1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

AYM'de kritik denge: Anahtar 2 üyede

19 Mart 2021

Türkiye'de demokrasinin anahtarı AYM'nin elinde. HDP hakkında açılan kapatma davasında yargılamayı yapacak olan 15 üyeli AYM'de 2 üyenin oyu dengeleri değiştirebilir. Alican Uludağ, AYM'deki kritik dengeyi yazdı.

https://p.dw.com/p/3qr23
AYM Başkanı Zühtü Arslan
AYM Başkanı Zühtü ArslanFotoğraf: ANKA

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının HDP hakkında açtığı kapatma davasının ardından gözler yargılamayı yapacak olan Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) çevrildi. Yüksek Mahkeme'nin HDP ile ilgili vereceği olası kapatma veya kapatmama kararı, 2023'teki Cumhurbaşkanlığı seçimini doğrudan etkileyecek sonuçlar doğuracak.

Kapatma davasında AYM'nin önünde üç seçenek var. Anayasanın 69. maddesi uyarınca HDP hakkında temelli kapatma, fiillerin ağırlığına göre devlet yardımından kısmen veya tamamen yoksun bırakılma kararı verilebileceği gibi dava esastan da reddedilebilir.

Toplam 15 üyeli Anayasa Mahkemesi'nin HDP hakkında kapatma veya hazine yardımından yoksun bırakılması kararı ancak üyelerin üçte iki çokluğuyla verilmek zorunda.

Yani, AYM'nin 10 üyesinin kapatma yönünde oy kullanması gerekiyor.

Peki bu noktada AYM'deki dengeler nasıl?

Anayasa Mahkemesi'nin 7 üyesini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 5 üyesini 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 3 üyesini ise TBMM seçti. 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in seçtiği üyelerin sonuncusu Serdar Özgüldür geçen Aralık ayında emekliye ayrıldı. Artık Sezer döneminden AYM'de üye kalmadı.

Symbolbild Pro-Kurdische Partei HDP
Fotoğraf: Yasin Akgul/AFP

7'ye karşı 8 üye ayrışması

Son yıllarda görüşülen kritik dava dosyalarında üyelerin kullandığı oy dağılımı incelendiğinde, 8-7 şeklinde bir oy bölünmesi dikkat çekiyor. Son olarak İrfan Fidan'ın atanmasıyla birlikte AYM'de 8 kişilik çoğunluk bir grup güçlendi. Bu isimler şöyle: Muammer Topal, Rıdvan Güleç, Kadir Özkaya, Recai Akyel, Yıldız Seferinoğlu, Selahattin Menteş, Basri Bağcı ve İrfan Fidan.

AYM'deki 8 kişilik çoğunluğun karşısında ise 7 kişilik azınlık yani "muhalif" denilebilecek isimler var. Başkan Zühtü Arslan, Başkan vekili Hasan Tahsin Gökcan, üyeler Engin Yıldırım, Hicabi Dursun, Celal Mümtaz Akıncı, Yusuf Şevki Hakyemez ve Emin Kuz bu listeyi oluşturuyor. Anayasa hukukçusu olan Hakyemez, Erdoğan'ın atadığı 7 üye arasında sürpriz yaparak, özgürlükler lehinde oy kullanan tek isim oldu.

Cumhuriyet davasındaki tutukluluklara ilişkin AYM'nin reddettiği başvuruya Zühtü Arslan, Hasan Tahsin Gökcan, Engin Yıldırım, Celal Mümtaz Akıncı, Yusuf Şevki Hakyemez ve Emin Kuz muhalefet ederek tutukluluğa karşı çıktı.

8 kişinin ortak noktası, önemli davalarda hak ve özgürlükler aleyhinde kararlara imza atması. İktidarın tarafını belli ettiği dosyalarda bu 8 üyenin oyunun genellikle blok şeklinde hareket ettiği görülüyor.

Kavala dosyasında saflar netleşti

Bunun en somut örneği, geçen Aralık ayında görüşülen tutuklu aktivist Osman Kavala'nın bireysel başvurusunda yaşandı. Yüksek Mahkeme, 7'ye karşılık 8 oyla Kavala'nın tutukluluğunun hukuka aykırı olmadığına karar verdi.

Bu kararın altında Muammer Topal, Rıdvan Güleç, Kadir Özkaya, Recai Akyel, Yıldız Seferinoğlu, Selahattin Menteş, Basri Bağcı ve Burhan Üstün'ün imzası vardı. Üstün'ün emekli olmasının ardından İrfan Fidan’ın gelmesiyle 8 kişilik çoğunluk yapı değişmedi.

Hak ihlallerine muhalefet ettiler

Barış akademisyenlerinin cezalandırılmasına ilişkin bireysel başvuruda da benzer tablo yaşandı. 2019 yılında verilen hak ihlali kararına o dönem görev olan üyelerden Muammer Topal, Kadir Özkaya, Rıdvan Güleç, Recai Akyel, Yıldız Seferinoğlu ve Selahattin Menteş karşı oy kullandı.

Anayasaya aykırı oldukları gerekçesiyle bazı yasaların iptali taleplerinde de aynı tablo ortaya çıktı. Kara yollarında gösteri yürüyüşünü yasaklayan yasanın iptali kararına Muammer Topal, Rıdvan Güleç, Recai Akyel, Yıldız Seferinoğlu, Selahattin Menteş, Basri Bağcı muhalefet etti.

Basın yayın organlarının milli güvenliğe tehdit oluşturduğu gerekçesiyle bakan tarafından kapatılmasına izin veren yasa hükmü Aralık 2020'de iptal edilirken, o dönem üye olan Burhan Üstün'ün toplantıya katılmaması nedeniyle 7-7 oy eşitlik çıkmış, başkan Zühtü Arslan'ın oyunun iki sayılması nedeniyle yasa maddesi iptal edilmişti.

Anayasa Mahkemesi binası
Anayasa Mahkemesi binası Fotoğraf: Getty Images/AFP

Son örnek, Nükleer Düzenleme Kurumu’nun kanun hükmünde kararnameyle oluşturulmasını AYM'nin iptal etmesi oldu. Muammer Topal, Kadir Özkaya, Rıdvan Güleç, Recai Akyel, Yıldız Seferinoğlu, Selahattin Menteş ve Basri Bağcı iptal karşıtı oy kullandı.

Kimler saf değiştirecek

AYM'de tablo böyleyken HDP kapatma davasında şimdi hangi gruptan üyelerin saf değiştireceği merak konusu oldu. AYM kulislerinde, bu soruya yanıt vermenin şimdilik erken olduğuna dikkat çekiliyor. HDP hakkında kapatma kararı çıkmasa dahi, hazine yardımının kesilmesine yönelik karar alınabileceği ihtimaline işaret ediliyor.

Benzer durum, 2008'deki AKP kapatma davasında yaşanmıştı. Bu davada 6 üye kapatma yönünde oy kullanırken, 5 üye "ret" oyu vermişti. Bir üye daha kapatma yönünde oy verseydi, AKP kapatılacaktı. Ancak oylamada nitelikli çoğunluk sağlanamadığı için AKP kapatılmaktan kurtulmuştu. Bunun ardından yapılan oylamada ise Haşim Kılıç'ın ret oyuna karşılık 10 oyla Hazine yardımının 1/2 oranında kesilmesine karar verilmişti. Yani, kapatmaya karşı olan 5 üyeden 4'ü hazine yardımı kesintisi lehinde oy değiştirmişti.

HDP için de aynı sürecin yaşanıp yaşanmayacağını AYM üyeleri belirleyecek. Yüksek Mahkeme, HDP'nin kapısına kilit vuracak mı sorusunun yanıtı şimdilik belirsiz. Ancak Türkiye'de demokrasinin anahtarını AYM'nin elinde tuttuğu bir gerçek.

 

Alican Uludağ

© Deutsche Welle Türkçe