1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Sol Parti: Almanya’daki Ülkücü Hareket yasaklansın

5 Kasım 2020

Fransa’da “Bozkurtların“ faaliyetlerinin yasaklanması üzerine Almanya’dan da benzer bir adım atılması talebi geldi. Sol Parti, Almanya Demokratik Ülkücü Türk Dernekleri Federasyonu’nun yasaklanmasını istedi.

https://p.dw.com/p/3kupY
Fotoğraf: Imago/ZumaPress/S. Babbar

Federal Meclis’teki muhalefet partilerinden Sol Parti, Almanya Demokratik Ülkücü Türk Dernekleri Federasyonu’nun yasaklanmasını istedi. Sol Parti Milletvekili Sevim Dağdelen tarafından yapılan açıklamada "Federal Hükümet derhal Fransa örneğini izlemeli ve bu ülkedeki 'Bozkurtların' çatı örgütü olan Almanya Demokratik Ülkücü Türk Dernekleri Federasyonu'nu (ADÜTDF) yasaklamalı" dedi.

Fransız hükümetinin "Bozkurtların" faaliyetlerini yasaklaması üzerine Türkiye Dışişleri Bakanlığı'ndan dün bir açıklama yapılmıştı. Açıklamada "Bozkurtlar" isimli bir hareket olmadığı belirtilmiş, bu isimli bir oluşum için "hayal ürünü" nitelemesi yapılmıştı.

Sevim Dağdelen
Sevim DağdelenFotoğraf: Britta Pedersen/zb/dpa/picture-alliance

Ankara'nın bu nitelemesine değinen Sevim Dağdelen, ülkücü hareketin "bir hayal ürünü" olmadığını "ADÜTDF bünyesindeki yaklaşık 170 yerel dernek ve 7 bin üyesiyle en büyük aşırı sağcı, anayasa düşmanı örgütlerden biri" olduğunu, "Kürtlere, Ermenilere, Alevilere, Yunanlara ve Yahudilere karşı tahriklerle Almanya'da kutuplaşmaya ve parçalanmaya hizmet ettiğini" belirtti. Almanya Demokratik Ülkücü Türk Dernekleri Federasyonu 18 Haziran 1978'de Frankfurt'ta kuruldu.

"Bozkurtlar, İslamcı iktidar partisi AKP'nin koalisyon ortağı olan, sağcı Türk partisi Milliyetçi Hareket ile ve farklı düşünenleri takip eden ve terörize eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çevresinin bir bölümüyle yakından ilişkilidir" diyen Dağdelen "İslamcı ve faşist örgütlere sıfır tolerans gösterilmelidir" ifadelerini kullandı.

Yeşiller ve AfD de yasaklama istedi

Yeşiller Partili Milletvekili Cem Özdemir, Irene Mihalic ve Konstantin von Notz da Almanya Yazıişleri Ağı’na konuyla ilgili açıklamalarda bulundu. Yeşiller Partili Milletvekilleri "Federal Hükümet ultramilliyetçi Türk örgüt Bozkurtları yasaklamak zorunda" diyerek örgütün Erdoğan’ın "kolu olduğunu" savundu. 

Alman milletvekilleri, hareket üyelerinin "nefret yaydığını, insanları tehdit ettiğini ve şiddet eylemlerine katıldığını" ifade etti. Konunun partiler üstü olduğunu vurgulayan üç milletvekili Alman Federal Meclisi’nde "Bozkurtların yasaklanması için" diğer partilerle ortak bir inisiyatif geliştireceklerini söyledi.

Sağ popülist Almanya için Alternatif (AfD) Partisi Meclis Grup Başkanı Alexander Gauland da "Bozkurtları" "Erdoğan’ın aşırılık yanlısı askerleri" olarak niteledi. Grubun yasaklanmasının Almanya açısından gecikmiş bir karar olduğunu söyleyen Gauland "Fransa burada demokrasi ve özgürlük mcüadelesi bakımından bir örnek oluşturuyor" diye konuştu.

Ne olmuştu?

Fransa İçişleri Bakanı Gérarld Darmanin pazartesi günü Bakanlar Kurulu kararı ile "aşırı milliyetçi" ve "paramiliter" bir hareket olduğu gerekçesiyle "Bozkurtların" Fransa’daki faaliyetlerinin yasaklandığını duyurmuştu.

Darmanin’ın sosyal medyada paylaştığı  Bakanlar Kurulu kararnamesinde "Bozkurtlar" şeklinde tanımlanan hareketin feshedilmesi "bir kişi ya da gruba karşı herhangi bir etnik gruba bağlantısı ya da bağlı olmaması sebebiyle, kökenleri sebebiyle, nefret, ayrımcılık ve şiddete yol açan silahlı sokak gösterileri yapmayı" yasaklayan Fransa yasalarına ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne dayandırılmıştı. Bakanlar kurulu kararında "Ülkücü" ya da "Ülkücü Hareket" ifadeleri ise yer almamıştı.

Gerald Darmanin
Gerald DarmaninFotoğraf: Ludovic Marin/AFP/Getty Images

Fransa'nın aldığı bu karar Muhammed peygamber karitkatürleri nedeniyle Paris ile Ankara arasında yaşanan diplomatik krizi büyütmüştü. Türkiye Dışişleri Bakanlığı dün yaptığı açıklamada Fransa'nın aldığı kararı "çiftestandartlı bir yaklaşım" olarak nitelemişti. Dışişleri açıklamasında "Ne yazık ki, kendileri sözkonusu olduğunda ifade özgürlüğünün hiçbir şekilde sınırlanamayacağını savunanlar, başkaları sözkonusu olduğunda ifade özgürlüğüne rahatça kısıtlama getirebilmektedir" denilmişti.

DW / EC, TY

©Deutsche Welle Türkçe