Yabancı düşmanlığı tırmanıyor
22 Kasım 2013Radyoda vatansever şarkılar ve sayısız balkonda Mısır bayrakları... Muhammed Mursi'nin devrilmesinden beri Mısır’da milliyetçilik dalgası hızla yayılıyor. Yeni ivme kazanan bu milliyetçi dalganın karanlık tarafı ise Batılı yabancıların da etkisinden kendilerini kurtaramadığı, yükselen yabancı düşmanlığı.
Daha eylül ayında, bir Fransa vatandaşı Kahire hapishanesinde hayatını kaybetti. Ölümün hangi koşullarda gerçekleştiği aydınlığa kavuşturulamadı. Geçen ay ise bir Amerikalı hücresinde kendini astı. Her ikisi de asker tarafından ilan edilen sokağa çıkma yasağına uymadıkları gerekçesiyle tutuklanmıştı. Diğer birçok yabancı da haklarında herhangi bir suçlama olmadan tutuklu bulunuyor.
Bu haberler, ülkenin zaten zor bir dönemden geçen turizm branşı için sıkıntı yaratıyor. Diğer birçok branş çalışanı gibi, Kahireli turist rehberi Ömer de saldırıları önemsiz göstermeye çalışırken, Müslüman Kardeşler'in ABD ve AB tarafından finanse edildiği yönündeki komplo teorilerinden söz ediyor:
“Bu tür vakalara tek tük rastlanıyor. Konuştuğumuz şey üç, dört, beş yabancının hayatını kaybetmesi. Mısır’daki siyasi grupların yurtdışından finanse edildiği dedikodularından bu yana durum muhtemelen biraz gerginleşti.”
Yükselen Amerikan karşıtlığı
Yabancı düşmanlığının hedefinde daha çok Amerikalılar var. Geçtiğimiz ay ABD'nin Mısır ordusuna malî desteğini sınırlamasından bu yana, halkın büyük bir kısmı Amerikalıların niyetinin kötü olduğuna inanıyor.
Güçlü bir şekilde ortaya koyulan ABD karşıtlığı ekonomik açıdan fazla önem taşımıyor. Mısır’ı yıl içinde ziyaret eden turistlerin sadece yüzde 3'ü Amerikalıydı. Kahire’deki otellerde, ABD'den gelen ziyaretçilere muhtaç olunmadığı ise sık duyulan bir cümle. Amerikalılardan çok yabancı medya suçlanıyor.
Yabancı basının Mısır’daki siyasi koşulları abarttığını kaydeden Grand Royal Hotel’in müdürü Madeleine Fethi “Kahire'de sokağa çıkma yasağı olduğunu, buranın güvenli olmadığını ve buraya gelinmemesi gerektiğini söylüyorlar. Bence durum şu an daha iyi, önceye nazaran daha güvenliyiz. Fakat medya, çok daha farklı bir resim çiziyor” şeklinde konuşuyor.
Batılı göçmenler için Mısır son sırada
Medya, Mısır’ı ziyaret eden yabancıların, Mısır’da yaşadıkları deneyimlerden yola çıkarak, yabancı düşmanlığının ülkede yükseldiği tahminini yansıtıyor. İngiliz HSBC bankasının, 37 ülkeden 7 bin kişi ile görüşerek yaptığı yeni bir araştırma da bunu ortaya koyuyor. Batılı göçmenler için çekici ülkeler listesinde Mısır son sırada geliyor. Bu durum ülkede artan yabancı düşmanlığına bağlanıyor.
Mısır’ın imajı için tehlike oluşturan bir diğer konu da artan cinsel saldırılar. Sadece yazın, ordunun Mursi'yi devirmesini takiben düzenlenen bir haftalık gösterilerde, Kahire’nin merkezinde, aralarında birçok toplu tecavüzün de bulunduğu 100’den fazla taciz olayı zabıtlara geçti. Saldırıya uğrayan yabancı kadın muhabirler kitlesel gösterilerden uzak durmaya özen gösteriyorlar.
Mısır’da ikamet eden 200 bin ila 300 bin dolayındaki Suriyeli mülteci, İslamcı gösterilere katıldıkları için Müslüman Kardeşler'in destekçileri olarak görülüyor ve ülkedeki hasmane havadan nasibini alıyor. Ağustos ayından beri, Mısırlı yetkililer aralarında çocukların da bulunduğu 800’ü aşkın Suriyeliyi tutukladı.
Suriyelilere yönelik saldırılar
Yabancı düşmanlığı kadar Suriyelilere yapılan saldırılar da ülkeye zarar veriyor. Birçok Mısırlı, Suriyelilerin iş imkânlarını ellerinden aldığını öne sürüyor. Aslında genel olarak orta sınıftan, iyi eğitim almış ve iş deneyimi olan Suriyeliler Mısır ekonomisine katkı sağlıyorlar.
Mısır’da faaliyet gösteren yardım kuruluşu Tadamon çalışanı Muhammed Ebu Salim Suriyelilerin İslamcılara destek oldukları suçlamasına katılmıyor:
“Bunu bilerek yaptıklarını sanmıyorum. Büyük bir felaketten geliyorlar ve pek düşünmeden olaylara karışıyorlar. Fakat vergilerini ödüyorlar. Bu da iyi bir şey…”
Birleşmiş Milletler, Suriyeli mültecilerin Mısır ekonomisine en az 2 milyar dolarlık yatırım yaptığını tahmin ediyor. Yüzlerce Suriyeli ise geçen aylarda artan düşmanca tutumdan ötürü işyerini kapatmak zorunda kaldı.
©Deutsche Welle Türkçe
Markus Symank / Aslı Polatdemir
Editör: Ercan Coşkun