzmanlar aynı görüşte değil.

"Gençler okuldan eve taşıyor"

Türkiye’de hastane kapasitelerine bakıldığında, salgının kritik düzeye geldiğini söyleyen Esin Şenol, “Bizde uzun bir süredir aslında salgın üst seviyede seyrediyor ve bu üst seviyede seyredişte sokakta dolaşan genç nüfusun çok etkili olduğunu biliyoruz. Türkiye'de genç ve hareketli nüfus işe giden nüfus, yeni açılan okullara giden nüfus. Onların bindikleri toplu taşımalar, onların kontrolsüz kalabalıklaşmaları ve aldıkları virüsü de evlerine götürüp evlerindeki bulaş zincirini başlatmaları söz konusu” diye konuşuyor. Şenol, salgının vardığı boyutun, 18 ile 55 yaş arasında aktif çalışan, okullara giden grupların kalabalıklaşmalarını önleyecek şekilde kapanmaları gerektirdiğine işaret ediyor.

İbrahim Akkurt ise okulların açılmasının enfeksiyon zincirine olan etkisinin önümüzdeki haftalarda belli olacağına vurgu yapıyor. Akkurt, “Çünkü özellikle de kalabalıklar ve mevsim değişikliği ile bu ortamlarda birikmeler devam edecek olursa o yaş grubu belki kendileri hastalanmasalar bile enfeksiyon zincirini evden okula, okuldan eve taşıyarak daimi bir sirkülasyon oluşmasına vesile olacaktır. O nedenle toplum olarak, halk olarak bizim mutlaka daha dikkatli olmamız gerektiğini düşünüyorum” diyor.

"Kapanma gündeme alınmalı"

Öte yandan Akkurt, alınan önlemlerin gündüz kalabalıklarının oluşmasını tetikleyerek virüsün daha da yayılmasına neden olabileceğine dikkat çekiyor. Salgının geldiği boyutun ciddi şekilde kapanmayı gerektirdiğini düşünen Akkurt, “Bir şekilde insanların sosyal yaşam destekleri sağlanarak esnek çalışma da dahil olmak üzere şu anda enfeksiyonun katlandığı, hastanelerde yer olmayan, yoğun bakımların neredeyse dolma noktasına geldiği illerimiz başta olmak üzere çok ciddi bir şekilde kapanma durumunu gündemimize almamız gerekir” diye konuşuyor.

Yeme-içme sektörü nasıl etkilenecek?

Kafe ve restoranlarla benzeri işletmeler, mart ayının ortasından itibaren koronavirüs tedbirleri kapsamında yaklaşık iki buçuk ay kapatılmıştı.

Peki alınan yeni tedbirler, Covid-19 nedeniyle zor günler geçiren yeme-içme sektörünü nasıl etkileyecek?

DW Türkçe’ye konuşan Turizm, Restoran Yatırımcıları ve Gastronomi İşletmeleri Derneği (TURYİD) Başkanı Kaya Demirer, artan vakaları kontrol altına almak amacıyla alınan karara saygılı olduklarını belirterek, “Zaten pandemi sebebi ile kapasiteleri azalan işletmelerin bu karar sonrası ciroları daha da azalacaktır. Mevcut durumda ekim sonu itibarı ile sektörün 2019 yılına göre ciroları yüzde 70’lere ulaşmıştı. Yeni gelen saat uygulaması sebebi ile bu oranın yüzde 45- 50 seviyesine ineceğini düşünüyoruz” diyor.

Birçok işletmenin Mart-Haziran kapalılık döneminde hükümetin sağladığı KGF kredileri ile borçlarını ödemeye çalıştığını, şimdi ise bu kredilerin taksitlerinin geri ödemesinin geldiğini söyleyen Demirer, bu ödemeleri yapabilmenin birçok sektör yatırımcısı için mümkün olamayacağını söylüyor. Demirer,’e göre sektörün ayakta kalabilmesi için özel vade ve limitlerde KGF kredisine ihtiyaç var.

Yeni kampanya hazırlığı

Restoranların bugüne kadar Sağlık Bakanlığı’nın yönergeleri doğrultusunda, başta hijyen ve fiziki mesafe önlemleri olmak üzere gerekli önlemleri aldıklarını ifade eden Demirer, müşterinin güvenli işletme sertifikası almış olan işletmeleri tercih etmesinin önemine vurgu yapıyor. Öte yandan Demirer’in verdiği bilgiye göre gece 10.00’dan sonra kapanacak olan restoranlar, misafiri sağlık uzmanları ve diyetisyenlerin tavsiye ettiği şekilde erken yemek yemeğe davet edecek bir kampanya hazırlığı içinde.

 

Pelin Ünker

© Deutsche Welle Türkçe