1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Kaleağası: “Kriz, Türkiye için AB fırsatı olabilir”

Ayhan Şimşek / Deutsche Welle 16 Aralık 2008

TÜSİAD Brüksel Temsilcisi Kaleağası, AB’nin krizden küresel bir vizyonla çıkabileceğini, bunun Türkiye için fırsat yarattığını söyledi. Kaleağası, Türkiye’nin dört bir elle reformlara sarılması gerektiğini vurguladı.

https://p.dw.com/p/GHEW
Fotoğraf: dpa - Bildfunk

Bahadır Kaleağası’na göre Avrupa Birliği, son liderler zirvesinden güçlenerek çıktı. Avrupa Birliği’nin dünyayı etkisi altına alan mali krizden çıkışı, “küresel bir aktör” haline gelmekte gördüğünü söyleyen Kaleağası, bunun aday ülkeler ve Türkiye için de bir fırsat olduğunu vurguladı:

"Artık daha da geniş bir anlayış var Avrupa Birliği'nde. Bu da küresel ortamda Avrupa'nın çok daha geniş ve çok daha iyi işleyen bir tek pazar hem de siyasi birlik olması gereğidir” diyen Kaleağası, sözlerini şöyle sürdürdü:

AB Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn, Türkiye'nin reform sürecindeki yavaşlamayı eleştiren isimlerin başında geliyor.
AB Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn, Türkiye'nin reform sürecindeki yavaşlamayı eleştiren isimlerin başında geliyor.Fotoğraf: AP

“Şimdi bunlar tabii genişlemeyi kolaylaştırıcı unsurlar. Daha iyi işleyen kurumları olan, genişleme konusunda küresel boyutu daha çok dikkate alan, kendisinin de küresel rekabet gücü konusundaki kaygılarının çözümü arasında genişlemeyi de gören bir Avrupa bilincinin yaygınlaşması, Türkiye açısından da bir fırsat yaratıyor."

Hükümete reform çağrısı

Peki Türkiye, küresel krizin araladığı bu fırsatın farkında mı? TÜSİAD Brüksel Temsilcisi Bahadır Kaleağası, Türkiye’nin siyasi ve ekonomik reform sürecini bir an önce hızlandırması gerektiğini vurgularken, asıl sorumluluğun Türk siyasetçilere ve hükümete düştüğünü şu sözlerle dile getirdi:

"Bürokrasi Türkiye'de üzerine düşen görevi yapmış durumda. Türkiye'nin yol haritası hazır. Avrupa Birliği Komisyonu da kendi açısından görevini yapmış durumda. Katılım ortaklığı belgesi belli... Hal böyleyken, hükümetin gerekli siyasi liderliği göstermemesi ve bu konuda topluma somut bir gündem sunamaması, Avrupa Birliği'ni soyutlaştırması... Yani Avrupa Birliği meselesinin, toplumun güncel sorunlarına çözüm yollarıyla nasıl içli dışlı olduğunu, somut bir şekilde topluma anlatamayan ve AB sürecini de böyle görmekten yoksun bir politika izledi hükümet."

“Kriz reformları erteletmemeli”

Küresel mali kriz, Avrupa Birliği gibi Türkiye’yi de birçok alanda tercih yapmaya zorluyor. Bahadır Kaleağası, Türkiye’nin küresel krize karşı alması gereken önlemlerin, Avrupa Birliği reformları ile örtüştüğünü, Ankara’nın kriz bahanesiyle reformları ertelememesi gerektiğini kaydetti. TÜSİAD Brüksel Temsilcisi, şöyle konuştu:

AB, krizden çıkışı küresel bir vizyonda görüyor.
AB, krizden çıkışı küresel bir vizyonda görüyor.Fotoğraf: AP GraphicsBank/DW

"Şimdi, 'Hamdolsun kriz bizi teğet geçiyor' gibi bir saf iyimserlik içine düşmeye neden olabilecek yegâne etkenler, zaten AB sürecinin Türkiye'ye getirdiği kazanımlar. Geçmişte AB sürecinin Türkiye'nin dış görüntüsüne verdiği olumlu yansımayla Türkiye'ye girmiş olan yabancı sermaye, birikmiş olan nakit para ve de ülkenin ekonomisindeki derinleşme. Şimdi hal böyleyken ekonomik kriz ortamında AB sürecini ötelemeye çalışmak, tamamen mantıksal bir analiz hatasıdır. Aslında burada en önemli sorun, hükümetin içinde bir çok siyasetçinin, başbakan dahil olmak üzere doğru teşhisleri yapabildiğini veya doğru konularda görüş beyan edebildiğini görüyoruz. Fakat bir metodoloji sorunu da var. Bir etkinlik sorunu var. Bir hedeflere doğru hızla somut adımlarla gitme sorunu var."

Fransa’nın Türkiye politikası

Türkiye’nin Avrupa Birliği müzakere süreci, yavaş da olsa ilerliyor. 6 aylık Avrupa Birliği Dönem Başkanlığı sırasında başarılı bir sınav veren Fransa, Türkiye ile en az 2 başlıkta müzakereleri başlatmayı planlıyor. TÜSİAD Brüksel Temsilcisi Bahadır Kaleağası, Fransa’nın politikasını şöyle yorumluyor:

Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, Türkiye'nin tam üyeliğine karşı olmasına rağmen, iki başlıkta daha müzakerelerin açılmasına destek verdi.
Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, Türkiye'nin tam üyeliğine karşı olmasına rağmen, iki başlıkta daha müzakerelerin açılmasına destek verdi.Fotoğraf: AP

"Üç tane müzakere başlığının açılmaya hazırlanmış olması, bir tanesine Kıbrıs şimdilik karşı çıkıyor ama enerji konusuna. Bilgi toplama konusunda ve sermayenin serbest dolaşımı konusunda... Bu iki başlığın açılma aşamasına gelmiş olması da Türkiye'yle ilişkilerinde Fransa dönem başkanlığının mümkün olduğunca tarafsız davrandığı, belki de en tarafsız davrandığı dönem oldu."

“Çek Cumhuriyeti’nin bakışı olumlu”

Avrupa Birliği Dönem Başkanlığı’nı Ocak ayında Çek Cumhuriyeti devralacak. Bir yandan küresel mali krizle mücadele edecek olan Çek Cumhuriyeti genişleme konusunda nasıl bir politika izleyecek? Türkiye, Kıbrıs sorunu gibi konularda zorluklarla karşı karşıya kalacak mı? Bahadır Kaleağası’na göre asıl belirleyici olan Türkiye’nin reform sürecinde kararlılıkla ilerlemesi:

"Türkiye açısından Çek Cumhuriyeti Avrupa Birliği'ndeki o geniş Türkiye'yi destekleyen bloğa dahil. O yüzden Türkiye'yle doğrudan ilişkilerde ciddi bir sorun yaşanmaması bekleniyor. Kıbrıs konusu tabii ki bambaşka bir konu... Orada Türkiye kendisinin olumlu bir takım girişimlerine rağmen, belli bir kısırdöngü içine düştü. Ama Güney tarafı da bir kısırdöngü içinde... Kıbrıs konusunu aşmanın yolları gibi dönem başkanlıklarının değişim ve yetki alanları tam birbirini tutmuyor. Bambaşka bir takım dinamiklere ihtiyaç var o aşamada. Ama her şeyden önce tabii Türkiye'nin kendi müzakere sürecine verdiği ciddiyet burada önemli bir gösterge..."

Kıbrıs sorunu çözülemezse, Türkiye'nin AB süreci 2009 yılında zora girebilir.
Kıbrıs sorunu çözülemezse, Türkiye'nin AB süreci 2009 yılında zora girebilir.Fotoğraf: AP