1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

090311 EU-Parlament Libyen

9 Mart 2011

Batı, Libya’da devam eden iç savaşa ve demokrasi taleplerine bir çözüm arıyor. AP'de düzenlenen oturumda, gelişmeler masaya yatırılırken, Libya lideri Kaddafi olası uçuş yasağına karşı savaşacaklarını söyledi.

https://p.dw.com/p/10Wft
AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton
AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Catherine AshtonFotoğraf: dapd

NATO ülkeleri, Libya’ya karşı herhangi bir askerî müdahale konusunda üç prensip belirlediğini açıkladı. Bunlar, böyle bir ihtiyacın kanıtlanabilmesi, açık yasal bir dayanak ve bölgesel destek.

NATO savunma bakanları Perşembe günü yapacakları toplantıda ayrıntıları ele alacak. Avrupa Parlamentosu milletvekilleri de düzenledikleri oturumda, Libya’daki gelişmeleri masaya yatırdı. Çoğu milletvekili, insanî yardımın güçlendirilmesi ve Libya’ya uçuş yasağı getirilmesi yönünde görüş bildirdi.

Libya lideri Muammer Kaddafi ise yaptığı açıklamada Batı’yı Libya petrollerinin peşinde olmakla suçladı. Kaddafi, Batılı ülkeler ya da Birleşmiş Milletler ülkesinin hava sahasını uçuşa yasak bölge ilan ederse, bu karara karşı savaşacaklarını söyledi.

Uluslararası toplum, Libya’da yaşananları haftalardır kaygıyla izliyor. Bu küçük petrol ülkesindeki şiddete son verebilmek için askerî müdahale dahil her türlü seçenek üzerinde tartışılıyor. NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen, yaptığı son açıklamada, NATO'nun Libya'ya müdahale etmeyi beklemediğini ancak ordudan her türlü olasılık için dikkatli bir planlama yapmasını istediklerini söyledi. Rasmussen, “talep edildiği ve gerekli olduğu takdirde, çok kısa bir süre içinde yanıt verebiliriz“ ifadelerini kullandı.

"Kararı BM vermeli"

NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen
NATO Genel Sekreteri Anders Fogh RasmussenFotoğraf: dapd

NATO Genel Sekreteri, herhangi bir harekatın BM ile birlikte geniş kapsamlı uluslararası destek gerektirdiğini de sözlerine ekledi. İngiltere Başbakanı David Cameron da benzer görüşleri dile getirdi. Cameron, İngiltere’nin Libya yönetimine karşı yapılacak her türlü müdahale kararının uluslararası destekle alınmasını istediğini belirtti.

Libya’da yaşananlar Avrupa Parlamentosu’nun da gündemindeydi. AB’nin Dış Politika Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton, AB’nin Libya’daki şiddeti sona erdirmek için her şeyi yapacağını söyledi. Önümüzdeki günlerde, BM ve Arap Ligi temsilcileriyle uçuş yasağı konusunu görüşmek istediğini açıklayan Ashton, "Ne istediğimizi belirlemeliyiz, çünkü uçuşa yasak bölge tanımlaması, farklı insanlar için farklı anlamlara sahip. Ve ne yapılırsa yapılsın bunu uygun bir şekilde gerçekleştirmek, sanırım herkesçe istenen bir şey” şeklinde konuştu.

Peki AB, Libya’daki şiddeti nasıl sona erdirebilir ve Kaddafi’nin iktidardan indirilmesine nasıl yardım edebilir? Bingazi’deki Kaddafi karşıtı muhalif yönetim, yabancı bir askerî müdahaleye karşı, ancak uçuş yasağını destekliyor. Ve burada yine BM desteği gündeme geliyor. Ancak Avrupa Parlamentosu'ndaki Liberaller grubunun dış politika sözcüsü Alexander Graf Lambsdorff, Moskova ve Pekin'in onay vermemesi durumunda, boşluğun devletler hukukuyla doldurulması gerektiğini ifade etti. BM Güvenlik Konseyi’nin bu konuda bölünmüş olduğunu belirten Lambsdorff, Arap Ligi, Afrika Birliği ve AB'nin aktif rolünün önemine dikkat çekti.

Mülteci sorunu

Tunesien Libyen Flüchtlinge Zeltlager an der Grenze
Fotoğraf: dapd

Avrupa Parlamentosu’nda Libya ile ilgili tartışma yaratan bir diğer konuysa mülteciler sorunuydu. AB, Kuzey Afrika’daki mültecilere yardım etmek için bazı girişimlerde bulunuyor. Ancak Birlik ülkeleri mültecileri ülkelerine kabul etmekten yana değil. ”Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) tarafından mülteci olarak kabul edilen milyonlarca insan var. Onların Avrupa’ya gelmelerine izin verelim! Bunu yaparsak, o zaman insanî ve politik açıdan çok güçlü bir mesaj göndermiş oluruz" şeklinde konuşan, Avrupa Parlamentosu’nun Yeşiller Grup Başkanı Daniel Cohn-Bendit, AB'nin ancak mültecileri kabul ederek inandırıcı olabileceğini kaydetti.

Bingazi’de muhalefetin kurduğu konseyden iki temsilci de Parlamento'daki oturuma katıldı, ancak konuşma yapmalarına izin verilmedi. Konsey temsilcileri, AB’den Konsey’i resmî muhatap olarak kabul etmelerini talep etti. Ancak Rumen Sosyal Demokrat Milletvekili Adrian Severin, diktatöre karşı mücadele eden herkesin demokrat olmadığına dikkat çekerek, böylesi bir tanıma için daha çok erken olduğu görşünü savundu.

© Deutsche Welle Türkçe

Christoph Hasselbach / Çeviren: Başak Sezen

Editör: Hülya Köylü