1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

İran'ın Müslüman ülkelere "nükleer teklifi"

Jörg Pfuhl16 Eylül 2005

BM’de ülkesinin nükleer programıyla ilgili çözüm önerilerini sunması beklenen İran Cumhurbaşkanı Ahmedinecad, nükleer teknolojisini, Müslüman ülkelere de vermek istediğini dile getirdi. İran neden İslam dünyasına nükleer teknolojisini vermeyi teklif etti? Alman Radyolar Birliği İstanbul Temsilcisi Jörg Pfuhl’un değerlendirmesi...

https://p.dw.com/p/AZte

“İran’ın nükleer teknolojisini İslam dünyasına vermeyi teklif etmesi, Batılı ülkelerin kafasındaki saatli bombanın çalışarak tik tak etmesine neden oldu. Hele bu teklifin, ne yapacağı kestirilemeyen, İran’ın aşırı muhafazakar yeni Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad’dan geldiği düşünülürse.

İran, nükleer teknolojisini sadece barışcıl amaçlar için kullanacağını söylüyor. Ayrıca İslam dünyasında nükleer bombaya sahip olan ülke de uzun süredir mevcut. Bu ülke, Pakistan. Pakistan, nükleer bomba tekniğini açık açık olmasa da kara borsada İslam dünyasına çoktan aktardı: Libya, İran ve başka ülkelere...

Ancak buna rağmen, kafalardaki saatli bomba tik tak etmeye devam ediyor. Çünkü İran’ın teklifi, bir parça psikolojik savaş yürütme anlamına geliyor. İran köşeye çekilmek yerine, dünya pazarına, yani ABD’nin ortasında BM Genel Kurulu’nda çıkıp, nükleer teknolojisini sunma teklifinde bulunuyor.

Bu tavrıyla da batıya, ‘Siz bizim nükleer faaliyetlerimizi durdurmamızı istiyorsunuz, ama onların nasıl yeniden inşa edildiğine dair bilgiler kafamızda’ mesajını vermek istiyor. Tabii durumu çok abartmamak gerekir. Çünkü yüzlerce Rus teknisyen, İran’a çalışmalarında destek veriyor. Teknik açıdan İran çok ileri bir noktada değil, ama prensipte nükleer planları için gerekli bilgilere sahip.

Mahmud Ahmedinecad, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’la görüşmesinden sonra, nükleer teknolojisini Müslüman ülkelere verebileceği yönündeki teklifi boşu boşuna yapmadı. Türkiye, Müslüman bir ülke ve nükleer santrali yok. Ama prensipte, üç nükleer enerji santrali inşa etme kararı aldı.

Enerji santraline sahip olan bir ülkenin de yakıt çubuklarına ihtiyacı var. Bunları başka bir ülkeden satın alması mümkün, ama o zaman dışarıya bağımlı olması kaçınılmaz. Ya da yakıt çubuklarını uranyum zenginleştirerek kendisi üretebilir. İşte İran da bunu istiyor. Dünya genelinden bu konuda kendisiyla aynı plana sahip olabilecek ülkeleri biraraya getirmeyi hedefliyor. Brezilya, Güney Afrika ve teorik olarak Türkiye’yi.

Tüm bu ülkeler, batının İran’a uranyum zenginleştirmeyi yasaklamasına karşı. Çünkü böyle olması halinde, günün birinde kendilerine de böyle bir yasağın getirilmesi mümkün olabilecek. Nükleer plan konusunda, İran’ın tarafında sayılabilecek ülkeler arasında petrol ve gaz aldıkları için İran’a bağımlı olan güçlü ülkeler de var. Örneğin Çin, Hindistan ve Rusya. Yani İran, batının nükleer programları sorununu Uluslararası Atom Enerjisi Ajası ya da BM Güvenlik Konseyi’ne getirmesini engelleyecek bir güç yaratma peşinde.

Batılı ülkeler izledikleri taktikle, İran’a aslında uluslararası hukuka ters düşmeyen, uranyum zenginleştirme işlemini yasaklamayı istiyor. Ama bunun dayanağı olmadığı için, Viyana’daki Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nda, İran’ın nükleer programları sorununu BM Güvenlik Konseyi’nin gündemine getirmek için çoğunluk bir türlü sağlanamıyor.“