1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git
EkonomiKüresel

Küresel vergi reformu neyi kapsıyor?

6 Haziran 2021

G7 ülkelerinin maliye bakanlarının üzerinde uzlaştığı küresel vergi reformu, çok uluslu şirketlerden en az yüzde 15 kurumlar vergisi alınmasını öngörüyor. Peki küresel vergi sisteminde öngörülen değişiklik neden önemli?

https://p.dw.com/p/3uUL3
G7 ülkeleri maliye bakanları Londra'da bir araya geldi
G7 ülkeleri maliye bakanları Londra'da bir araya geldiFotoğraf: Henry Nicholls/AFP

G7 ülkelerinin maliye bakanları dün Londra'da yaptıkları toplantıda küresel bir vergi reformu için uzlaşmaya vardı. Buna göre, çok uluslu şirketlerden alınacak kurumlar vergisinin en az yüzde 15 olması yönünde uzlaşma sağlandı. Uluslararası vergi sisteminde uzun süredir üzerinde çalışılan bu reformu, Almanya Maliye Bakanı Olaf Scholz "Vergi devrimi" olarak nitelendirirken, toplantıya ev sahipliği yapan İngiltere Maliye Bakanı "tarihi" olarak tanımladı. Peki, vergi sisteminde üzerinde uzlaşılan reform neyi kapsıyor? Beş soruda derledik:

Fikir nasıl doğdu?

Büyük çok uluslu şirketlerin yüksek kazançlarına rağmen faaliyet gösterdikleri ülkelerdeki düşük vergi oranlarına tabi olmaları rahatsızlık yaratıyordu.

Bugüne kadar geçerli olan uygulamaya göre, çok uluslu şirketler sadece merkezlerinin olduğu ülkede kurumlar vergisi ödüyor, faaliyet gösterdikleri diğer ülkelerde bunu ödemiyorlardı. Özellikle dijital teknoloji ve hizmet alanında çalışan birçok büyük şirket de merkezlerini kurumlar vergisinin düşük olduğu ülkelere taşıyordu.

G20 bünyesindeki sanayileşmiş ve yeni sanayileşen ülkeler grubu, vergi dağılımının adil bir şekilde yapılabilmesi için gereken yöntemlerin belirlenmesi konusunda 2017 yılında Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı'nı (OECD) görevlendirdi.

OECD'nin 38 ülkeyi kapsayan çalışması, ABD'deki iktidar değişikliği ile yeni bir ivme kazandı. ABD Başkanı Joe Biden, küresel vergi oranının en az yüzde 15 olması önerisini getirdi. Bunun yanı sıra, küresel koronavirüs salgını ile ülkelerin ekonomilerine destek olmak için yeni gelir kaynakları arayışına girmesi de süreci hızlandırdı.

Reform neyi içeriyor?

OECD'nin hazırladığı reform önerisinin iki temel ayağı bulunuyor. Reformun birinci ayağı, maliye kurumlarına merkezi ülke dışında olan çok uluslu şirketlerin kârlarının vergilendirilmesi imkânını tanıyor. Bu, özellikle dijital hizmetler sunan şirketler ile teknoloji alanında faaliyet gösteren tröstlere odaklanıyor.

Reformun önerisinin ikinci ayağı ise küresel vergiden oluşuyor. G7 ülkelerinin maliye bakanlarının Londra'da üzerinde uzlaşmaya vardığı küresel vergi reformu, çok uluslu şirketleri çekmek için ülkeler arasındaki rekabete ve vergi indirimlerine son verilmesini hedefliyor.

Kim vergi ödeyecek?

Google, Facebook ve Apple gibi dijital hizmetler sunan şirketlerin özel bir şekilde vergilendirilmesi Avrupa'da destek bulurken, bu şirketlerin çoğunun ABD merkezli olması nedeniyle Washington bu fikre sıcak bakmamıştı. OECD'nin sunduğu reform önerisinin birinci ayağı cirosu milyonlarca euroya ulaşan, dünya çapında merkezleri bulunan büyük şirketleri kapsıyor.

OECD'den Pascal Saint-Amans, burada söz konusu olan şirketlerin, küreselleşmenin kazananı olan, dünyanın en kârlı 100 dev tröstlerin olduğunu belirtiyor. ABD merkezli internet devleri de bu kategoride yer alıyor.

OECD'nin planına göre, ikinci ayakta yer alan küresel vergiyi ise yaklaşık 10 bin şirketin ödemesi öngörülüyor.

Vergi oranı neden tartışma yarattı?

G7 ülkeleri yüzde 15 oranında vergide uzlaşma sağladı. Ancak Fransa bu ödenecek asgari vergi oranının daha yüksek olmasını talep ediyordu. ABD ise bu vergi oranının daha yüksek olması halinde, G20 ülkeleri arasında uzlaşma sağlanamayacağı konusunda uyarıda bulunuyordu. Küresel düzeyde asgari kurumlar vergisinin hayata geçirilebilmesi için G20 ülkelerinin de uzlaşmaya destek vermesi gerekiyor. G20 ülkeleri maliye bakanlarının Temmuz ayında yapacağı toplantıda konunun ele alınması bekleniyor.

Ekonomistler Gabriel Zucman ve Thomas Piketty, yüzde 15 verginin düşük olduğuna dikkat çekiyorlar. Ekonomi uzmanları, dünyadaki ortalama kurumlar vergisi oranının 1985 yılından beri yüzde 50'den yüzde 22'ye düştüğünü belirtiyor.

OECD verilerine göre, yüzde 15'ten düşük oranda kurumlar vergisi alan vergi cennetleri Bahamalar, Birleşik Arap Emirlikleri ve Manş Adaları Jersey ve Guernsey olduğu ifade ediliyor. Avrupa ülkeleri arasında İrlanda yüzde 12,5, Bulgaristan yüzde 10 ve Macaristan yüzde 9 oranında kurumlar vergisi alıyor.  Lüksemburg ve Malta'da vergi oranları yüksek olmasına rağmen, şirketlere önemli imtiyazlar tanınıyor.

Vergi gelirlerinde artış olacak mı?

OECD küresel düzeyde en az yüzde 12,5 vergi alınmasının yılda 81 milyar dolar ek kaynak yaratacağını tahmin ediyor. Avrupa Vergi Kontrol Birimi'nin tahminlere göre ise şirketlerden yüzde 25 vergi alınması halinde, Avrupa Birliği ülkelerinin kurumlar vergisi geliri şimdikinin yarısı kadar artacak. Avrupa Vergi Kontrol Birimi'nin tahminlerine göre, yüzde 25 vergi alınması halinde Avrupa bankaları yüzde 44 daha fazla vergi ödeyecek, İngiltere-Hollanda ortaklığındaki petrol şirketi Shell veya Alman sigorta şirketi Allianz'ın da ödeyeceği vergi oranı yüzde 35 ile 50 arasında artacak. ABD'li dijital hizmetler veren şirketlerin kazançları ülkelere göre belirlenmediği için, bu şirketlere ilişkin tahminlerde bulunmanın pek mümkün olmadığı belirtiliyor.

AFP,dpa/JD,SSB

© Deutsche Welle Türkçe