1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

İspanya'nın zor sınavı

Beklan Kulaksizoglu30 Eylül 2012

Euro Bölgesi’nde sosyal gerilim tırmanıyor. Yunanistan’ın ardından İspanya'da kitle gösterileri günlük yaşamın parçası haline geldi.

https://p.dw.com/p/16Hm4
Fotoğraf: Reuters

İspanya Ekonomi Bakanlığı ve Merkez Bankası’nın özel bir danışmanlık şirketine yaptırttığı dayanıklılık testi bir nebze olsun rahatlamaya yol açtı. Dayanıklılık testi, iflasın eşiğindeki Euro Bölgesi ülkelerini kurtarmak için oluşturulan Avrupa İstikrar Mekanizması’ndan İspanyol bankaları için ayrılan 100 milyar euronun serbest bırakılması için ön koşuldu. Test sonucunda İspanyol bankalarının 100 milyar yerine 60 milyar euroluk ihtiyacının bulunduğu, Santander, BBVA ve La Caixa gibi büyüklerin krizden kendi güçleriyle çıkabilecekleri görüldü. Brüksel merkezli düşünce kuruluşu Avrupa Politika Araştırmaları Merkezi’nin Direktörü Daniel Gros sonucun şaşırtıcı olmadığını belirtiyor:

“Uluslararası faaliyet gösteren büyük bankalar İspanya’da sorunlar yaşasa da diğer ülkelerde, İspanya’daki sorunları telafi etmeye yetecek kadar kazanıyorlar. Bu başından beri biliniyordu.”

"Krediden önce borçlar eritilmeli"

Yapılacak sermaye şırıngasının ardından bankaların nihayet yeniden gerekli yatırımlar için şirketlere kredi verecek hale gelmesi ve böylece ekonominin ivme kazanması umuluyor. Ancak Deutsche Bank’ın ekonomik analizler kuruluşu DB Research’ten Stefan Schneider bu planın tutacağından şüpheli.

“Kredide her zaman için iki taraf vardır. Kredi talebi de buna dahildir. İspanya’daki krizin özelliklerinden biri, özel sektörün, şirketler ve hanelerin çok yüksek borca sahip olması. Toplamda hâlâ GSYİH’nın yüzde 200’ünü buluyor. Yani şirketlerin ve aynı zamanda hanelerin yeni kredi alma eğiliminin bir süreliğine oldukça sınırlı kalması, önceliğin borçların eritilmesine verilmesi gerekiyor. Dolayısıyla mevcut şartlar altında oldukça hızlı bir şekilde büyük krediler dağıtılarak konjonktürün yeniden canlandırılması pek mümkün görünmüyor.”

İspanya’nın temmuz ayında AB ile üzerinde anlaştığı 100 milyarlık yardımın gelmesi için ise birkaç ay daha geçmesi gerekiyor. Kurtarma şemsiyesinin resmen ilan edilmesinin ardından ancak Ekim ayı sonunda işler hale gelmesi bekleniyor. AB zirvesinde yine yardımlara ön koşul olarak talep edilen Avrupa çapında merkezî banka denetim mekanizmasının da en erken ocak ayında oluşturulabileceği tahmin ediliyor. Yardımın ne tür kontrollere bağlı olacağı da henüz belirsizliğini koruyor. İspanya parayı serbestçe kullanabilmek isterken, Almanya gibi kaynak sağlayan ülkeler bankaların hareket serbestisinin kısıtlanmasını talep ediyor.

Banka hesapları boşalıyor

Yaşanan karmaşa, İspanyol mevduat sahiplerinin siyasete güvenine de darbe indirdi. Parasını olası banka iflaslarından korumak için hesaplarını kapatanların sayısı her geçen gün artıyor. Sadece bankacılık sektörü değil, tüm İspanya dayanıklılık testinden geçiyor. Hükümetin geçtiğimiz hafta açıkladığı 2013 bütçe taslağında yer alan 40 milyar euroluk tasarruf planına tepkiler kolay kolay durulacağa benzemiyor.

Brüksel merkezli düşünce kuruluşu Avrupa Politika Araştırmaları Merkezi Direktörü Daniel Gros, protestoların tasarruf planında bir şey değiştiremeyeceğini belirterek, 2003-2004 yılı Almanyasıyla paralellik kuruyor:

“O dönemde de yoğun protestolar vardı. Ama temelde baktığınızda herkes bu işin başka türlü olamayacağını biliyordu. İspanya’daki durum çok daha dramatik. Çünkü devletin sosyal harcamaları geçtiğimiz yıllara göre hâlâ çok daha yüksek.”

Özerk bölgelerle gerilim

Pek çok İspanyol için gelecek belirsizliklerle dolu. İspanya, yüzde 25’lik rekor işsizlik oranıyla AB’de en yüksek işsizliğe sahip ülke. 25 yaşın altı grupta işsizlik oranı yüzde 50’yi buluyor. Gençler arasındaki işsizlik oranı artış eğilimi gösterirken genç İspanyollar çareyi yurtdışına gitmekte arıyor. Krizin siyasî faturası da var: Toprak bütünlüğünün tehlikeye girmesi. Özerk bölgeler merkez hükümetten yardım talep ediyor, Madrid yardımları sıkı kontrollere bağlıyor. Özerk bölgeler ve merkezî hükümet arasında zaten gergin olan ilişkiler daha da geriliyor. Katalonya parlamentosu, bölgenin İspanya’dan ayrılması için referandum düzenlenmesinden yana görüş bildirdi. İspanya’nın ekonomik açıdan en güçlü, ancak aynı zamanda borçları en yüksek bölgelerinden olan Katalonya’da referandumun, 25 Kasım’da yerel seçimlerle birlikte yapılması planlanıyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Ralf Bosen/ Çeviri: Beklan Kulaksızoğlu

Editör: Ayhan Şimşek