1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Ukrayna - AB ilişkileri ısınıyor

Klaus Dahmann / DW29 Aralık 2004

Ukrayna’da muhalefet lideri Viktor Yuşçenko’nun seçim zaferi, Leonid Kuçma dönemini kapattı. Bu değişimle AB - Ukrayna ilişkilerinin ısınmaya başlayacağı kesin. 2004 ilkbaharında AB’nin “yeni komşuluk siyasetini“ ana hatlarıyla düzenleyen Brüksel, Akdenize komşu ülkeler, Rusya ve Moldova’nın yanı sıra Ukrayna’yı da “komşuluk ilişkilerinin yoğunlaştırılacağı ülkeler“ arasında saymıştı. Bu yaklaşım, Kiev’in uzun vadede Avrupa Birliği’ne üyelik ihtimalinin bulunmadığı anlamına geliyor. Deutsche Welle’den Klaus Dahmann’ın yorumu:

https://p.dw.com/p/AZzT

“Avrupa Birliği ülkeleri, Ukrayna’da portakal renkli devrimin mimarlarına alışılmadık şekilde birlik olarak destek verdiler. Pek çok kişi, artık Avrupalılar’ın tek sesle konuşmayı öğrendiğini, ipin aynı ucundan asıldıklarına işaret ederek memnuniyetini ifade etmeye başladılar. Avrupa Birliği yetkililerinin Ukrayna’ya yaptığı ziyaretler, adate bir bayrak koşusunu andırıyordu: Birliğin bir numuralı diplomatı kabul edilen Javier Solana Kiev’den ayrılırken, Polonya Devlet Başkanı Aleksander Kwasniewski geliyor, o görüşmeleri tamamlarken Litvanyalı meslektaşı Valdas Adamkus Ukrayna’da taraflarla temasa geçiyordu. Ukrayna’da Avrupa Birliği yalnızca birlik değil, Darfur ve Ortadoğu örneklerinde maalesef gözlenemeyen diplomatik beceri de sergiledi.

Ancak Ukrayna politikasında birlik dönemi artık geride kaldı. Aslında daha Kuçma zamanında AB, Ukrayna’yla yeni komşuluk politikası çerçevesinde sıkı partnerlik ilişkisinden öteye geçilmemesini kararlaştırmıştı. Pek çok Avrupalı, Kiev ile ilişkilerin bu noktadan öteye geçmemesini istiyor. Ancak son gelişmeler, Avrupa’da başka seslerin de yükselmesine, Ukrayna’nın da tam üyelik ihtimalinin ele alınmasına neden oluyor.

Bu görüşü dile getirenlerden biri de Alman Hristiyan Demokrat Parti’nin dış politika sözcüsü Wolfgang Schaeuble. Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne tam üyeliği tartışmalarında “Avrupa’nın sınırsız bir şekilde büyümesi tehlikesine“ karşı uyaran Schaeuble, gerekli reformları yerine getirmesi halinde uzun vadede Ukrayna’nın üyeliğine sıcak baktığını dile getiriyor.

Muhafazakarların Türkiye’nin üyeliğine karşı geliştirip bileyledikleri “imtiyazlı ortaklık“ silahı da gömüldüğü yerden yeniden gün ışığına çıkarılıyor. Ancak Ankaralı yetkililerin yüzünün ekşimesine neden olan “imtiyazlı ortaklık“ ifadesinin Ukrayna’da daha olumlu yankı yaratması bekleniyor.

Önümüzdeki haftalar ve aylar, Ukrayna’nın Brüksel’den tartışma ve kavramların ötesinde neler elde edebileceğini ortaya çıkaracak. Brüksel-Kiev ilişkilerini dikkatle gözleyen ve Avrupa Birliği’nin ilişkileri bozmaktan kaçınacağı Rusya’nın varlığını da hesap etmek gerekir. Rusya lideri Vladimir Putin, Kiev’in Moskova çizgisinden hızla uzaklaşarak Avrupa’ya yönelmesini elleri kolları bağlı bir şekilde izlemeyeceğinin işaretlerini vermişti. Putin ile karşı karşıya gelmeye cesaret edebilecek olanlar dahi Ukrayna’nın Avrupa Birliği’ne üyeliğinin ancak uzun vadede gerçekleşebileceğinin farkındalar.“