1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Kaçak göçmene karşı vize muafiyeti

6 Aralık 2013

Avrupa Birliği, Geri Kabul Anlaşması'nın imzalanması karşılığında Türk vatandaşlarına vize muafiyeti sözü verdi. Peki, Türkiye hangi yükümlülüklerin altına giriyor?

https://p.dw.com/p/1AUIH
Fotoğraf: Fotolia/katatonia

Uzun zamandır Avrupa Birliği ile ilişkilerinde vize muafiyeti sorununa odaklanan Ankara, vize uygulamasının Brüksel’le yapılan antlaşmalara da aykırı olduğunu savunarak Schengen Bölgesi’ne serbest giriş için bastırıyordu. Ancak Türkiye bu talebine hukuki yollardan değil, Geri Kabul Anlaşması’nı imzalamayı kabul ederek bir yanıt alabildi. Anlaşma, Avrupa Birliği ülkelerinde yakalanan ve Türkiye’den geçtikleri tespit edilen kaçak göçmenlerin Türkiye’ye geri gönderilebilmelerini öngörüyor. Türkiye'nin kaçak göçmenleri geri kabul etmesinin karşılığında da Avrupa Birliği Türk vatandaşlarına vize muafiyeti sağlayacak. Ancak bu uzun ve zorlu bir süreç gerektiriyor.

İktisadi Kalkınma Vakfı Genel Sekreteri Doç. Dr. Çiğdem Nas 3,5 yıl içinde bunun gerçekleşmesinin mümkün olup olmadığını şöyle değerlendirdi: “Avrupa Birliği’nin Türkiye’den bazı beklentileri var. Doğrudan üç yıl sonra vize muafiyeti olacak diye bir şey yok. Öncelikle Türkiye’nin Geri Kabul Anlaşması’nı yürürlüğe koyması gerekiyor, kendi sınır kontrollerini sıkılaştırması gerekiyor, sınır kontrolleri için daha profesyonel bir sistem oluşturulması gerekiyor. Bunların olmasına bağlı olarak Türkiye’ye bir vize muafiyeti sağlanması bekleniyor. “

'Yeni önlemler alınmalı'

Öte yandan anlaşma Türkiye’ye ağır yükümlülükler getiriyor. Her yıl Türkiye’den geçerek Avrupa Birliği’ne giden yüzlerce ya da binlerce kaçak göçmen geri gönderilecek. Kaçakların barınacağı tesislerin sağlanması ve bu kişilerin Türkiye’den geçip geçmediklerinin tespit edilmesi gibi uzun ve bürokratik süreçler işin içine girecek.

Çiğdem Nas, Türkiye’nin mülteci akınlarına karşı yeni yasal önlemler de alması gerektiğinin altını çiziyor: “Bu, Türkiye’nin çok hassas olması gereken ve de kolaylıkla halledilmesi zor olan bir konu. Hem sosyal boyutu var, hem de bu kişilerin insani ihtiyaçlarının insani bir şekilde giderilmesi söz konusu. Bu kişilerin insan haklarının da düşünülmesi gerekiyor, mağdur edilmemesi gerekiyor. O anlamda büyük bir mesele. Türkiye’nin de bunu çok taraflı halletmesi gerekiyor. Her şeyden önce yasadışı göç akınını da kontrol altına alması gerekiyor, bu akından sorumlu olan insan kaçakçılığı yapan çetelere karşı sıkı önlemler alınması gerekiyor, Ceza Yasası'nın da buna göre daha sıkılaştırılması, insan kaçakçılığına karşı hassas olunması gerekiyor.”

Prof. Cigdem Nas
Prof. Çiğdem NasFotoğraf: DW

Üyelik müzakereleri

Kaçak göç akını Avrupa Birliği’nin uzun zamandır başını ağrıtan ve çözüm aradığı bir sorun. Her yıl binlerce kişi yasadışı yollarla Avrupa Birliği sınırlarından geçmeye çalışıyor. Geri Kabul Anlaşması da Birliğin kaçak göçle mücadele çabalarının bir parçası. Peki Avrupa Birliği, Türkiye'yi bir tampon bölgeye mi dönüştürmeye çalışıyor? Bu konuda Avrupa Birliği'ne uyarıda bulunan Doç. Dr. Çiğdem Nas, “Türkiye üyelik müzakeresini sürdüren bir aday ülke. O anlamda AB’nin de Türkiye’ye karşı daha dürüst olması gerekiyor. Sadece ihtiyaç duyduğu bir konuda Türkiye ile işbirliği yaparak değil, aynı zamanda üyelik sürecini hızlandırarak ona gerçekten inandırıcı bir persfektif de sunarak Türkiye’ye destek olması gerekiyor. Yani ‘Türkiye'yi sadece ara bir bölge, tampon bir bölge olarak görüyoruz' imajını vermemesi gerekiyor“ dedi.

'Üyelik persfektifi içinde olmalıydı'

Çiğdem Nas aslında bu anlaşmanın üyelik perspektifi çerçevesinde yapılması gerektiğinin de altını çizdi.

Nas, “Daha önce Gümrük Birliği’ne girdi Türkiye üye olmadan. Şimdi Geri Kabul Anlaşması'nı yine üye olmadan imzalıyor. O anlamda ‘bunlar acaba Türkiye'yi üyeliğe mi taşır yoksa üyelik dışında bir statüye mi taşır' o da bir soru işareti. Bunların hepsinin üyelik persfektifi içinde gerçekleşmesi çok daha mantıklı, yani işleyen bir üyelik süreci olsa o zaman çok daha az problem Türkiye için” ifadelerini kullandı.

© Deutsche Welle Türkçe

Haber: Hülya Schenk

Editör: Beklan Kulaksızoğlu