180210 Missbrauch Zwischenbericht
20 Şubat 2010Mağdurların çoğu, Almanya’nın en saygın liselerinden biri olan Berlin’deki Canisius Koleji’nin eski öğrencileri. Kolej müdürü Klaus Mertes, 1970 ve 80’li yıllarda cinsi suistimale maruz kalanların sayısının 100’den fazla olduğuna inandığını belirtti. Özellikle Cizvit Tarikatı’na bağlı okullar yoğun suçlamalara hedef oluyor. Tarikatın, iddiaları araştırmak üzere görevlendirdiği avukat Ursula Raue ilk raporunu sundu.
Bir kaç gündür avukat Ursula Raue'nin ofisindeki telefonlar susmuyor. Raue, Cizvit Tarikatı’nda cinsel istismar vakalarını araştırıyor. Şüphesiz bayan avukat, kısa bir süre öncesine kadar, böylesine büyük bir skandalın içine düşeceğinden bihaberdi.
“Bu düzenleme 2002 yılından beri mevcut. Ben bu işi 2007’den beri yapıyorum ve şu ana kadar sürekli vakalarla alakadardım. Ancak şuanda başımıza gelen şey, şimdiye dek fark edilemeyen bir boyuta ulaştı.”
120 mağdur başvurdu
Olayın mağdurları her gün başvuruda bulunuyor. Şu ana dek bu sayı 120’ye ulaştı. Raue, sadece Cizvit Tarikatı’ndaki olaylar hakkında değil diğer farklı kilise kurumları hakkında da rapor tutuyor. Suçlamalardan birinde bir Protestan enstitüsüne değiniliyor, diğerleri ise Katolik okulları ve gençlik kurumlarıyla alakalı. Toplam 12 öğretmen ve eğitimci suçlanıyor. Geçen üç hafta içinde, skandalın ortaya çıktığı Berlin’deki Cizvit okulu Canisius Koleji’nin 50 eski öğrencisi başvurarak iki rahibe cinsel istismar suçlamasında bulundu. Mağdurların çoğu birkaç hafta öncesine kadar sessizliğini koruyordu. Okul müdürü peder Klaus Mertes, kamuoyunu bilgilendirdikten sonra şikayetler artmaya başladı:
“Benim için şaşırtıcı olan bu istismarların - burada ağır bir şiddet ya da vahşice bir tecavüzden bahsetmiyoruz, tam aksine dokunma, kendini tatmin etme, tensel yakınlaşma ve böyle şeyler söz konusu – tüm bunların insanlarda yaralar açmasıydı. Bir kısmı tekrar su yüzüne çıktı. Peder Mertes’in dediği gibi şöyle söylenebilir: Bazı yaralar vardır ki bunlar bir türlü iyileşmez.“
"Yıllarca taciz etti" suçlaması
Suçlanan pederlerden R rümuzlu olanı erkek lisesinde, boş vakit aktivitelerini yönetiyormuş. Kendisine yıllarca pek çok genci taciz ettiği ve cinsel ilişkiden söz ettiği suçlamaları yöneltiliyor. Raue, “Belgeler, okul yönetiminin pedere karşı bazı suçlamalarla karşılaştığını gösteriyor“ diyor ve ekliyor:
“Bunu daha sonra karşılıklı yazışmalar takip etti ve 1981 yılında, okul yılının sonunda, Peder R.’nin okulla ilişkisi kesildi. Peder daha sonra Göttingen’e gitti. Orada da tekrar gençlik çalışmaları yürüttü. Orada kızları da suistimal ettiğini biliyoruz.“
Suçlanan Wolfgang S. eğilimlerini anlatmış
Canisius Koleji’nde suçlanan ikinci kişi Wolfgang S.’nin ise öğrencilere sadistçe işkence yaptığı ve taciz suçlamaları nedeniyle, pek çok kez diğer Cizvit kurumlarına gönderildiği belirtiliyor. En çok dikkat çeken ise 1960’lı yıllarda tarikata girerken sunduğu yazılı belgede sadist eğilimlerini anlatıyor olması:
“Wolfgang S.’nin verdiği bu geniş kapsamlı tasvirden hiçbir sonuç çıkarılmaması benim için hayret verici bir durum.”
Raue, şimdi Cizvit Tarikatı yetkililerine öncelikle, olayla ilgili özenli bir araştırma yapılmasını öneriyor. Sadece tek tek kişilere yönelik suçlamaları araştıran değil aynı zamanda tarikat kurumlarında tacizlerin ne derecede olduğunu kanıtlayan bir çalışma grubunun da görevlendirilmesi gerektiğini belirtiyor. Avukat Raue, bundan böyle benzeri durumlarda öğrencilerin başvurabileceği ombudsmanların bulunması gerektiğini de sözlerine ekliyor.
© Deutsche Welle Türkçe
Mathias Bölinger / Çeviri: Başak Sezen
Editör: Ahmet Günaltay