1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Sert sorgu yöntemleri yine gündemde

10 Mayıs 2011

Bin Ladin’in izinin bulunmasında sert sorgu yöntemlerinin katkısının olup olmadığı şu sıralar ABD'de tartışma konusu. Bazı eski yöneticiler bu yöntemleri savunuyor.

https://p.dw.com/p/11D3I
Fotoğraf: picture alliance / dpa

ABD’de şu sıralarda yeni bir tartışma daha başlamış bulunuyor. Acaba El Kaide lideri Usame bin Ladin'in izinin bulunmasında sert sorgu yöntemlerinin ne ölçüde katkısı oldu? Bush döneminde terörle mücadele çerçevesinde uygulamaya resmen geçirilen sorgu tekniklerini savunanlar, haklı çıktıklarını düşünüyor.

ABD’nin eski başkan yardımcısı Dick Cheney, Fox televizyon kanalında, kendi dönemlerinde yürürlüğe sokulan sert sorgu yöntemlerinin yasal ve doğru olduğunu savundu. Cheney, “Bu uygulanan, yasal bir programdı. İşkence değildi. Ben bu yöntemlerin bundan sonra da uygulanmasını tavsiye ederim" ifadelerini kullandı.

Eski Başkan Yardımcısı Cheney bu görüşleri savunan tek kişi değil. Eski başkan George W. Bush’un birçok yakın danışmanı da bin Ladin’e karşı başarıyla sonuçlanan operasyonun ardından aynı görüşleri dile getiriyorlar. Örneğin eski savunma bakanı Donald Rumsfeld, tutuklara boğulma hissi veren, -tartışmalı- su ile işkence yönteminden yana görüş bildiriyor. Rumsfeld, “su işkencesi yöntemi ile El Kaide hakkında bir dizi önemli bilginin elde edilmiş olduğunu inkar edenler, gerçeği görmek istemeyenlerdir” şeklinde konuşuyor.

Osama bin Laden
Bin Ladin ABD tarafından düzenlenen bir operasyonla öldürüldüFotoğraf: AP

'Waterboarding'in soruşturmalardaki etkisi

Bush yönetimi döneminde uygulanan sorgu yöntemlerinin yasalara uygun olup olmadığını araştırmış olan hukukçu John Yoo, “İstihbarat birimleri farklı kaynaklardan enformasyonları bir mozaik biçiminde birleştiriyorlardı. (Suda boğulma hissi veren tartışmalı sorgu tekniklerinden biri olan) ‘Waterboarding’ de dahil olmak üzere her bir parça katkıda bulunmuştur" diyor.

Obama yönetimi ise konuya farklı bakıyor. Başkan Obama, göreve gelir gelmez Waterboarding’in bir işkence yöntemi olduğunu söylemiş ve bu uygulamayı yasaklamıştı.

Ancak ABD'de şimdilerde işkence yöntemlerinden yana olanlar yine görüşleriyle gündeme geliyorlar. Çünkü bin Ladin’in yerinin bulunmasında sonucu belirleyenin, onun kuryelerinden birinin verdiği bilgiler olduğu kesinleşti. Kurye ile ilgili bilginin 11 Eylül saldırılarının baş mimarlarından sayılan Halid Şeyh Muhammed'in sorgusu sırasında elde edildiği düşünülüyor. 2003 yılında Halid Şeyh Muhammed’e 183 kez Waterboarding uygulanmıştı. Halid Şeyh Muhammed, kuryeyi tanıdığını itiraf etmiş, ancak El Kaide mensubu olduğunu ısrarla inkar etmişti. Bu ısrarlı tavır, soruşturmayı yürütenlerin kafasında soru işaretleri bırakmış ve kuryenin bin Ladin ile olan ilişkilerini daha yoğun olarak araştırmaya başlamışlardı. Amerikan Merkezi Haberalma Örgütü CIA Başkanı Leon Panetta, “Elde ettiğimiz bu bilgiyi başka yollardan da sağlayabilir miydik, bu sorunun yanıtı hep açıkta kalacaktır" diyor.

Menschenrechtsaktivisten gegen Waterboarding
Waterboarding yöntemi insan hakları örgütlerince protesto edilmiştiFotoğraf: picture-alliance/ dpa

"Obama'nın politikaları başarısız kaldı"

Devletler hukuku uzmanı Karen Greenberg, sürdürülen bu tartışmanın tehlikeli olduğunu belirtiyor ve Başkan Obama’nın bu konudaki politikalarının başarısız kaldığını söylüyor: “İşkenceden yana olanlardan hala hesap sorulmamış olması belki de Obama hükümetinin bize bıraktığı bir miras. Bu yönde hiçbir delil bulunmamasına rağmen, bazıları hala işkence yöntemlerinin başarılı olduğunu ve sonuçta Usame bin Ladin’e götürdüğünü iddia etmeye devam ediyorlar.”

© Deutsche Welle Türkçe

Nicole Markwald / Çeviri: Çelik Akpınar

Editör: Beklan Kulaksızoğlu