İngiltere AB bütçe tasarısını masaya getiriyor
5 Aralık 2005
Geçtiğimiz hafta yeni üye ülkelerle biraraya gelen İngiltere Başbakanı Tony Blair bu ülkelere yeni bütçeden yapılan gelişme yardımında yüzde 10’luk bir kesintiye gidileceğini söylemişti. Bu kesintinin daha çok Doğu Avrupa ülkelerinde kırsal kesim projelerinde yapılması bekleniyor.
Blair buna karşın İngiltere’nin AB’den aldığı yıllık 5.6 milyar euroluk geri ödemenin yüzde 10 ila 15 oranlık bir bölümünden vazgeçeceğini söyledi. Bazı İngiliz gazeteleri Blair’in bu tavizini “,ihanet” olarak niteledi. Blair aynı zamanda bütçenin dönem ortasında yeniden gözden geçirilmesini de önerdi. Bu sayede 2007-2013 döneminin ikinci yarısında harcama öncelikleri konusunda değişiklik yapabilme olasılığının doğacağını savundu.
Yeni önerinin getireceği değişiklik
Blair’in getirdiği yeni öneriye göre Avrupa Birliği bütçesi Haziran ayındaki öneriden yüzde 2.5 oranında daha küçülmüş durumda. Bu küçülmenin bütçeye en büyük katkıyı sağlayan Almanya gibi ülkeleri memnun etmesi bekleniyor.
Yeni üye ülkelere ödenen mali yardımın yüzde beş azalması halinde, bu ülkelerin durumu “AB’nin bütçesiz kalmasından daha iyidir” diyerek kabullenmeleri bekleniyor. Blair ile Budapeşte’de görüşen yeni üye ülkeler, İngiltere’nin yeni bütçe planı konusunda karışık mesajlar verdiler. Polonya Başbakanı anlaşma sağlanması yolunda gelişme kaydedildiğini söylerken Macaristan Başbakanı, ülkelerin bir anlaşmaya varabilmelerini “uzak bir olasılık” diye nitelendirdi. Estonya Başbakanı da yeni bütçe teklifinin “kabul edilemez” olduğunu vurguladı.
Bütçe ile ilgili girişimler başarısız oldu
2007-2013 çerçeve anlaşması için Haziran ayında yapılan son girişim başarısızlıkla sonuçlanmış o zamandan bugüne bütçe konusu çıkmaza saplanmıştı. Tony Blair artık yedi yıllık bütçe tasarısının son rötuşlarını yapıyor. Yeni bütçe tasarısı üzerindeki görüşmelerin çok zorlu geçmesi bekleniyor.
Blair bu kez anlaşma olasılığının yüksek olduğuna inanıyor. İngiliz yetkililer de yeni bütçe tasarısına göre her üye ülkenin taviz vermek zorunda olduğunu vurguluyor. Yine bir anlaşma sağlanamaması halinde, AB yılın son günlerinde siyasi açıdan felç olacak. Geçtiğimiz yılın son aylarında da Fransız ve Hollandalı seçmenler Avrupa Anayasası’na “hayır” diyerek yine yılın son günlerinde AB’nin krize girmesine yolaçmıştı.