1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Siyasi partilerin seçim değerlendirmesi

28 Eylül 2009

Seçim sonuçları Hrıstiyan Birlik Partileri ile liberal Hür Demokrat Parti’nin yüzünü güldürürken, Sosyal Demokratlar, tarihinin en ağır yenilgisine yol açan nedenleri sorguluyor.

https://p.dw.com/p/JsI3
Fotoğraf: AP

Almanya'da genel seçimler sonrası büyük bir hayal kırıklığı yaşayan Sosyal Demokrat Parti, partinin tarihinde aldığı en ağır yenilginin yarattığı şokun üstesinden gelmeye çalışıyor. Bir önceki seçimlere göre 11 puanlık oy kaybeden Sosyal Demokratlar, yüzde 23 oranında oy aldı ve meclisteki sandalye sayısı üçte bir oranında azaldı. Sosyal Demokrat Parti Genel Sekreteri Hubertus Heil ana muhalefet görevini layıkıyla yerine getirmeye çalışacaklarını söyledi:

Hubertus Heil SPD
SPD Genel Sekreteri Hubertus Heil ana muhalefet görevini layıkıyla yerine getirmeye çalışacaklarını söyledi.Fotoğraf: picture-alliance/ Sven Simon

“Bu çok acı bir yenilgi ve bu konu hakkında konuşulması gerekiyor. Yüreği sosyal demokrasi için çarpan herkes -ki buna yalnızca Sosyal Demokratlar değil pek çok başka kişi de dahil- alınan sonuçtan etkilendi. Yeni bir çizgi belirlemek zorundayız. Yani muhalefette olacağımız gelecek yıllarda yeniden kitle partisi olmaya çalışacağız. Böyle bir sonuç almayı istemezdik. Ancak Hür Demokrat Parti ile Hrıstiyan Birlik Partileri'nden oluşan bir koalisyon hükümetinin güçlü bir Sosyal Demokrat muhalefete ihtiyacı var. Biz de buna göre harekete edeceğiz.”

Sol Parti oylarını artırdı ama

Sosyal Demokrat Parti’nin seçimlerde hezimete uğraması, partinin eski genel başkanlarından Sol Parti lideri Oskar Lafontaine'i de sevindirmedi. Çünkü Lafontaine'in öncelikli amacı Hrıstiyan Demokratlar ile Hür Demokrat Parti arasındaki koalisyon kurulmasını engellemekti; ancak bundan başarılı olunamadı. Sol Parti, oy oranlarını bir önceki seçimlere göre yüzde 3,2 oranında artırdı. Parti Federal Meclis'te 76 milletvekili ile temsil edilecek. Sol Parti Genel Başkanı Oskar Lafontaine, seçimlerin tezatlar içeren bir tablo ortaya çıkardığını belirtti:

Oskar Lafontaine
Sol Parti Genel Başkanı Oskar Lafontaine, seçimlerin tezatlar içeren bir tablo ortaya çıkardığını belirtti.Fotoğraf: AP

“Sosyal Demokrat Parti'nin durumu bizi sevindirmiyor, zira bu durum Hrıstiyan Birlik ve Hür Demokrat Parti'nin çoğunluğun desteğini kazanmasına yol açtı. Sosyal demokrat seçmenlerin çoğu oy kullanmadı. Bu da esasında bir tezatlarla dolu bu seçim sonuçlarını doğurdu. Tüm dünyada piyasalarının yeniden düzenlenmesinden ve devlet müdahalesinden bahsedildiği bir dönemde, Almanya’da “devletin ekonomide ağırlığının hissedilmemesini' ve ‘deregülasyon' ilkesini savunan bir hükümet tarafından yönetilecek.”

Hür Demokratlar zafer sarhoşu

Devlet müdahalesinin mümkün olduğunca azaldığı serbest piyasa ekonomisi ve deregülasyon; bunlar seçimlerin esas galibi olarak addedilen Hür Demokrat Parti'nin ilkeleri. Yüzde 14,6 oranında oy alan Hür Demokrat Parti, tarihinin en iyi seçim sonuçlarını elde etti ve Federal Meclis'te üçüncü büyük parti olmayı başardı. Hür Demokrat Parti Genel Başkan Yardımcısı Rainer Brüderle, kendileri için seçimlerden sonraki icraatların önemli olduğunu belirtiyor:

“Önemli olan, seçmenlerin bizi desteklemiş olması, çünkü seçmenler bizim görüşlerimizin mecliste temsil edilmesini istiyor. Bizim görevimiz işte bu görüşleri uygulamaya koymak. Seçimlerden iki kez başarıyla çıkmak gerekiyor, seçim gününde ve müzakere masasında.”

Hristiyan Demokratlar gelecekten umutlu

Hükümet kurmaya hazırlanan Hrıstiyan Birlik Partileri ise hüzünle karışık bir sevinç yaşıyor. Zira Angela Merkel’in lideri olduğu Hrıstiyan Demokrat Birlik Partisi, sandıktan birinci parti olarak çıktı, ancak geçen seçime göre 2 puan dolayında oy kaybetti. CDU Genel Sekreteri Ronald Pofalla, geçmişe değil geleceğe baktıklarını söylüyor:

Ronald Pofalla
CDU Genel Sekreteri Ronald Pofalla, geçmişe değil geleceğe baktıklarını söylüyor.Fotoğraf: AP

“Koalisyon görüşmeleri mümkün olduğunca hızlı bir şekilde yürümeli, hatta gelecek hafta başlamalı. Biz görüşmelerin bir an önce sona ermesi ve hükümetin hemen kurulması taraftarıyız. Hedefimiz bir ay içerisinde koalisyon sözleşmesinin imzalanması.”

Yeşiller ne diyor?

Birlik 90/Yeşiller ise seçimin hem galibi hem de mağlubu. Yeşiller, “Mecliste üçüncü büyük parti olma” hedeflerini tutturamadı, ancak 68 milletvekili ile meclisin en küçük grubu olarak da olsa, Federal Meclis'te temsil edilen beş partiden biri olmayı başardı. Birlik 90/Yeşiller Partisi’nin liste başı adayı Jürgen Trittin, özellikle gençlerden büyük destek aldıklarını vurguluyor:

“Almanya’nın Hristiyan birlik partileri ve liberallerden oluşan bir koalisyon tarafından yönetilecek olması bize acı veriyor. Partimizin şimdiye kadar seçimlerde alınan en iyi sonuca ulaşması dahi, Sosyal Demokrat Parti’nin adeta bir toprak kaymasını andıran oy kaybını dengelemeye yetmedi. Önemli olan bu. Diğer konularda ise rahatız. Biz 45 yaş altı seçmenler arasında Sol Parti’nin önünde yer alıyoruz. Daha yaşlı olan seçmenlerden fazla destek alamadığımız zaten biliyorduk.”

Türkiye'nin AB üyeliği

Seçimlerden sonra oluşan tabloya göre, Almanya’da gelecek dört yıl boyunca muhafazakâr Hrıstiyan Birlik Partileri ile liberal Hür Demokrat Parti koalisyonu iktidarda olacak. Hür Demokrat Parti lideri Guido Westerwelle'nin bu hükümette dışişleri bakanı olarak görev alması bekleniyor. Westerwelle’nin Türkiye’nin AB üyeliğine bakışı Hrıstiyan Birlik Partileri'ne kıyasla daha yumuşak. Hür Demokrat Parti, Türkiye'nin AB üyesi olabileceğini, ancak henüz bunun için gereken şartları yerine getirmediği görüşünde. Hrıstiyan Birlik Partileri ise Türkiye’nin AB üyeliğine kesin bir dille karşı çıkıyor. Hrıstiyan Birlik Partileri'nin Federal Meclis Grup Başkanı Volker Kauder, seçimlerin ardından Türkiye’ye ilişkin görüşlerini şöyle açıkladı:

Verhandlungen über Konjunkturpaket
Hrıstiyan Birlik Partileri'nin Federal Meclis Grup Başkanı Volker Kauder, Türkiye'nin öncelikle kendi üzerine düşen ödevlerini tamamlaması gerektiği görüşünde.Fotoğraf: picture-alliance/ dpa

“Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği önümüzdeki aylarda önemli bir gündem maddesi olmayacak. Bence, Türkiye şu aralar kendisi ve iç politikasıyla o kadar meşgul ki, şu anda böyle bir tartışmaya gerek olduğunu sanmıyorum. Türkiye’nin bazı yükümlülükleri yerine getirmesi gerekiyor. Türkiye'nin daha kendi üstüne düşen görevleri ifa etmeden, sürecin sonundan bahsetmesini anlamıyorum. Siz fasıl fasıl kendi ev ödevlerinizi yapmaya devam edin, neticesini göreceğiz.”

BÖ/MÇ/MK (dw,ap)