1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Yahudi yerleşimciler Şaron'a başkaldırdı

Carsten Kühntopp27 Temmuz 2004

Ortadoğu’da barış süreci karaya oturdu. İsrail Başbakanı Ariel Şaron yönetimindeki İsrail hükümeti, Filistin sorununun çözümü için tek yanlı adımlar atıyor, Batı Şeria’da bir güvenlik duvarı ördürüyor ve Yahudi yerleşimlerini boşaltmaya hazırlanıyor. Ancak Gazze Şeridi’ndeki Yahudi yerleşimciler bu plana karşı harekete geçti. Carsten Kühntopp'un İsrail izlenimleri...

https://p.dw.com/p/AbCC
Yahudi yerleşimciler topraklarını terketmemekte kararlı.
Yahudi yerleşimciler topraklarını terketmemekte kararlı.Fotoğraf: AP

Mşe Saperstein, muhteşem bir kara mizah anlayışına sahip. Sol elini kaldırıyor, yumruk haline getiriyor, fakat orta parmağı olduğu yerde kalıyor. Bu işaretin anlamı belli. ”Başka ne yapayım” diyen Saperstein gülüyor. Saperstein bundan tam iki yıl önce Gazze Şeridi’ndeki evine giderken, silahlı bir Filistinli'nin hedefi olmuş. Saldırıyı şöyle anlatıyor:

”Birçok kurşun isabet etti, ama gördüğünüz gibi kilom yerindedir; bu sayede olayı canlı atlattım. Biz buna Arafat rejimi diyoruz. Ben hep zayıflamak isterdim. Sonunda bu adam bana yardımcı olmaya karar verdi ve parmaklarımdan ikisini almayı başardı.”

Bu parmaklardan birini doktorlar yeniden dikmiş. Ama Saperstein parmağını kımıldatamıyor. 60 yaşlarındaki Saperstein’lar son üç yılı abluka altında geçirmiş. Yaşadıkları yerleşim birimi Neve Dakalim sakin, temiz ve bakımlı. Fakat burada yaşam, bir askeri üssü andırıyor. Heryer asker dolu, sürekli devriyeler geziyor ve belediye otobüsleri zırhlı. Saperstein’lar buraya yedi yıl önce, Oslo Anlaşması’nı protesto etmek için Kudüs’ten taşınmış. Bu anlaşma, İsraillilerle Filistinliler arasındaki çatışmayı çözmek yolunda bir girişimdi ve Yaser Arafat’ın sürgünden dönmesini sağlamıştı. O günleri şöyle anlatıyor:

"Çok öfkeliydim. Hükümetimin bir katile ve onun çetesine ülkemizi teslim edeceğine inanamıyordum. Başka hiçbir ülkede barınamamışlardı, kimse onları istemiyordu. Fakat bizim hükümetimiz onları ülkemizi devralmaya davet etti. Şoka girdim.”

New York'tan İsrail'e göç

Saperstein’lar 1968 yılında New York’tan İsrail’e göç etmiş. Birçok başka yerleşimci gibi onlar da, Batı Şeria ve Gazze Şeridi’nin de tarihten beri Yahudi bölgeleri ve İsrail’e ait olduğuna inanıyor:

”Gazze’de her zaman Yahudiler yaşıyormuş. Kısa süre önce ‘Gazze’de Yahudiler’ kitabını okudum. Eskiden burada şarap üretiyorlarmış. Gazze’nin şarapları tüm dünyada tanınıyormuş. Gazze Yahudi’dir ve bugün Araplar tarafından işgal ediliyor.”

Saperstein’lar iki ulus arasındaki sorunun çözümünü, Filistinliler'in Eretz Yisrael’de, yani Tevrat’taki İsrail’de Yahudilerin iktidarını kabul etmelerinde görüyor:

”Gazze’den çekilmek stratejik açıdan İsrail için bir felaket olur. Biz burada cepheyi, İsrail’in en güneydeki savunma hattını oluşturuyoruz. Burası boşaltılırsa, şimdi bize atılan roketler, gelecekte Aşdod, Aşkelon ve Tel Aviv’e atılır.”

Filistinliler'den saldırı

Son üç yılda Filistinliler bu ilkel roketlerden tam 4 bin adedini yerleşim birimlerine attı. Bugüne kadar sadece bir kişinin ölmesini Saperstein, tanrının özel korumasının bir işareti kabul ediyor. Raşel, Gazze’deki yerleşim birimlerinin boşaltılmasının ekonomik bakımdan da çılgınlık olduğu kanısında:

”Sosyal konut inşasında ve okullarda tasarrufa gitmek zorunda kalan bir hükümet, şimdi neden beni terk etmek istemediğim bir evden çıkartmak için milyarlarca dolar harcıyor? Bunu anlayamıyorum. Beni rahat bıraksınlar. Bırakın evimde yaşayayım, okulda İngilizce, Belediye Merkezi’nde flüt dersi vermeye devam edeyim, sanat hocamdan ders almayı sürdüreyim. Neden insanların istemediği birşey için bu kadar para harcansın?”

Şaron'a mesaj

Peki, Başbakan Şaron planını yine de gerçekleştirirse ne olur? ”Biz yasalara sadık vatandaşlarız ve hükümetimizin kararlarına uyarız” diyor Moşe, ardından da gülümseyerek ekliyor:

”Beni buradan dışarı taşımak isterlerse başka bir Yahudiye el kaldırmam. Ama yere yatarsam ve beni kaldırmaya çalışırken biri bir tarafını kırarsa, sorumluluk da kabul etmem!”