1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Petrolün alternatifi önem kazanıyor

Rolf Wenkel22 Kasım 2007

Petrol fiyatları 100 Dolar sınırına dayandı. Uzmanlar, kriz ihtimalini tartışıyor. Deutsche Welle ekonomi servisi editörü Rolf Wenkel, yorumunda, petrol fiyatları arttıkça olumlu gelişmeler de kaydedildiğini belirtiyor.

https://p.dw.com/p/CQK0
Rolf Wenkel
Rolf Wenkel

Söz konusu petrol olunca temel ekonomi yasaları adeta ete kemiğe bürünür. Zira ekonomik öğretilerin en güzel örneği petroldür. Petrolde arz ve talep fiyatı belirler. Çin kalkınmasını, Amerikalılar da arabalarını petrolle hızlandırırken kuzey yarım kürede de kış koşullarıyla beraber ısınma periyodu başladı. Petrol arzıysa talebine göre daha düşük. Petrolle ilgili jeopolitik kargaşalarsa bolca mevcut. Örneğin ABD ve İran karşılıklı diş biliyor yada yeterli rafineri kapasiteleri oluşturacak teknik zorluklar oldukça fazla. Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü OPEC, üretim oranları konusunda yeterli esnekliğe sahip değil. Sadece Suudi Arabistan günlük petrol üretimini kısa süreliğine arttırabilirken, o da OPEC konferanslarında diğer üye ülkeler tarafından frenleniyor.

Spekülatörleri de unutmamak gerekir, ki onlar geçtiğimiz haftalarda fiyatı yukarı çekti. Bu adeta peşinen gerçekleşeceğini bildiğimiz bir kehanete benziyor. Zira herkes fiyatın artacağını düşünüyor, borsacılarsa artan fiyatlara yatırım yaparak parayı topluyor. Örneğin emlak krizinden dolayı Hedge-Fonları için banka hisseleri artık cazibesini yitirdi ve para artık petrol hisselerine akıyor.


Heyecanlı unsur

Ekonominin işleyişini kavramak o kadar da zor değil. Yani kısacası talep yüksek, arz da kıt olunca fiyatlar tavan yapıyor. Ancak konuyu heyecanlı kılan unsur, petrol fiyatı şokunun dünya ekonomisini nasıl etkileyeceği. Belki bu etkilenme en azından Avrupa’da, beklenenden daha az olacak. Bunun sebebi, euronun dolar karşısındaki değer kaybından başkası olamaz. Zira Avrupalılar euroyla ödedikleri petrol faturalarındaki artışı hissetmediler. ABD ise durum farklı. Mevcut mali kriz ve tüketicilerin azalan güveni, ekonomik gerilemeye neden olacaktır.

Avrupa’da yaşayan bizler, pahalı petrolden daha az etkilenmeyi farklı sebeplere de borçluyuz. Örneğin biz yüksek fiyatlı petrolle yaşamayı öğrendik: Kimya endüstrisi, demir çelik sanayi gibi enerji kullanımı yoğun olan alanlar enerji etkinliğini çığ gibi büyüttü. 20 yıl öncesine göre, aynı büyüme süreci için neredeyse yarı yarıya daha az enerjiye ihtiyaç duyuyoruz. Ayrıca bankacılıkta, bilgi teknolojileri yada hizmet sektörü gibi alanlar diğer alanlara kıyasla petrole daha az ihtiyaç duyuyor. Petrol tüm dünyada göreceli olarak 20 yıl öncesine göre daha önemsiz bir üretim faktörü halini aldı. İşte bu yüzden tüm üretim çarkları varil başı fiyat 150 dolara da çıksa durmayacaktır.


Petrol sonrası senaryolar

Hem petrolle ilgili olarak bir krizden ziyade bir fırsattan bahsetmek yerinde olur. Çünkü petrol fiyatı arttıkça alternatifler de daha cazip hale geliyor. Şimdiye kadar petrolle kıyaslandığında ekonomik çekiciliği düşük olan alternatifler böylece gündeme gelebilir. Bilim adamları petrolün bitiminden sonra oluşabilecek senaryolara kafa yorar oldular. Tükenmez enerji kaynakları; güneş, su, rüzgar, yerküre sıcaklığı ve biyokütleler üzerindeki araştırmalarını yoğunlaştırdılar. Biz tükenebilir enerji kaynaklarımızın, evelerimizin ısınması, posta kutumuza ulaşmak için kullandığımız arabamız yada ucuz hava yolu şirketleriyle yerküreyi baştan başa dolaşmak için çok değerli olduğunu çoktan öğrendik. Her türlü fiyat patlaması, çareyi de beraberinde getiriyor: Sanayiyi, enerjiyi daha etkin şekilde kullanmaya, tüketiciyi, kalorifer ve arabalarının yakıtı konusunda daha tutumlu davranmaya, enerji üreticilerini enerji araştırmaları ve alternatif enerjiler konusuna daha fazla yatırım yapmaya zorluyor. Petrol fiyatı arttıkça, petrol bağımlılığımızı asgariye indiren yatırımlar daha verimli hale gelmiş oluyor. İşte bu yüzden petroldeki fiyat artışı devam edebilir. Zira artışın artısı da var.