1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Sıra dışı bir çamaşırhane

24 Kasım 2008

Almanya'daki bir çamaşırhanede insanları evlerindeymiş gibi hissettirebilmek için ilginç yöntemler geliştirildi. Salonda hem konser hem de tiyatro gösterileri yapılıyor.

https://p.dw.com/p/G0i9
Fotoğraf: DW/Kolb

Tiyatro, opera ve müzeler, Almanya’nın klasik kültür yerleridir. Fakat kültürel yerlere çok farklı biçimlerde de rastlamanız mümkün. Bunun en sıra dışı örneği ise bir çamaşırhane. Almanya’daki bir çamaşırhane diğerlerine göre çok farklı özelliklere sahip. İçeride bir piyano var. Ve rahat koltuklar. İnsanlar çamaşırlarını yıkarken diğer yandan da müzik dinleyip kitap okuyabiliyor. Ya da yeni insanlarla tanışıp sohbet ediyor.

Piyanolu çamaşırhane mi?

Yoldan geçerken burası çok hoş bir kafe diye düşündüm. Pencerede bir piyano görünüyordu. Ancak daha sonra ne dükkanı olduğunu anlayınca çok şaşırdım.

Pek çok çamaşırhane genelde soğuktur ve insanlar en kısa zamanda işlerini bitirip orayı terk etmek ister. Fakat burası çok farklı. Çamaşırhanenin salonu rahat bir oturma odası izlenimi veriyor. Duvara dayalı kırmızı bir kanepe, iki eski koltuk ve bir adet de tahta masa. Pencerenin yanındaki çamaşır makinesi çiçeklerle dekore edilmiş. Makine çalışmaya başladığı zaman, odada bulunan kaktüs ağacı da sallanmaya başlıyor. Makinenin hemen yanında bulunan piyanonu çalan kişi ise bu durumdan pek rahatsız görünmüyor.

Piyanoyu çalan kişinin adı Thomas. Daha önce müzik eğitimi almış. Şimdi ise hukuk okuyor. Fakat piyano çalmak en büyük tutkusu. Evde hiç bir müzik aleti olmadığını belirten Thomas, çamaşırhanede hem piyano çalıp hem de çamaşırlarını yıkayabildiğini dile getiriyor. Thomas, "Burada saatlerce zaman geçirdiğim günler oluyor. Burası benim için halka açık bir oturma odası gibi. Buraya sürekli gelen düzenli müşterileri de zamanla tanıyorsunuz. Burada çok hoş insanlar var. Pek çok iyi insana rastladım“ diyor.

Sadece sohbet etmeye geliyorlar

Çamaşırhaneye gelen müşterilerin görüşü benzer: “Bu çamaşırhaneyi öğrendiğimden beri, buraya geliyor ve ortamın keyfini çıkarıyorum. Genelde yanımda bir kitap getiriyorum. Biraz okuyor ya da insanlarla sohbet ediyorum.” Aurora da buraya düzenli şekilde gelenlerden biri. Aurora, yıkayacak çamaşırı olmasa da her Cumartesi buraya geldiğini söylüyor ve "Buradaki insanlar çok başka. İçeri girip gülümsüyorlar. Evet, farklılar, daha candan davranıyorlar. Burada oturup bir kahve içiyorsunuz. Sonra biri geliyor size 'Merhaba' diyor. Siz de 'Merhaba' diyorsunuz ve konuşmaya başlıyorsunuz. Burada çok iyi arkadaşlar edindim.” diye konuşuyor.

Akşamları tiyatro ya da konser var

Çamaşırhanede olan herşey Klaus'tan soruluyor. O herkes için çok iyi bir sohbet arkadaşı. Aslında bir zamanlar burada bir fotokopi dükkanı varmış ancak işler iyi gitmemiş. Fakat çamaşırhane oldukça iyi işliyor. Klaus günde 30-40 müşterinin geldiğini söylüyor ve ekliyor:

“Zamanla gelişip bu hale geldi. Müşteri bunu heyecan verici buluyor. Bazen sadece kafeye gelmek için uğruyorlar ya da içeride oturup bu atmosferi hissetmek için. Çünkü burası aynı zamanda uluslararası bir yer. Sadece kahve içilip çamaşır yıkandığı için değil aynı zamanda Paris’ten bile çamaşır yıkamaya gelenler olduğu için de uluslararası bir yer. Biri gelip bana, “Paris’te çok pahalı, üç haftada bir buraya gelip çamaşırlarımı getiriyorum“ dedi.“

Çamaşırhane akşamları ise bir tiyatro ya da konser salonuna dönüşüyor. Akşam programı ise çok çeşitli. Küçük doğaçlama tiyatro oyunlarından mini operaya kadar her zevke uygun gösterilere sahne oluyor.