1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Türkiye’de milliyetçilik tartışması

Zeynep Gürcanlı/Ankara29 Ocak 2007

Türkiye'de, Ermeni asıllı Türk vatandaşı gazeteci Hrant Dink'in öldürülmesi üzerine başlayan milliyetçilik tartışmaları, tehlikeli bir boyut kazandı. Dink'in cenazesinde taşınan ve ülkedeki milliyetçi çevrelerin tepkisini çeken "Hepimiz Ermeniyiz" pankartlarını protesto etmek için, kendisini "vatansever Türk fedaisi" olarak tanıtan bir kişi, haftasonunda Lapseki-Gelibolu arasında sefer yapan 'Sultantepe' adlı araba vapurunu kaçırdı.

https://p.dw.com/p/AZWd
Gazeteci Hrant Dink'in öldürülmesi sonrasında milliyetçilik tartışmaları alevlendi
Gazeteci Hrant Dink'in öldürülmesi sonrasında milliyetçilik tartışmaları alevlendiFotoğraf: AP

Nihat Acar adlı eylemci, araba vapurunu yaklaşık iki saat alıkoyduktan sonra bir basın açıklaması yaparak polise teslim oldu. Ordudan çıkarılan bir uzman çavuş olduğu belirlenen eylemci, sorgulamasının ardından, dün gece geç saatlerde nöbetçi mahkeme tarafından tutuklandı. Araba vapuru kaçırma eylemi, her ne kadar, kimsenin burnu kanamadan sona erse de, Türkiye'de önümüzdeki dönemde yaşanabilecek sıkıntıların habercisi gibi.

Futbola yansıdı

Haftasonunda, aşırı milliyetçi söylemler Türkiye'de futbol maçlarına kadar taşındı. Trabzon'da oynanan, Trabzonspor-Kayserispor maçında yaklaşık 15 bin kişi "Biz Türküz, biz Trabzonluyuz" sloganları attı. Aşırı milliyetçilik duygusunun kentteki dışa vurumu, sadece sloganlarla da sınırlı kalmadı. Maçın oynandığı Avni Aker stadına, miliyetçi sloganlar taşıyan onlarca pankart asıldı.

Malatya’daki maçta kavga çıktı

Malatya'daki, Malatyaspor- Elazığspor maçında ise, Elazığlı taraftarlar 'Ermeni Malatya' diye slogan atınca, kavga çıktı.Türkiye'de, Dink suikastiyle ortaya çıkan milliyetçilik tartışması, ülkedeki idari sistemi de etkiledi. Hükümet, Hrant Dink'in katil zanlısı Ogün Samast'ın memleketi Trabzon'da görev yapan Vali Hüseyin Yavuzdemir ve Emniyet Müdürü Reşat Altay'ı görevden aldı.

Seçim sıkıntısı

Ülkede, bu yıl içinde yapılacak iki önemli seçim, Cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri ise durumu daha da sıkıntılı hale getiriyor. Türkiye'de artan ve artık kendini dışa vuran arışı milliyetçi duyguları "oya çevirmek" isteyen siyasi partilerin izlediği politikalar, bu tehlikeli gidişi durdurmak yerine, körükler nitelikte.

Buna son örnek de, milliyetçi söylemleriyle öne çıkan Milliyetçi Hareket Partisi'nden geldi. Parti lideri Devlet Bahçeli, Dink suikasti ile Türk milliyetçiliği arasında bağlantı kurulmasına karşı çıktı. Bahçeli, Dink suikastinin "milliyetçi duygularla işlendiğine" ilişkin özellikle hükümet üyeleri tarafından yapılan açıklamaları çok sert eleştirerek, "kasıtlı" bulduğunu açıkladı.

Şimdi herkesin korkusu, özellikle Kasım ayında yapılacak olan genel seçimler yaklaştıkça, milliyetçilik tartışmalarının daha da öne çıkarılıp, toplumda zaten var olan gerilimin, cepheleşmeye, hatta karşıt görüşlü gruplar arasında çatışmalara kadar vardırılması.