1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

İktidar mücadelesiyle kriz arasında

5 Aralık 2013

Tunus'ta devrimden üç yıl sonra siyasi geçiş süreci büyük sekteye uğramış durumda. Bu durum en çok ekonomiyi ve dolayısıyla da insanları olumsuz etkiliyor.

https://p.dw.com/p/1ATlc
Fotoğraf: Reuters

Arap Baharı, Tunus'un Sidi Buzid kentinde başladı. Muhammed Buazizi şaşkındı. Kentteki yetkililer sürekli küçük sebze standını kapatıp mallarına el koyunca çareyi şikâyet etmekte buldu. Ancak karakolda kötü muamele gördü. Buazizi sonunda radikal bir protesto biçimini tercih etti. 17 Aralık 2010 tarihinde kendini ateşe verdi. Buazizi'nin eyleminin ardından tüm ülkede insanlar ekonomik sorunları protesto etmek ve daha fazla özgürlük için sokaklara çıktı. İşte bu, diktatör Zeynel Abidin Bin Ali'nin sonunun da başlangıcıydı.

Bedreddin Hamlavi, Sidi Buzid'in kuzeyindeki Siliana kentinde yaşıyor. Buazizi'nin kendini ateşe vermesinden bu yana pek fazla bir şey yapmamış. Bölgede hâlâ işsizlik ve perspektifsizlik hâkim. 19 yaşındaki Hamlavi, yaşadıkları koşulları “işsizlik, yoksulluk, sefalet“ kelimeleriyle nitelendiriyor ve Siliana'nın neden ihmal edildiğini ve kalkınmadan uzak tutulduğunu merak ettiğini söylüyor.

Tunus‘ta işsizlik oranı yüzde 16 civarında. Sidi Buzid ve Siliana gibi kentlerde ise bu oran yüzde 29'lara ulaşıyor. Her iki gençten biri işsiz. Bölgenin unutulup kenara itildiğini söyleyen Gafsa adlı bölgesel sendikanın başkanı Muhammed Miravi, suçu da hükümetin politikasında buluyor.

Sahil bölgelerinde de ekonomik durum kötü. Turizm devrimden bu yana eski haline dönemedi. Yabancı yatırımcılar da ülkedeki gelişmeler nedeniyle kuşkulu ve çekiliyorlar.

Büyüme yeterli görülmüyor

Temmuz ayına kadar Tunus'un kuzeyindeki Bizerte'de bir tesiste çalışan Muhammed Abdül Momen, İtalyan işveren tesisi kapatınca işsiz kalan 4 bin 500 kişi arasında. Şimdi çocuğuna süt alacak parası bile olmadığını söylüyor.

Uluslararası Para Fonu (IMF) bu yıl Tunus'un ekonomik büyümesinin yüzde 2,7 olacağını tahmin ediyor. Artan nüfus göz önüne alındığında bu, gerekli istihdamı yaratmak için yeterli bir oran değil. IMF'nin Tunus delegasyonu yöneticisi Amine Mati, yatırımcıların sürüncemedeki reformlar ve güvenlik sorunları nedeniyle beklemede kalmayı sürdüreceğini söylüyor.

Uluslararası derecelendirme kuruluşları da Tunus'un geleceği konusunda kuşkulu. Kasım ayı sonunda Moody's ülkenin kredi notunu Ba3'e düşürdü. Fitch de ekimde Tunus'un notunu düşürmüştü. Mati, bütçe ve dış ticaret açığını kapatmak ve daha fazla büyüme yaratmak için acil reformlara ihtiyaç olduğunu söyledi.

Tunus'taki Heinrich-Böll Vakfı'ndan Joachim Paul de Tunusluların daha ehliyetli bir hükümete ihtiyacı olduğunu kaydetti: “Siyasi dönüşüm tamamen tıkanmış durumda ve şu anda nasıl devam edeceği de belirsiz. Bunun sosyo-ekonomik durum üzerinde kötü etkileri var çünkü geçiş döneminin uzaması güvensizlik yaratıyor. Ekonomide yeni yatırımlar yok ve ekonomik reformlar da yapılmadı.“

İbrahimi cinayeti

Siyasi kriz, muhalif sol politikacı Muhammed İbrahimi'nin temmuz ayında öldürülmesiyle başladı. Cinayetten Selefiler sorumlu tutulsa da muhalefet İslamcı Ennahda hükümetini suçladı. Cinayet sonrası on binlerce Tunuslu Ennahda hükümetine karşı protesto gösterileri düzenledi. Ennahda olayların tırmanmasını önlemek için hükümet sorumluluğunu bir Ulusal Diyalog çerçevesinde bırakmayı kabul etti. Şimdi bir anayasa hazırlanması, seçim hakları reformu ve yeni seçimlerin yapılması bekleniyor.

Ancak partiler şu ana dek bir başbakan üzerinde dahi anlaşamadı. Heinrich-Böll Vakfı'ndan Joachim Paul, hükümet ve muhalefetin bir uzlaşı halinde iktidarın dışında kalacağı korkusunu taşıdığını söylüyor ve ekliyor: “Ancak iki tarafın da ülkenin ve toplumun kaos ve şiddete sürüklenmesini önlemek istediğine inanıyorum.“

Ulusal diyalog taraflarından UGTT Sendikası çarşamba günü hükümet ve muhalefete 10 gün içinde bir başbakan seçilmesi aksi halde görüşmelerin kesileceği yönünde bir ültimatom verdi.

© Deutsche Welle Türkçe

Nils Naumann / Başak Sezen

Editör: Başak Özay