1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

2905 Türken Deutschland

Verica Spasovska / DW29 Mayıs 2008

Solingen’de aşırı sağcı bir grup gencin Türkler'in yaşadığı bir binayı kundaklamasının üzerinden 15 yıl geçti. DW'den Verica Spasovska, Solingen faciasının 15. yılında Almanya'daki uyum çabalarını değerlendirdi:

https://p.dw.com/p/E7ti
DW Güneydoğu Avrupa Programları Sorumlusu Verica Spasovska

“Solingen'deki ırkçı saldırının üzerinden 15 yıl geçti. Ancak akıllarda o kadar yer etti ki, İçişleri Bakanı Wolfgang Schaeuble saldırıyı haklı olarak 'hafızalarımızın bir parçası' olarak tanımladı. Schaeuble, 'hafızalarımız' derken, sadece Almanlar'dan değil Almanya'da yaşayan yaklaşık 2,5 milyon Türk'ten de 'biz' olarak bahsetti.

Almanya'da yaşayan Türkler'in bu tür gelişmelere olan duyarlılığının ne düzeyde olduğu son olarak birkaç ay önce yine birçok Türk'ün ölümüyle sonuçlanan Ludwigshafen'deki feci yangınla bir kez daha ortaya çıktı. Ancak Ludwigshafen'deki yangının, Solingen'in aksine büyük ihtimalle yabancı düşmanı bir saldırı neticesinde çıkmadığı belirtiliyor.

Almanya'daki Türk medyasının Ludwigshafen'deki yangınla ilgili aceleci yargılara varıp Almanları suçlaması yangına körükle gitmekten başka bir şey değildi. Bu kışkırtıcı haberler, göçmenlerin topluma uyumuyla ilgili hararetli tartışmaları bir kez daha gündeme getirdi.

Almanlar ve Türkler yakınlaşmalı

Tartışmalardan çıkarılacak sonuçlar ortada: Almanlar ve Almanya'da yaşayan Türkler birbirlerine yakınlaşmalı ve bu esnada da birtakım gerçekleri görmezden gelmemeli ve kabullenmelidir.

Alman toplumu, artık bir göç ülkesi olduğunu kabul etmeli, zira bu uzun yıllar boyunca reddedilmişti. Ayrıca özellikle Almanya'da yaşayan Türk çocuklarının halihazırda kötü düzeyde seyreden eğitim düzeyini iyileştirebilecek çareler aramalı.

Türk gençlerine eğitim şansı verilmeli

Almanya'daki eğitim araştırması Pisa'dan elde edilen veriler, buradaki Türk çocuklarının eğitim seviyesinin kötü oluşunu toplumdaki sosyal farklara dayandırmıştı. Araştırma, geldikleri sosyal yapıya göre, eğitime önem vermeyen ailelerde yetişen çocukların iş bulma ve kariyerini geliştirme imkanın az olduğunu ortaya koymuştu.

Alman toplumu, göçmen Türk çocuklarının eğitim şansını arttırmalıdır. Bu, örneğin ilkokul öncesi zorunlu bir hazırlık sınıfıyla sağlanabilir. Bu hazırlık sınıfında göçmen çocuklara okul öncesi Almanca'daki eksiklerini kapatma şansı tanınmış olur. Tam gün okullar da Türk ve Alman çocukların birlikte yaşamına olumlu katkı sağlayacaktır. Bunun dışında İslam dersi de eğitim müfredatlarına alınmalıdır.

Türkler uyumu hedef almalı

Diğer yandan Almanya'da yaşayan Türkler, hedeflerini 'uyum' olarak belirlemeli ve kabul etmelidir. Alman toplumundan dışlanmak değil, dahil olmanın gereklerini, örneğin kadın ve erkek arasındaki eşitliği benimsemelidir. Ayrıca Almanya'da uzun vadeli bir yaşam planlayan herkes Almanca öğrenmeye de hazır olmalıdır. Çünkü Alman diline hakim olan bir kimse, bilmeyen birine göre daha kolay iş bulur.

Bunların yanında Almanya'daki Türk basın-yayın organları da uyuma destek için kendilerine düşen sorumluluğu yerine getirmelidir. Ludwigshafen'deki yangınla ilgili yapılan haberler 'örnek habercilik' analayışı ile uyuşmuyordu.

Olumlu adımlar atılıyor

Tüm bunlar geçtiğimiz yıllarda iki toplum arasındaki ilşkilerin güçlendirilmesi için verilen çabaları gölgede bırakmamalı. Türk ve Alman toplumu temsilcilerini aynı masa etrafında toplayan ve belirli aralıklarla yapılan uyum zirvesi buna bir örnektir. Ayrıca Almanya'nın birçok yerinde inşa edilen camileri de unutmamalı.

Almanya'da Türk ve Almanlar'ın karşılıklı hoşgörü ve anlayış içinde birlikte yaşayabilmeleri için bazı zorlukların aşılması gerekiyor. Ancak her iki toplumun çokkültürlülükten ve birliktelikten elde edeceği olumlu sonuçlar, bu uğurda verilen çabalara değecektir. Bu konuda herhangi bir ispat arayanlara Almanya'da başarılı olmuş Türk göçmenleri örnek gösterebiliriz. Çünkü onlar da Türk - Alman ilişkilerinin bir sonucu.”