1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Basra Başkonsolosluğu tahliye edildi

17 Haziran 2014

Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu artan güvenlik riski nedeniyle Basra Konsolosluğu'nun tahliye edildiğini açıkladı.

https://p.dw.com/p/1CKQo
Ahmet Davutoglu
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun Twitter hesabından yapılan açıklamaya göre, Basra Başkonsolosluğu personeli Kuveyt'e geçti.

Öte yandan Türkiye’de Musul Başkonsolosluğu’na yapılan baskın ve 49 personelin rehin alması ile ilgili haberlere yayın yasağı geldi. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’ndan (RTÜK), Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararıyla Türkiye’nin Musul Başkonsolosluğu’nda bulunan ve IŞİD terör örgütü tarafından bilinmeyen bir yere götürülen Türk vatandaşlarının güvenliklerinin sağlanması için, soruşturma tamamlanıncaya kadar her türlü yazılı, görsel basın ve internette yayın yasağı konulmasına karar verildiği bildirildi.

Musul’da Türk Başkonsolosluğu’na baskın haberlerine yasak konması, sosyal medyanın popüler adresi Twitter'da “trending topic” yani en çok bahsedilen konulardan biri oldu. Yasak haberinin eleştirildiği Twitter mesajlarında, Türk halkının Musul Başkonsolosluğu baskınıyla ilgili her türlü haberi alma hakkının engellendiği belirtilirken, hükümetin bu yasak kararından vazgeçmesi istendi. Mesajlarda, 31 Türk şoförünün de IŞİD’in rehinesi olduğuna dikkat çekilirken, hükümete “Rehinelerde ilgili haberleri nereden öğreneceğiz” sorusu yöneltildi.

Kriz masası açıklamaları sürüyor

Türk Dışişleri Bakanlığı, ülkedeki durumla ilgili açıklamalarını sürdürürken, vatandaşlara ‘seyahat uyarısını’ yineliyor. Hükümet adına kurulan kriz masası aracılığıyla yapılan son açıklamada Musul, Kerkük, Selahattin, Diyala, Anbar, Bağdat ve Basra’da bulunan vatandaşlardan “mümkün olan en kısa sürede bu bölgelerden ayrılmaları” istendi. Bakanlık, bu bölgelere seyahatin de çok riskli olacağını duyurdu. IŞİD’in elindeki rehinelerle ilgili çalışmaların ‘hassasiyetle’ sürdürüldüğü belirtilen açıklamada, rehinelerin ‘en kısa süre içinde’ Türkiye’ye dönmelerinin beklendiği kaydedildi.

Muhalefetle çatışma

Türk Dışişleri, IŞİD’in elindeki rehineleri kurtarmak için diplomatik çabalarını sürdürürken, hükümetin Irak politikası iktidar-muhalefet geriliminin dozunu artırdı. Ana muhalefet partisi CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, El-Kaide militanlarının Türkiye üzerinden Ortadoğu’ya gidişine Türk hükümetinin bugüne kadar göz yumduğunu savundu. Kılıçdaroğlu “Şimdi de bu davranışın bedelini ödüyoruz. IŞİD, silahları Türkiye’den aldı. Bu konuların konuşulmasını, yazılmasını istemeyen hükümetin Irak’ta olup bitenden haberi yok. Türkiye, terör örgütleri aracılığıyla Ortadoğu’yu kan gölüne çevirdi” diye konuştu.

MHP lideri Devlet Bahçeli ise hükümeti bir kez daha ‘askerî bir operasyon’ yapıp, rehineleri kurtarmaya çağırdı. Başbakan Erdoğan’ın IŞİD’e sempati duyduğunu öne süren Bahçeli, Türkmenlerin de büyük tehlikede olduğu Irak’ta tırmanan krizi Ankara’nın sadece seyretmekle kaldığını söyledi.

Başbakan Tayyip Erdoğan’ın muhalefete yanıtı ise gecikmedi. Muhalefetin Irak konusunu iç siyaset malzemesi yaparak yanlış yolda olduğunu dile getiren Erdoğan, “Coğrafyamızda oluk oluk kan akarken biz bu kanı durdurmanın onurlu mücadelesini veriyoruz. Yaşanan her mezhep çatışmasında itidali savunduk. Komşuda yangın varken, evinizde huzur ve emniyet içinde olamazsınız” dedi.

Irak Kämpfe bei Tal Afar 16.06.2014
Fotoğraf: picture alliance/AA

Irak'ta neler oluyor?

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu Ankara’ya ulaşan son ‘Irak notlarını’ TBMM Başkanı Cemil Çiçek’le paylaştı.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de, ülkedeki mezhep çatışmasına dikkat çekti. Irak’ta yaşanan çatışmanın İslam dininin imajını da zedelediğini belirten Gül, herkesin sağduyu ile hareket etmesi gerektiği yönündeki görüşünü yineledi.

Ankara, Irak’ta yaşananların ekonomiye de olumsuz etki etmesinden endişe ediyor. Bu endişeyle ilgili açıklama yapan Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Irak’ta yaşanan gerginlik cari açığı olumsuz etkileyeceğini belirtti.

IŞİD’in ne olduğunu tam bilmiyoruz'

Irak’taki gelişmeleri ve Ankara’nın durumunu Deutsche Welle’ye değerlendiren Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden Prof. Dr. Çağrı Erhan, IŞİD’in tam olarak ne olduğu konusunda Türkiye’nin elinde doğru düzgün bir çalışma olmadığına vurgu yaptı. Ülkede yaşananları sadece bir mezhep çatışmasına indirgemenin yanlış olacağını belirten Erhan, “Çıkar ortaklığı etrafında birleşmiş bir koalisyon görüntüsü veren IŞİD’in kendi içinde de kavgalar olabilir. Nitekim komutanlarının Saddam döneminin uzantıları olduğu ortaya çıktı. Türkiye, nasıl hareket edeceğini netleştirmek için öncelikle IŞİD’nin ne olduğunu tam olarak öğrenmeli” dedi.

“Türkiye, IŞİD konusunda hem veri ve bilgiye sahip değil, hem alanda da yalnız değil. Alanda, müttefiki gibi görünen ülkeler karşısına çıkabiliyor. Bu da büyük bir açmaz” diyen Erhan, Ankara’nın bir an önce IŞİD’in ne olduğunu bulması ve politika üretmesi gerektiğini belirtiyor. Erhan, “kapkaranlık bir ortam” görüntüsü veren Irak’ta Türkiye’nin risk alarak Kuzey Irak'taki özerk Kürt Bölgesel Yönetimi ile entegrasyon yapabilme ihtimalinin de değerlendirilmesini istiyor.

Atılım Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi Hasan Ali Karasar ise Irak'ta ne olup bittiği konusunda uluslararası toplumun bir an önce bir araya gelip, politika ve çözüm geliştirmesi gerektiğine vurgu yapıyor. Karasar aksi durumda Irak gibi büyük bir problemin, çözülemez bir kargaşaya dönüşmesinin yaratacağı risklerin tek tek gerçekleşeceği uyarısında bulunurken, “IŞİD hızla ilerledikçe zaman daralıyor. Irak’tan büyük kayıplar haberlerinin kapısı aralanmamalı” diyor.

©Deutsche Welle Türkçe

Hilal Köylü