1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git
SağlıkKüresel

Maymun çiçeği hastalığı hakkında neler biliyoruz?

22 Mayıs 2022

Henüz Türkiye’de tespit edilmese de her geçen gün daha fazla ülkede maymun çiçeği vakası kaydediliyor. Peki, maymun çiçeğinin semptomları neler? Hastalıktan korunmak için neler yapmak gerekir?

https://p.dw.com/p/4BhHH
Maymun çiçeği hastalığı dünya çapında giderek daha fazla ülkede tespit ediliyor. DSÖ'ye göre şu ana kadar 12 ülkede 92 vaka tespit edildi.
Maymun çiçeği hastalığı dünya çapında giderek daha fazla ülkede tespit ediliyor. DSÖ'ye göre şu ana kadar 12 ülkede 92 vaka tespit edildi.Fotoğraf: Brian W.J. Mahy/CDC/REUTERS

Her geçen gün daha fazla ülkede maymun çiçeği virüsü tespit edilirken, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) hastalığın dünya çapında daha da yayılmasını beklediklerini açıkladı. Birleşmiş Milletler’e bağlı kurumun Cumartesi açıkladığı verilere göre, 21 Mayıs tarihi itibarıyla endemik olarak maymun çiçeği virüsünün bulunmadığı 12 üye ülkede toplam 92 vaka tespit edildi, 28 kişinin durumu da muhtemel maymun çiçeği vakası olarak ele alınıyor.

DSÖ, ellerindeki bilgilere dayanarak hastalığın semptom gösteren insanlarla yakın temas kurarak bulaştığını belirtti. DSÖ yaptığı açıklamada, “Birden fazla ülkede, endemik bir bölgeye herhangi bir seyahat geçmişi olmayan doğrulanmış ve şüpheli maymun çiçeği vakalarının tanımlanması atipiktir. Bu nedenle, maymun çiçeği hakkında farkındalığın artırılmasına, kapsamlı vaka bulma ile (destekleyici bakımla birlikte) izolasyonun üstlenilmesine, daha fazla bulaşmayı sınırlamak için temas izleme ve destekleyici bakıma acilen ihtiyaç vardır” dedi.

Son olarak İsrail, bir kişinin maymun çiçeği virüsüyle enfekte olduğunu açıklarken, erkek hastanın yurt dışından dönüşte ateş ve yara şikayetiyle hastaneye gittiğini belirtti. Almanya’da da Cuma günü ilk maymun çiçeği vakası, Portekiz ve İspanya üzerinden ülkeye giriş yapan 26 yaşındaki bir kişide görülmüştü. Almanya’nın Bavyera eyaletinde görülen bu ilk vakanın ardından Cumartesi günü Berlin’de de iki kesinleşmiş vaka olduğu açıklandı. Hastaların durumlarının stabil olduğu ifade edilirken, ilerleyen günlerde vaka sayılarının daha da artmasının beklendiği söylendi.

Amerika Birleşik Devletleri’nde de görülen maymun çiçeği virüsü konusunda konuşan ABD Başkanı Joe Biden, maymun çiçeği vakalarının “endişe yaratacak” bir konu olduğunu söyledi. Biden ayrıca hangi aşının bu hastalığa karşı etkili olabileceği konusunda çalışmalar yapıldığını belirtti.

Peki, virüs ne kadar etkili? Hastalığın semptomları neler? Hastalıktan korunmak için neler yapmak gerekir? Bu soruların yanıtlarını sizin için derledik.

Maymun çiçeği virüsünün kaynağı nedir?

Maymun çiçeğine, çiçek virüsü ile yakından ilişkili bir virüs neden oluyor. Bu virüs, 1980'den bu yana ortadan kaldırıldığı düşünülen çiçek hastalığının etken maddesi olarak geçiyor.

Maymun çiçeği virüsü çeşidi de bulunan çiçek virüsünün bir çizimi
Maymun çiçeği virüsü çeşidi de bulunan çiçek virüsünün bir çizimiFotoğraf: Science Photo Library/IMAGO

Çiçek hastalığı ile karşılaştırıldığında maymun çiçeği, kemirgenler veya maymunlar gibi çeşitli memeli türler de dahil olmak üzere birçok hayvan türünü etkileyebilir. İnsanlarda maymun çiçeği enfeksiyonu vakalarının çoğu, hayvanlardan insanlara bulaşan cinsten. Virüsün bulaşması en çok Orta ve Batı Afrika'nın ormanlık alanlarında görülür.

Almanya’daki Robert Koch Enstitüsü’ne göre, maymun çiçeği "yeniden ortaya çıkan hastalıklardan" biri. Bu, hastalığın azalmaya başladıktan sonra tekrar yayıldığı anlamına geliyor. Son yıllarda, özellikle Batı ve Orta Afrika'da salgınların arttığı ifade edildi. Afrika Birliği’nin sağlık örgütüne göre, koronavirüs pandemisi sırasında birkaç maymun çiçeği enfeksiyonu salgını yaşandı, ancak hepsi de kontrol altında tutuldu.

Maymun çiçeği semptomları neler?

Çiçek ile maymun çiçeği arasında sadece virüs bakımından benzerlikler bulunmuyor; aynı zamanda bu iki hastalığın belirtileri de benzeşiyor. Virüs ile enfekte olan kişilerde, enfeksiyondan yaklaşık bir ila iki hafta sonra yüksek ateş görülüyor. Bunun yanı sıra lenf bezlerinde şişme, baş ağrısı, sırt ağrısı, kas ağrısı ve genel yorgunluk da hastalığın belirtileri arasında yer alıyor.

İngiltere Sağlık Ajansı tarafından yayınlanan bilgilere göre maymun çiçeği virüsü nedeniyle vücutta çıkan lezyonlara örnekler
İngiltere Sağlık Ajansı tarafından yayınlanan bilgilere göre maymun çiçeği virüsü nedeniyle vücutta çıkan lezyonlara örneklerFotoğraf: UKHSA/dpa/picture alliance

Bu virüs için tipik olan kabarcık benzeri yaralar (lezyonlar) genellikle ateşin başlamasından birkaç gün sonra ortaya çıkıyor. Maymun çiçeği hastalığında bu kabarcıklar çoğunlukla yüzde, ellerde, ayaklarda ve ağız içi mukozasında görülüyor. Bunlar kaşıntıya veya ağrıya sebep olabilir. Bununla birlikte, bir maymun çiçeği enfeksiyonunun seyri, tespit edilemeyecek kadar hafif de olabilir. Ve bu durum, virüsün diğer insanlara bulaşma riskini artırıyor.

DSÖ’ye göre, maymun çiçeği hastalığından etkilenen insanlar genellikle çiçek hastalığında olduğu kadar ciddi şekilde hastalanmıyorlar. Çiçek hastalığının, maymun çiçeği hastalığına göre daha yüksek bulaş riskine sahip ve daha ölümcül olduğu ifade ediliyor.

Maymun çiçeği ne kadar tehlikeli?

Uzmanlara göre, maymun çiçeği enfeksiyonu geçirmek, etkilenenlerin çoğunda kendi kendine geçse ve kalıcı bir hasar bırakmasa bile ciddi bir hastalık.

Çocuklar özellikle risk altında bulunuyor. Çocukların bu enfeksiyondan ölüm oranları, yaşı daha büyük olan gruplara göre önemli ölçüde daha yüksek. Maymun çiçeği virüsü, henüz anne karnında olan fetüse plasenta yoluyla bulaşabileceğinden ve hamilelikte komplikasyonlara veya düşüklere yol açabileceğinden hamile kadınlar da daha yüksek risk altında bulunuyor.

Bu hastalık konusundaki en yaygın sorunlardan birinin, başka bakteriyel enfeksiyonların maymun çiçeği virüsü ile birlikte ortaya çıkmasından kaynaklandığı ifade ediliyor. Bunlar, zatürreye, beyin zarı iltihabına (menenjit) veya korneanın enfekte olması nedeniyle körlüğe yol neden olabiliyor.

Maymun çiçeği enfeksiyonunun ne kadar tehlikeli olduğu aslında virüsün genetik grubuna bağlı bulunuyor. Virüsün iki tipinden biri olan Batı Afrika tipi, bazı kişilerde ciddi hastalıklara yol açsa da burada yüzde 1 ile ölüm oranı daha düşük olarak seyrediyor. Diğer tip olan Orta Afrika tipi maymun çiçeğinde ise bu oran yüzde 10’a kadar çıkabiliyor.

Hastalık nasıl bulaşıyor?

Maymun çiçeği virüsü bir kişiden diğerine, enfekte olan kişinin vücudunda çıkan lezyonlar, vücut sıvıları, solunum damlacıkları ve yatak örtüsü gibi kontamine materyallerle temas yoluyla bulaşıyor. Anneden fetüse plasenta yoluyla da bulaşabilir. Robert Koch Enstitüsü'ne göre, cinsel yolla bulaşma da mümkün.

Maymun çiçeği virüsü ile enfekte olmuş bir hastanın ellerindeki lezyonlar
Maymun çiçeği virüsü ile enfekte olmuş bir hastanın ellerindeki lezyonlarFotoğraf: Brian W.J. Mahy/CDC/REUTERS

Maymun çiçeği virüsünün soluduğumuz havadaki damlacıklar yoluyla bulaşma ihtimali, özellikle enfekte kişilerle yaşayan veya onlara tıbbi bakım sağlayan kişiler için riski artırıyor.

Maymun çiçeğinden nasıl korunmak gerekiyor?

DSÖ, sağlık otoritelerinin alması gereken en önemli önlemin, bulaşma zincirlerini kesmek için enfekte kişilerle temasta bulunmuş insanların tespit edilip bu insanlara ulaşılması olduğunu ifade ediyor.

DSÖ’ye göre, yüksek riskli temaslılara önerilen bir aşı bulunuyor. Bu, çiçek hastalığına karşı kullanılan vaccinia aşısının daha da geliştirilmiş halidir. Virüsler benzer olduğu için maymun çiçeğine karşı da yüzde 85 etkili olacağı hesaplanıyor.

Almanya'da, çiçek hastalığına karşı aşı için genel tavsiye, bu patojenin ortadan kaldırılmış olması ve aşının sık olarak ciddi yan etkilere neden olması nedeniyle 1983'te kaldırılmıştı. Türkiye’de de çiçek aşısı 1980’lerin başında kaldırıldı.

Daha az yan etkiye sahip olduğu tespit edilen daha yeni, üçüncü nesil bir çiçek aşısı bulunuyor. Bu aşı sağlık birimleri tarafından onaylanmış, ancak DSÖ’ye göre henüz yaygın olarak mevcut değil. Bu nedenle dünya nüfusunun büyük bir kısmı çiçek hastalığına karşı aşılanmamış durumda. Ayrıca 1980’li yıllardan önce çiçek aşısı olanların da, aşının üzerinden yaklaşık 40 yıl geçmiş olması nedeniyle, hastalığa karşı ilk günkü kadar yüksek dirençli olmadıkları varsayılıyor. Ancak DSÖ uzun zaman önce de olsa çiçek aşısı olanların hastalığı daha hafif bir seyirle geçirme ihtimallerinin daha yüksek olduğunu ifade ediyor.

DW,rtr,dpa,AP,epd/DÇÜ,EC