1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Orman Kanunu'nda değişikliğe "rant sağlama" eleştirisi

1 Aralık 2021

Orman Kanunu'nda yapılan değişikliği DW Türkçe'ye değerlendiren uzmanlar, söz konusu değişikliğin ormanı ekosistem değil rant kaynağı olarak gören politikaların bir sonucu olduğu görüşünü dile getiriyor.

https://p.dw.com/p/43i3v
Sakarya yakınlarındaki orman
Sakarya yakınlarındaki ormanFotoğraf: Halil Sagirkaya/AA/picture alliance

Orman Kanunu'nun 17'nci maddesinde yapılan değişiklikle orman alanlarında verilen ormancılık dışı kullanım izinleri genişletiliyor. Resmî Gazete'de salı günü yayımlanan yönetmelik, ormanlık alanlarda yapılaşmanın önünü açacağı gerekçesiyle eleştiriliyor. 

Düzenlemeye göre "kamu yararı ve zaruret" bulunması halinde ormana odun kömürü tesisi, ceza infaz kurumu, adliye binası, aile sağlığı merkezi, dini eğitim tesisleri, futbol sahası, kapalı spor salonu gibi bina ve tesisler yapılabilecek. Ayrıca turizm maksadıyla izin verilen bina ve tesislerin çatı cephelerinde enerji üretim tesisleri de kurulabilecek.

DW Türkçe'ye konuşan uzmanlar, değişikliğin Anayasa'nın 169'uncu maddesine ve 6831 sayılı Orman Kanunu'na aykırı olduğunu belirtiyor. Anayasa'nın 169'uncu maddesinde ormanlara zarar verebilecek hiçbir faaliyet ve eyleme müsaade edilemeyeceği belirtilerek "Devlet ormanların korunması ve sahalarının genişletilmesi için gerekli kanunları koyar ve tedbirleri alır. Devlet ormanlarının mülkiyeti devrolunamaz" deniyor.

DW Türkçe'ye konuşan uzmanlar, söz konusu değişikliğin ormanı ekosistem değil rant kaynağı olarak gören politikaların bir sonucu olduğu görüşünde.

"10 hektardan küçük ormanlar 11 yılda yüzde 188 arttı"

Ormancılık Politikası Uzmanı Prof. Dr. Erdoğan Atmış, bu tür izinlerin "kamu yararından çok belli çevrelere rant sağlamayı" amaçladığını belirtiyor.

Prof. Dr. Atmış, ormanları parçalayan ve ormansızlaştırmayı hızlandıran izinlerin bilançosunu şöyle anlatıyor:

"Orman Genel Müdürlüğü verilerine göre; sadece 2008 ile 2019 yılları arasındaki 11 yıllık sürede; ormanlarımızdaki 10 hektardan küçük orman parçalarının sayısı rekor bir oranla yüzde 118 artarak 55 bin 484'ten 120 bin 789'a çıkmıştır. Böylece ormanlarımızdaki parça sayısı 101 bin 890'dan yüzde 55,6 artarak 158 bin 519'a ulaşmıştır."

Ormancılık Politikası Uzmanı Prof. Dr. Erdoğan Atmış
Ormancılık Politikası Uzmanı Prof. Dr. Erdoğan AtmışFotoğraf: privat

Prof. Dr. Atmış'ın paylaştığı verilere göre 2012 ile 2020 yılları arasında yılda ortalama 9 bin 705 hektar orman yanarken, ormancılık amacı dışındaki tahsisler nedeniyle yılda ortalama 37 bin 869 hektar orman yok oldu. Prof. Dr. Atmış, çevre hassasiyetinin orman yangınlarıyla sınırlı kalmaması gerektiğini vurguluyor.

"Her yaz ormanlar yanarken isyan eden bizler, ormanların bu şekilde yok edilmesine ne yazık ki ilgisiz kalıyoruz. Her yıl yanan ormanların 4 katını bu tür izinlerle kaybediyoruz. Yanan alanlar 30-40 yılda da olsa orman olarak geri geliyor. Fakat otel, termik santral, maden tesisi, havalimanı, yol gibi dönüştürülen ormanların tekrar orman ekosistemine döndürülmesi mümkün değil."

Kanun, AKP döneminde 30 kez değiştirildi

Kırsal Çevre Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Demirtaş, 6831 sayılı Orman Kanunu'nun Kamu İhale Kanunu'ndan sonra en fazla değiştirilen yasa olduğunu söylüyor. Kanun, AKP iktidarı döneminde tam 30 kez değiştirildi. Demirtaş, "Bu değişikliklerin hemen hemen büyük çoğunluğu da yasanın 16'ncı, 17'nci ve 18'inci maddeleriyle ilgiliydi. Özellikle 17'nci maddede o kadar çok değişiklik yapıldı ki... 1956 yılında yürürlüğe giren bu yasa, çıkarılış amacı amacının dışına çıktı ve başka bir şeye dönüştü" diyor.

Kırsal Çevre Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Demirtaş
Kırsal Çevre Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet DemirtaşFotoğraf: privat

Yüksek orman mühendisi Demirtaş'a göre yönetmelikteki "kamu yararı ve zaruret" ifadeleri gerçek anlamından uzak. Demirtaş, burada kamu yararının bulunmadığına dikkat çekerek, şunları söylüyor:

 "Tam bir aldatmaca ve çarpıtma amacıyla konulmuş olan sözcükler. Burada kamu yararı yok ve bu bir zaruret değil. Kanunun içini boşaltan, anlamsız hale getiren uygulamalarla karşı karşıyayız. Dolayısıyla artık Türkiye ormanlarında yapılamayacak bir etkinlik kalmadı. Limanların bağlantı tesislerine bile izin veriliyor. Hem ekonomik kriz hem de yönetememe krizi var. 'Ormandan beş kuruş para kazanırsak belki sorunu çözeriz ya da kendi çevremize pazarlarız' yaklaşımı ile ormanlar talan ediliyor."​​

Demirtaş, izin verilen insan faaliyetlerinin orman ekosistemini oluşturan hayvanların ve bitkilerin yaşam koşullarını bozacağını vurguluyor. Demirtaş, "Diyelim ki 70'e 105 ölçülerinde yeşil çimlerle kaplı bir futbol sahası var. Bu futbol sahasının içine 4 köpek kulübesi, 2 golf çukuru açarsanız ne olur? 20 metrekare yer verdim, futbol sahası duruyor diyebilir misiniz? Orada artık futbol oynanır mı? Ormanlara yapılan da budur" değerlendirmesinde bulunuyor.

Aynur Tekin

© Deutsche Welle Türkçe