1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Uyum sürecinde imamlar ve camiler

20 Haziran 2010

Almanya’da İslam çoğunlukla göç ve uyum tartışmaları çerçevesinde gündeme geliyor. İslam’ın Müslümanlara aktarılmasında önemli rol oynayan imamların uyum sürecinde de etkili olduğu düşünülüyor.

https://p.dw.com/p/NrTu
Fotoğraf: AP

Almanya İçişleri Bakanlığı’nın verilerine göre, ülkede yaklaşık 2 bin imamın görev yaptığı tahmin ediliyor. İmamların yaklaşık yüzde 70’i Türkiye’den, yüzde 30’u ise Kuzey Afrika ve eski Yugoslavya ülkelerinden geliyor; bir kaç yıl görev yaptıktan sonra ülkelerine geri dönüyorlar. Ancak imamların çoğunun Almanya dışından gelip, bir kaç yıl görev yaptıktan sonra ülkelerine geri dönmeleri, uyum açısından bir sorun olarak görülüyor. Berlin'de Konrad Adenauer Vakfı tarafından düzenlenen "Uyum Sürecinde İmamlar ve Camiler" başlığını taşıyan iki günlük kongrede de, imamların toplumdaki rolü tartışıldı.

Almanya dışından gelen imam sorunu

Osnabrück Üniversitesi Kültürlerarası İslam Çalışmaları Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Uçar, toplantı sonrasında Deutsche Welle Türkçe Servisi'ne yaptığı açıklamada, imamların Almanya dışından gelmesinin yarattığı sorunlara dikkat çekti. "İmamların çoğu Almanca bilmiyorlar, Almanca bilmedikleri gibi Almanya’yı tanımıyorlar. Alman kültürünü, eğitim sistemini, siyaset sistemini, Almanya’nın tarihini bilmiyorlar. Bu da ciddi sorunlara yol açıyor. Özellikle cemaatle kurulan ilişkilerde, gençlerle kurulan ilişkilerde ve daha da önemlisi Alman toplumu ile kurulan, daha da önemlisi kurulamayan ilişkilerde...”

Kültürlerarası çalışmalarda imamlar

Almanya’da kilise, cami gibi dinî kuruluşlarla devlet kurumları arasında diyaloğun geliştirilmesi için kültürlerarası çalışmalar yürütülüyor. Bu tür çalışmalarda, Alman kuruluşları imamları başvurulacak kişiler arasında görüyor. Ludwigsburg Eğitim Bilimleri Yüksek Okulu Öğretim Görevlisi Abdülmalik Hibaoui, Almanya’da imamların dinî görevlerinin yanı sıra kadın ve gençlere yönelik sosyal çalışmalar da yapmak zorunda kalabildiğini belirtti: "Cami yönetimi yerel düzeydeki çeşitli kuruluşlarla işbirliği yapmak istiyor. Bu durum imamın kendini geliştirerek, mesela kiliseler, emniyet görevlileri, basın mensupları gibi farklı birimlerin başvurabileceği bir uzman konumunda olmasını gerektiriyor.”

Cemaatin beklentisi

Almanya’daki imamların sadece cuma hutbeleriyle yaklaşık 500 bin Müslüman’a ulaştığı tahmin ediliyor. Cemaat, çoğu zaman imamlardan dinî görevlerinin yanı sıra, günlük hayatta karşılaşılan bazı sorunlara ilişkin tavsiyelerde bulunmasını bekliyor. Dinî görevlerin dışındaki beklentilerin imamları aşacağını savunan Osnabrück Üniversitesi Kültürlerarası İslam Çalışmaları Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Rauf Ceylan, Deutsche Welle'ye yaptığı açıklamada, yine de imamların Müslüman göçmenler ile Alman toplumu arasında bir köprü işlevi görebileceğini belirtti: "Eğer güven varsa, cemaat imama gidiyorsa, imamlar bu köprü fonksiyonunu daha iyi kullanabilir. Mesela pedagojik bir sorunda, gelenleri belirli müesseselere gönderebilirler. Fakat bunları yapamıyorlar. Dolayısıyla imam hem borç konusunda konuşuyor, hem aile sorunlarında pedagog olması gerekiyor. Yani ben bunları savunmuyorum tam aksine diyorum ki, imamlar eğer bu toplumu bilirlerse, Almanca dilini konuşabilirlerse, köprü fonksiyonunu daha iyi bir şekilde uygulayabilirler.”

İmamlara yönelik eğitim programı

İmamların Müslüman göçmenlerle Alman toplumu arasında köprü kurabilmesi, Almanca’ya ilişkin sorunların yaşanmaması için din görevlilerinin gelecekte Almanya’da yetiştirilmesi planlanıyor. Osnabrück Üniversitesi’nde ekim ayında başlayacak olan programda, Almanya’daki imam ve din görevlilelerine meslek içi eğitim verilecek. 2012-2013 öğretim yılında ise ilahiyat fakültesi hizmete girecek.

Alman hükümetinden destek

Federal Alman Hükümeti de, imamların Almanya’da yetiştirilmesini istiyor. Almanya Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Thomas Rachel, hükümetin programın hazırlanmasında ve malîyetin karşılanmasında destek vermeyi planladığını belirtti. "Eğitim Bakanlığı olarak bu bölümün kuruluş aşamasını farklı şekillerde desteklemeyi hedefliyoruz. İlk olarak misafir profesörler desteklenecek. Bakanlık, bu projeye verilen destek çerçevesinde bölümün kurulması için misafir profesörlerin gelmesini teşvik edecek. İkincisi ise genç bilim insanları. Üç veya dört genç bilim insanından oluşan grubun, konusunda yetkin tanınmış bir uzmanın yönetiminde yüksek düzeyde araştırmalar yapacaklar."

Jülide Danışman / Berlin

Editör: / Murat Çelikkafa