1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Kısıtlamalar restoran çalışanlarını vurdu

20 Kasım 2020

Türkiye'de vaka sayılarının artmasının ardından restoran ve kafelerin çalışmasına kısıtlama getirildi. Çoğu kayıtdışı olan yeme-içme sektöründe çalışanlar yeteri kadar ekonomik destek alamadığından yakınıyor.

https://p.dw.com/p/3lYkd
Fotoğraf: DHA

"Perişan oldum, dedim."

İzmir'de bir lokantada çalışan iki çocuk babası Rıdvan'ın, pandemi sebebiyle restoranlara getirilen yeniden kısıtlama haberini aldığında ilk tepkisi bu olmuş.

40 yaşındaki yirmi yıllık garson "Pandemiden önce ayda yaklaşık 3 bin lira kazanıyordum. Pandemi geldikten sonra bu masaların da azalmasıyla 2 bin liraya düştü. Garsonlukta zaten müşteriyi memnun ettikçe kazandığın beş on lira bahşişe bakıyorsun. Şimdi onu da alamayacağız. Zaten işler yarı yarıya düştüğü için tipler de zalmıştı. Halimiz perişan" diyor.

Türkiye'de vaka sayılarının artmasına paralel olarak hükümet aldığı yeni önlemleri Cuma akşamından itibaren yürürlüğe sokacak. Genelge kapsamında restoranlar akşam da telefonla ya da online siparişle paket servis hizmeti verebilecek. Restoran, lokanta, pastane, kafe, kafeterya gibi yeme ­içme yerleri 10.00-20.00 saatlerinde sadece paket servis veya "gel­-al" hizmeti verecek şekilde açık olabilecek.

Ancak DW Türkçe'ye konuşan yemek ve eğlence sektöründe çalışanların büyük kısmı, önlemlerin kendilerini mağdur edeceğini ve hükümetin pandemi sürecinde sağladığı Kredi Garanti Fonu ile Kısa Çalışma Ödeneği'nin yetersiz olduğunu söylüyor.

Kısa Çalışma Ödeneği'nden faydalanmayı düşünen Rıdvan, "Kapandıktan sonra bana bin 170 lira gibi bir para verilebilirmiş ödenekten. Bu para hiçbir şey. Bir kıymeti yok. Elektriğe zam geliyor, suya zam geliyor. Çocukların da masrafı var. Bununla geçinmek mümkün değil" diye anlatıyor.

Kayıt dışı mağduriyeti

Öte yandan bu ödenek sadece sigortalı çalışanları kapsıyor. DİSK'e bağlı Dev Turizm İş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Yahyaoğlu da  sektör çalışanlarının çoğunun kayıt dışı olduğuna dikkat çekiyor.

Dev Turizm İş Genel Başkanı Mustafa Yahyaoğlu
Dev Turizm İş Genel Başkanı Mustafa Yahyaoğlu Fotoğraf: Privat

DW Türkçe'ye konuşan Yahyaoğlu, "Bu sektörde, bir iş yerinde beş kişi çalışıyorsa biri sigortalıdır. Sigortasızlık çok yaygın bir uygulama. Sigortasız kayıt dışı çalışma sorununu defalarca bakanlığa bildirdik. Ancak bir önlem alınmıyor. Devlet işçiyi feda ediyor ve sigortasızlığa göz yumuyor" değerlendirmesini yaptı.

İstanbul'da bir kafede çalışan Özge ise sigortasız çalıştırıldığı için işsizlik fonundan faydalanamamaktan şikayetçi. 29 yaşındaki garson, "Sigortasız olmak benim seçimim değildi. Sigortalı iş bulabilmek da çok zor. Pandeminin başından beri neredeyse para kazanmıyorum. Şimdi girdiğim işte borçlarımı ödüyordum. Artık ailemin yanına döneceğim" diye anlatıyor.

Dev Turizm İş'den Yahyaoğlu'na göre ise "Bu koşullarda yapılması gereken şey hane desteği. Bütün sektörlerde milyonlarca işçi işsiz duruma düştü. Bu işçilere asgari ücretten destek sağlaması lazım en az. Bu para işsizlik fonunundan karşılanabilir."

Yeme-içme mekanları neden öncelikli?

Aslında restoran, bar ve eğlence yerlerinin kapatılması birçok ülkede yürürlüğe giren pandemi önlemlerinin başında geliyor. Avrupa'da Almanya'da 2 Kasım, Fransa'da 30 Ekim'den bu yana restoran, bar ve alışveriş merkezlerinin büyük bölümü kapalı. Türkiye'de olduğu gibi pek çok ülkede vaka sayılarının artmasıyla çalışma saatleri kısıtlanan veya geçici olarak kapatılan yerlerin başında restoranlar geldi. Halk sağlığı uzmanlarına göre restoranların kapalı kalması salgının hızını yavaşlatmada oldukça önemli.

Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr Sarp Üner'e göre hastalığın bu tür ortamlarda daha hızlı yayıldığı bilinen bir gerçek. Üner, "Restoranlar kışın kapalı yerler olarak hizmet veriyor ve buralarda genelde maskesiz oluyor insanlar. Çünkü bir şeyler yemek içmek için maskeyi çıkarmak gerekiyor. Fiziksel mesafeye de dikkat edilmiyor. Çok kişi bir araya geleceğini ve konuşmanın da olacağını hesaba katarsak bulaşmanın olacağı yerlerden birisi. Bu bulaşmada önemli olan şey temas süresi. temas edilen kişi sayısı ve temasın yoğunluğu. restoranlar bu anlamda bu üçünü de sağlayan yerler" değerlendirmesini yaptı. Hükümetin restoranlara kısıtlama kararını olumlu bulan Üner, AVM gibi kapalı mekanların açık kalmasını eleştirerek getirilen kısıtlamalar büyük ölçüde ekonomik kaygılarla yapılığını ifade etti.

Esnaf: Pandemi değil ekonomik kriz öldürecek

DW Türkçe'nin konuştuğu esnaflar ve çalışanlarsa getirilen kısıtlama uygulamasını büyük ölçüde desteklemekle birlikte yeterli ekonomik önlemlerin alınmadığı görüşünde. Özellikle İstanbul'da restoran ve barların en yoğun olduğu Beyoğlu'nda esnaf pandeminin başından bu yana yüz binlerce liralık zarar ettiğini ve hükümetin bu anlamda kendilerine destek olmadığını söylüyor.

Beyoğlu Eğlence Yerleri Derneği Başkanı Aydın Kalaycı, "Bizi 1 yıl kapatsınlar ama bizim ihtiyaçlarımızı karşılasınlar. Bizi kapatıyorsun. Vergi devam. Evet, erteleniyor ama eninde sonunda vereceğiz. Restoran işletiyoruz biz. Yani burada paket servis olmaz. Herkesin borcu var zaten Beyoğlu'nda. Sadece pandemi değil. Gezi'den beri Beyoğlu esnafı sıkıntıdaydı. Pandemi altın vuruş oldu. Bundan sonra çok sayıda mekanın kapandığını göreceğiz" diye konuştu.

Kalaycı, "Bizi pandemi değil ekonomik kriz öldürecek. Ben mal sahiplerine ne diyeceğim? Benden kira isteyecekler. Ben bu kirayı nasıl vereceğim? Param yok. Dükkanım kapalı. Bundan sonra tahliye davaları, icra davaları olacak. Yani esnafı pandemi değil ekonomik kriz öldürecek. Çok mekanın cenazesi kalkar Beyoğlu'ndan; yani kapatır gider artık çoğu" değerlendirmesini yaptı.

BEYDER Başkanı Aydın Kalaycı
BEYDER Başkanı Aydın Kalaycı Fotoğraf: Privat

Ekonomik destek talebi

Pandeminin başında hükümet, esnafı desteklemek için kredi ve önlemler açıklamış, salgının yarattığı zararı karşılamak için 100 milyar lira değerinde teşvik paketi sunmuştu. Ekonomistler ise bunun beklentiyi karşılamadığı görüşünde.

Ekonomist Veysel Ulusoy'a göre "Herkes bu dönemde devletlerden ve hükümetlerden destek bekliyor. Bu dönemde birçok ülke kendi milli gelirlerinin yüzde onunu, yüzde yirmisini karşılıksız olarak topluma, yatırımcıya ve çiftçiye ayırdı. Ancak biz krize çok kötü yakalandık. Hükümetin veya devletin kimsenin beklentisini karşılayacak durumu zaten yok."

Yeme-içme sektöründe olduğu gibi, pandeminin ekonomik olarak en çok etkilediklerinin başında kayıt dışı çalışanların geldiğini söyleyen Ulusoy, "Türkiye'de çalışanların 30'undan fazlası kayıt dışı. Bunlar işsizlik maaşı alamıyorlar. Hem gençlerin, hem sigortasız çalışanların, ayrıca sigortalı çalışanların mağduriyeti var. Bu, sadece paket servise izin vermekle dönecek gibi değil. Çünkü kiralar çok yüksek" değerlendirmesini yaptı. Devletin, bu koşullarda para basıp hane halkına dağıtması gerektiğini dile getirdi.

Mağduriyetinin kısa vadede giderileceğinden umutsuz olan İzmir'den garson Rıdvan ise şöyle diyor: "Bize ne olacak? Bu işçiler ne olacak düşünen yok. Bundan sonra ya meslek değiştireceğiz ya başka sektöre geçeceğiz. Öbür türlü aç kalırız."

Deniz Barış Narlı / İstanbul

© Deutsche Welle Türkçe