1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Türkiye'de Berlinale izlenimleri

Cansu Akbel/ İstanbul13 Şubat 2009

Deutsche Welle'den Cansu Akbel, oyuncu Meltem Cumbul, Nursel Köse ve yönetmen Kutluğ Ataman ile Berlin Film Festivali hakkında konuştu.

https://p.dw.com/p/Grpo
Meltem Cumbul
Meltem CumbulFotoğraf: AP

Dünyanın sayılı film festivallerinden olan Berlin film festivali Berlinale çeşitli etkinliklerle sürüyor. Türk yönetmenler ve oyuncular da Berlin Film Festivali'ni yakından takip ediyor. Festivalin hafızalardan silinmeyecek anlarından biri kuşkusuz Türk kökenli yönetmen Fatih Akın'ın Duvara Karşı adlı filmiyle 2004 yılında Altın Ayı'yı kucakladığı andı. Duvara Karşı'daki oyunculuğuyla göz dolduran Meltem Cumbul, yönetmen Kutluğ Ataman ve yine Fatih Akın'ın yönetmenliğini üstlendiği Yaşamın Kıyısında adlı filmin başrollerinden birinde izlediğimiz Nursel Köse ile Berlin Film Festivali'ni konuştuk.

"Ödül almayı beklemiyorduk"

Oyuncu Meltem Cumbul Duvara Karşı'nın Altın Ayı almasından sonra yaşadıklarını şu sözlerle anlatıyor: "Benim deneyimim çok güzeldi, sebebi de bizim Altın Ayı almış olmamız. Yani, festivale gidip de ödül almak niyetinde değildik pek, öyle de hayaller kurmamıştık pek ama bize bir de ödül verdiler. O zaman bizim için festival muhteşem oldu, herkes bizimle tanışmak istedi, bütün seyrettiğimiz filmlerin prodüktörleriyle, yönetmenleriyle güzel vakit geçirme şansımız oldu."

Berlinale 2009
Fotoğraf: AP

Berlinale'nin bana büyük yararı oldu"

Yönetmen Kutluğ Ataman'ın 'Lola ve Bilidikid' adlı eşcinsellerin yaşamını konu alan filmi 1999 yılında Uluslararası Berlin Film Festivali'nin Panaroma Bölümü'nde açılış filmi olarak gösterilmişti. Ataman, Berlinale'de yer almasının kariyeri için büyük bir önemi olduğunu dile getiriyor ve tecrübelerini şöyle aktarıyor: "Bana çok yararı oldu, Lola ve Bilidikid'le benim kariyerime de... Ben zaten daha önce gidiyordum, öğrenciyken de gidiyordum. Fakat ilk profesyonel gidişim Lola ve Bilidikid ile oldu, Almanya'da, Berlin'de çektiğim bir filmdi ve Panaroma bölümünün açılış filmi olarak davet edilmişti. Benim çok işime yaradı açıkçası, yani bana çok katkısı oldu bu festivalin. Forum bence yeni başlayan sanatçılar için çok önemli bir film, eskiden çok daha enteresandı, çünkü hakikaten fazlasıyla deneysel filmlerin buluştuğu bir alandı 'Forum' tarihsel olarak. Ben mesela Nuri Bilge Ceylan'ın ilk Berlin’de tanıdım, Forum'da ilk filmini gösteriyormuş, daha sonra Forum'dan şimdi nereye kadar geldiğini gördük. Berlin’in güzel tarafı da snop bir film festivali olmaması, o kadar resmi olmaması, yani bohem bir tarafı var Berlin Film Festivali'nin; daha rahat, daha az gergin bir havası var. Bu açıdan ben Berlin'i seviyorum."

'Duvara Karşı' ile 2005 yılında 'Altın Ayı' kazanan yönetmen Fatih Akın ve filmin oyuncuları Sibel Kekilli ve Meltem Cumbul
'Duvara Karşı' ile 2005 yılında 'Altın Ayı' kazanan yönetmen Fatih Akın ve filmin oyuncuları Sibel Kekilli ve Meltem CumbulFotoğraf: AP

Festivalin bohem yanı sempati topluyor

Oyunculuk kariyerine Almanya’da başlayan ve Berlin İstanbul arasında mekik dokuyarak kariyerini sürdüren Nursel Köse de festivalin bohem yanını öne çıkarıyor. Köse'ye göre Berlin Film Festivali rahat ama iddialı. Nursel Köse, festivali şöyle anlatıyor: "Berlinale'nin özelliği o. Çizme giymiş, kotla gelmiş starları görebilirisiniz. Öyle bir rahatlık vardır, herkes aman aman şık, pırıl pırıl olmak zorunda değildir. Cannes Film Festivali'nde böyle bir şey söz konusu olamaz, Cannes'da herkes grantualet giyinmek zorundadır. Berlinale’de tam Berlin'e özgü, Berlin'in multikültürel bir şehir olmasından kaynaklanan bir rahatlık var. Tabii ki pırıl pırıl akşamlar da, geceler de, partiler de var. Ve hiç ummazsınız ama Kreuzberg'e gidersiniz, mesela orada bir kanat festivali vardır, ya da Türklerin organize ettiği kuru fasulyeli partiler var. Mesela bir bakarsınız bu partilerden birine Brad Pitt gelmiş. Geçenlerde Kreuzberg'deki kahvelerden birine Quantin Tarantino gelmiş örneğin ve bir kahve içmiş. Yani böyle bir şeydir Berlin Film Festivali. O yüzden, ben samimiyetinden dolayı çok severim."