1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Her milletin yılbaşı geleneği farklı

Deutsche Welle31 Aralık 2008

Yunanlılar yılbaşı ekmeğinin hamuruna para katıyor. İspanyollar 12 üzüm, İsrailliler ise ballı elma yiyor. İskoçlar “siyah köpekleri” bekliyor. Yeni yıla umutlu ve neşeli bir başlangıç, ülkeden ülkeye değişiyor.

https://p.dw.com/p/GPwv
Fotoğraf: AP
Glücksbringer: Vierblättriges Kleeblatt mit Schornsteinfeger
Fotoğraf: AP

Yeni yıl pek çok ülkede, dinde ve kıtada farklı zamanlarda da olsa ilginç gelenek ve törenlerle kutlanıyor. Yeni yılı karşılama geleneğini, Babil'in ardından, Mısırlılar, kuru topraklarına hayat veren Nil'in taştığı Eylülde kutlayarak devam ettirdi. Milattan önce 46 yılında Roma'da Julius Sezar tarafından kabul edilen ve günümüzde de halen kullanan takvimle beraber yeni yıl, ocak ayının ilk günü olarak belirlendi. Bu haliyle 21. yüzyıla kadar gelen yeni yılı karşılama gelenekleri ülkeden ülkeye farklılık gösteriyor.

1912 yılında uluslararası takvim standardını kabul etmiş olsa da geleneklerine son derece düşkün olan Çinliler, ay takvimine göre belirlenen ve 5 bin yıllık geçmişe sahip Çin takvimini esas alarak kutladıkları ve ''Bahar Bayramı'' olarak da bilinen geleneksel yılbaşı önemini hala koruyor.

Sylvester in Australien
Fotoğraf: AP


Çin’de çocuklara harçlık dağıtılıyor

Günü her yıl değişse de takvime göre 21 Ocak-19 Şubat arasına denk düşen Çin yeni yılı, bu sene Şubatın ikinci haftasında kutlanacak. Çin'de yeni yıl için yapılan hazırlıklar, takvimlerinin 12’inci ayının 23’üncü gününden başlıyor. Bu günde tanrılara adaklar adanıyor, evdeki kötü ruhları uzaklaştırmak için tütsüler yakılıyor ve sıkı bir temizliğe girişiliyor. Çocukların, en büyük kardeşlerine ve ebeveynlerine duyduğu saygıyı göstermesi, yılın ilk gününün önemli bir geleneği. Buna karşılık büyükler de kırmızı zarflar içinde verilen harçlıklarla çocukları sevindiriyorlar. Bugüne has bir diğer adet ise Çince ''Nianyefan'' adı verilen ve tüm ailenin katılmak durumunda olduğu bir yemek. Bu yemek, aile bütünlüğünü ifade etmek açısından Çinliler için çok önemli. Vücut ve ruh açısından tam bir arınış sağlaması bakımından ''Nianyefan'' tamamen vejetaryen olarak hazırlanıyor.

London zu Sylvester
Fotoğraf: picture-alliance / Bildagentur Huber

Nüfusunun yüzde 90'ı Budizm ve Şintoizm'e inanan Japonya'da, eski yılın son büyük gününün kutlandığı Oshogatsu Festivali, adeta dinsel bir bayram havasında geçiyor. Japonlar, Aralık ayının ilk günlerinden itibaren yeni yıla ''merhaba'' diyecekleri geceye hazırlanmaya başlıyor. Geçmiş yılın günlerine set çekme yemekleri düzenlenen Japonya'da, evler, temizlenmenin de ötesinde adeta arındırılıyor, kutsal sayılan nesnelerle donatılarak kötü ruhlar kapı dışarı ediliyor. 31 Aralık' 1 Ocak'a bağlayan gece ya Budist mabetlere gidiliyor ya da Şinto seremonilerine katılınıyor. Tapınak ziyaretlerinde dualar ediliyor, dilekler tahta dilek levhalarına yazılarak, tapınakların bahçelerinde bulunan iplere asılıyor.


Katolik dünyasının Silvester’i

Yılın ilk günü, Japonlar için son derece önemli olan tebrik kartlarına kavuştukları, bir nevi dinlenme günü. Aralık boyunca gönderilen fakat yeni yılın ilk günlerinde adreslerine ulaşan bu kartlar, genelde Çin astrolojisinin sembolleriyle resmediliyor. Geçen yılda ailelerinden bir yakınını kaybeden Japonlar ise bu kart kabul günlerine katılamıyor. Çünkü yas tutmak durumunda kalıyorlar.

Sylvester in Hong Kong mit Osterglocken
Fotoğraf: AP

Katolik dünyasının bir bölümündeyse yılbaşı gecesi "Silvester" adıyla kutlanıyor. Almanya'da da bu isimle anılan gecenin isim babası ise 31 Aralık 335 yılında - yani tam yılbaşı gecesi - vefat eden ve o dönem "Roma Piskoposu" olarak anılan ancak bir bakıma bugünkü Papalık makamını temsil eden 1'nci Silvester. Latince kökenli bir kelime olan Silvester, "orman adamı" anlamına geliyor. Din hizmetleri açısından bakıldığında ve diğer mevkidaşlarıyla karşılaştırıldığında Katolik dünyası için 1'inci Silvester'in çok önemli bir icraatı yok aslında. Ancak yılbaşı gecesine adını verecek kadar ünlü olmasını, cüzzam hastalığına yakalanan dönemin Batı Roma İmparator'u Konstantin'i mucizevî bir şekilde tedavi etmiş olmasına borçlu. En azından Hristiyan efsanelerinin büyük bir bölümünde yer alan bilgiler bu doğrultuda. Ancak hemen belirtelim; kötü ruhların korkutulması geleneğine dayanan havai fişek gösterileri, Katolik Kilisesi'nin pek sıcak bakmadığı bir gelenek.

İskoçlar’ın kara köpekleri

Geçiyoruz İskoçya'ya... İskoçya'da geleneksel yeni yıl festivali ''Hagmonay'', hala önemini koruyor. Bu özel akşamda ateşler yakılarak, kötü ruhları uzak tutmak için ellerde meşalelerle dolaşılıyor. Yeni yıl akşamı, evin tüm kapı ve pencereleri, yer altından geldiğine inanılan ''Cwn Annwn'' adlı siyah köpekler geçip gitsin ve önceki yıla ait her şeyi götürsün diye açık bırakılıyor.

İskoçlar, bu gece, evlenme teklifinin uğursuzluk, yeni yılda evlerine giren ilk kişinin kendilerine iyi ya da kötü şans getireceğine inanıyor. Eğer bu kişi koyu saçlıysa ve hediyesiyle gelmişse ev sakinleri oldukça kısmetli bir yıl geçirecekleri anlamına geliyor. Erkek çocuklar bu gece aralarında gruplar oluşturuyor ve lider belirleyerek ev ev dolaşıyor. Hagmonay Festivallerinde ateş gösterileri, özel sokak tiyatroları ve yemek festivalleri düzenleniyor.

Anstossen in Berlin
Fotoğraf: AP


Yunanlıların ekmeği paralı

İspanya'da ise 31 Aralık’ta saatler tam gece yarısını gösterdiğinde, yılın her bir ayına şans getireceğine inanıldığından, 12 tane üzüm yeniliyor.

Yunanlılar, "bazil ekmeği" adını verdikleri yılbaşı ekmeğinin hamuruna, uğur getirmesi için madeni para ekliyorlar.

İngiltere'nin bazı bölgelerinde üçgen biçiminde ve içleri kıymayla doldurulan turtalar yeniyor.

Rusya'da yılbaşında borç çorbası ve kutya tercih ediliyor. Kutyanın pişirildiği buğday ve diğer tahıl taneleri umudu, bal ile haşhaş tohumu ise sevinç ve başarıyı simgeliyor.

İsrail'de yılbaşında ballı elmalar sofraya geliyor. Ballı elma, yeni yılın tatlı geçmesi temennisini ve umudu ifade ediyor.