1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Mali kriz yeni kurbanlar arıyor

Karl Zawadzky2 Nisan 2008

Amerika Birleşik Devletleri’nde başlayan kriz, finans sektörünü etkilemeye devam ediyor. İsviçre’nin en büyük bankalarından UBS, bu yılın ilk üç aylık dönemini 7,6 milyar Euro’luk zararla tamamladı.

https://p.dw.com/p/DZ5R
UBS, mali krizden etkilenen kurumların başında geliyor
UBS, mali krizden etkilenen kurumların başında geliyorFotoğraf: picture-alliance/ dpa

Deutsche Bank, ABD’deki emlak ve ipotek krizinin dalga dalga gelen yansımaları sonucu geçen yıl ve bu yıl toplam yaklaşık 5 milyar Euro zarara uğradı. Bu aslında önemli bir meblağ; ancak toplam bilanço ve rezervler ile kıyaslanacak olursa, altından kalkılamayacak para da değil. Özellikle Almanya’nın önde gelen bankasının Yönetim Kurulu Başkanı Josef Ackermann, şeffaflıktan yana tavır aldığı için, banka da bunun yararını görüyor. Ackermann daha haftalar önce, geçen yılın bilançosuna ilişkin düzenlediği basın toplantısında şöyle konuşmuştu: “Deutsche Bank, genel olarak krizden, birçok uluslararası rakibimizden çok daha az etkilenmiştir. Biz, her an sınırsız bir biçimde efektif paraya ulaşma olanağına sahibiz. Finansman giderleri açısından dünyanın en iyileri arasına katıldık.”

UBS Başkanı Marcel Ospel, istifasını verdi
UBS Başkanı Marcel Ospel, istifasını verdiFotoğraf: picture-alliance/ dpa


Finans piyasalarında güven hedefi

Deutsche Bank, krize ilişkin ortaya yayılan haberler konusunda çok hızlı ve ayrıntılı bilgi vermesiyle de puan topluyor. Bu da borsalarda karşılığını buluyor. Sonuç olarak bankanın hisse senedi puanlarında düşme değil, artış bile gözleniyor. Bunda, Deutsche Bank’ın krizi atlattığı ümidini taşıyan yatırımcıların da rol oynamış olabileceğine dikkat çekiliyor. Banka’nın Yönetimi Kurulu Başkanı Ackermann bu konuda şunları söylüyor: “Şimdi finans piyasalarına güvenin yeniden tesis edilmesi ve yatırımcıların yeniden kazanılması için elden gelen herşeyin yapılması gerekir. Burada Deutsche Bank, şeffaflık konusunda öncü rol oynadığını rahatlıkla iddia edebilir.”

İsviçre’nin büyük bankalarından UBS ise, son krizde sadece çok miktarda para kaybına uğramakla kalmadı, enformasyon politikaları nedeniyle güveni de sarsıldı. Bu da bankanın başkanı Marcel Ospel'i koltuğundan etti. UBS’in hayatta kalması, Singapur’dan sağlanan ve 13 milyar İsviçre Frank’ı hacmindeki devlet fonları ile, Orta Doğu’lu anonim bir sermaye kuruluşunun yatırımlarına bağlı. UBS, hisse senedi sahiplerine de yeni sermaye yatırımlarında bulunmaları çağrısı yapıyor.


Lehman Brothers’ın sıkıntısı

ABD’nin en büyük dört yatırım bankasından biri olan Lehman Brothers’ın da taze paraya ihtiyacı bulunuyor. Banka, daha sonra hisse senedine dönüştürülebilecek tahvil satışları yoluyla üç milyar doların kasasına girmesini ve böylece finans piyasalarında efektif para zorluğu çekildiği yolundaki söylentilere karşı direnişini güçlendirmek istiyor.