1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

HDP: Bize karşı ikiyüzlü siyaset son bulmalı

7 Mayıs 2019

HDP’nin 23 Haziran’da ne yapacağı tartışılıyor. DW Türkçe’ye konuşan HDP kurmayları, İmamoğlu’na desteğin süreceği mesajını verirken yeni bir çözüm süreci koşullarınınsa olmadığı görüşünde.

https://p.dw.com/p/3I5Fj
Türkei Sezai Temelli HDP Abgeordneter
Fotoğraf: DW/B. Karakas

İstanbul’da yerel seçimlerin tekrarına karar verilmesi sonrasında, gözler 31 Mart seçimlerinde CHP ve İyi Parti’nin oluşturduğu ‘Millet İttifakı’nı destekleyerek İstanbul, Ankara, Adana, Antalya gibi şehirlerde kazanmasını sağlayan Halkların Demokratik Partisi’ne (HDP) çevrildi. Pazartesi akşamından beri özellikle sosyal medyada "Kürtlerin AKP ile anlaşacağı" ve "yeni bir çözüm süreci başlatılacağına" dair yorumlar yapılmaya başlandı.

HDP yönetimi ve uzun yıllardır Kürt siyasi hareketi içerisinde olan isimler ise, üstü kapalı biçimde de olsa, 23 Haziran’daki seçimlerde de Ekrem İmamoğlu’na destek verileceğini belirtiyorlar. DW Türkçe’ye konuşan HDP’liler, İstanbul’dan önce pek çok HDP’li belediyede Yüksek Seçim Kurulu eliyle operasyon yapıldığını savunarak, Türkiye kamuoyunda HDP’ye karşı yürütülen 'ikiyüzlü siyaset’in' artık sona ermesi gerektiğini vurguluyorlar.

HDP, muhalefetten ne bekliyor?

Kürt siyasi geleneğinin Türkiye’deki önemli isimlerinden biri olan HDP'li Sırrı Sakık, DW Türkçe’ye yaptığı açıklamada, Türkiye kamuoyunun HDP ve Kürtlere bakışı ile ilgili artık bir karar vermesi gerektiğini söylüyor.

İstanbul seçimlerinin ardından muhalefet cephesinde dahi ilk akla gelen şeyin "Kürtler AKP ile anlaşır mı?" sorusu olduğuna dikkat çeken Sakık, "31 Mart sonrası yine ortaya çıkan ikiyüzlülükten içim parçalanıyor" diyor.

Sakık’ın bunları söylemesi tesadüf değil. Çünkü 31 Mart seçimlerinde aday olduğu Muş’ta kazanmaması için HDP oylarının geçersiz sayıldığını iddia etmiş, ancak Sakık’ın geçersiz sayılan 2 bin 500 oy için İl Seçim Kurulu’na yaptığı başvuru kabul edilmemişti. Demokrasi Partisi (DEP) ve Demokratik Toplum Partisi (DTP) Kurucu Üyesi olan ve iki dönem milletvekilliği de yapan Sırrı Sakık, 2014 yılında gerçekleştirilen yerel seçimlerde Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) adayı olarak Ağrı Belediye Başkanı olarak seçilmesine rağmen, Mart 2017’de İçişleri Bakanlığı tarafından görevinden alınarak yerine kayyum atanmıştı.

"Bizim için kimse kılını kıpırdatmadı"

Sakık: Kazandığımız seçim elimizden zorla alındı. Tıpkı bugün İmamoğlu’nun başına gelen gibi
Sakık: Kazandığımız seçim elimizden zorla alındı. Tıpkı bugün İmamoğlu’nun başına gelen gibiFotoğraf: DHA

Muş’ta yaşanan sandık usulsüzlüklerinin ve hak ihlallerinin onda birinin bile İstanbul’da yaşanmadığına dikkat çeken Sırrı Sakık, "Ancak bizim yaşadığımız haksızlıklara kimse sesini çıkarmadı. Kazandığımız seçim elimizden zorla alındı. Tıpkı bugün İmamoğlu’nun başına gelen gibi… Ama bizim için kimse kılını kıpırdatmadı" diye konuşuyor.

Bugün hala Kürtlerin AKP ile anlaşacağını söylemenin 'ikiyüzlü siyaset' yapmak olduğunu vurgulayan Sakık, şunları söylüyor: "Biz dün olduğu gibi bugün de her türlü haksızlığa karşı tavır alacağız. Demokrasi ve insan haklarının gelişmesi için mücadeleye devam edeceğiz. Ama kamuoyunun da artık bize karşı bu ikiyüzlü siyaseti terk etmesi gerekiyor."

"YSK, ilk provayı HDP ile yaptı"

Geçmiş yıllarda Halkın Demokrasi Partisi (HADEP) Kadın Kolları Genel Başkanlığı, Halkların Demokratik Partisi (HDP) STK ve Siyasi Partilerle İlişkilerden Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcılığı görevlerini yürüten, bugün ise HDP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Üyesi ve Grup Başkanvekili olan Fatma Kurtulan, İstanbul seçimlerinde yaşananların ilk provasının HDP’li belediyelerde yapıldığını söylüyor.

İlk günden itibaren seçim sürecinin şaibelerle ve usulsüzlüklerle dolu olduğunun altını çizen Kurtulan, DW Türkçe’ye yaptığı açıklamada, "Bugüne kadar defalarca HDP’lilerin sandık iradesi, gasp edildi; kayyumlara devredildi. Başkanlarımız, yöneticilerimiz, üyelerimiz ve seçmenlerimiz hapse atıldı. Bu daha o zamandan YSK’nın bize ve demokrasiye kurduğu bir kumpastı" diye konuşuyor.

Aynı hukuksuzlukların son olarak İstanbul seçimlerinde de kendini gösterdiğini dile getiren Kurtulan, "HDP, 23 Haziran’da ne yapacak?" sorumuza, "HDP olarak her zamanki gibi sandık gaspının karşısında yer alacağız" yanıtını veriyor.

"Yeni bir çözüm süreci ortamı yok"

Bu noktada Erdoğan yönetiminin Kürt oylarını kendine çekmek için hapisteki PKK lideri Abdullah Öcalan'ı devreye sokup sokamayacağı ya da yeni bir çözüm süreci başlatıp başlatmayacağı da 6 Mayıs’tan itibaren tartışılmaya başlandı. HDP’li siyasetçiler ise bu tartışmalardan rahatsız.

Tüm demokratik güçlerin Türkiye’de Kürt sorununun barışçıl yollarla çözümü için çaba sarf etmesi gerektiğinin altını çizen Fatma Kurtulan, "Bu noktada barışa bizi yaklaştıracak her adımı desteklemek gerekiyor. Ama biz şu anda yeni bir çözüm süreci için atılmış herhangi bir adım görmüyoruz. Şu anda yeni bir süreci başlatacak demokratik koşulları görmüyoruz" değerlendirmesinde bulunuyor. Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan da, haftalık grup toplantısında 'yeni çözüm süreci' iddialarını yalanladı ve "Çözüm süreci diye bir şey söz konusu değil" dedi.

Kurtulan: Çözüm süreci diye bir şey söz konusu değil
Kurtulan: Çözüm süreci diye bir şey söz konusu değilFotoğraf: privat

PKK lideri Abdullah Öcalan’ın mesajının YSK’nın seçim yenileme kararı ile aynı günde denk getirilmesinin ise kendileri açısından bir anlam ifade etmediğini dile getiren Kurtulan, şöyle konuşuyor: "Ortada açlık grevlerinin yarattığı büyük bir sorun var, insanların yaşamları söz konusu. Devlet iki gelişmeyi aynı güne getirerek bir hesap kitap yapmış mıdır bilemeyiz, ama biz HDP olarak hesap kitap içinde olmayız. Açlık grevlerinin durdurulması için defalarca çağrı yaptık, yapmaya devam ediyoruz."     

Temelli: Asıl siz ne yapacaksınız?

YSK’nın İstanbul kararına ilişkin olarak HDP kanadından yapılan en ayrıntılı açıklama, bugün HDP Grup toplantısında konuşan Eş Genel Başkan Sezai Temelli'den geldi. Temelli, İstanbul’da seçimlerin yenilenmesi kararının 'adaletsizlik' olduğunu vurguladı ve "YSK bütün meşruiyetini yitirmiştir" dedi.

HDP olarak bugüne kadar tüm Türkiye’yi uyardıklarını ama Türkiye halklarının Muş ve Mazgirt gibi yerlerde HDP oylarının gasp edilmesine sessiz kaldığını dile getiren Temelli, "HDP’ye yapılan zulme kimse bakmadı. Türkiye’de siyasete, demokrasiye şaşı bakanlar bu haksızlığa ses çıkarmadılar. Şimdi kıyamet koparıyorlar" değerlendirmesinde bulundu.

HDP’nin bundan sonraki süreçte ne yapacağına dair başlatılan tartışmalara da yanıt veren Temelli, "HDP İstanbul’da aday çıkaracak mı? Kamuoyunun bunlarla meşgul olmasına gerek yok. HDP nerede bir haksızlık, hukuksuzluk varsa orada olacak. Bizim ne yapacağımızla zaman harcamayın, asıl siz ne yapacaksınız?" diyerek topu bir anlamda CHP-İyi Parti ittifakın atmış oldu.

Temelli: HDP’ye yapılan zulme kimse bakmadı
Temelli: HDP’ye yapılan zulme kimse bakmadıFotoğraf: DW/H. Köylü

Ne olmuştu?

7 Haziran 2015 genel seçimlerinde yüzde 13,1 oy alarak Türkiye siyasetinde Kürtler ve sol-sosyalist kesimler açısından büyük başarı yakalayan HDP, Kasım 2015’te yenilenen seçimlerde de yüzde 10,75 oy alarak Meclis’e girmeyi başarmıştı. Ancak devlet ile PKK arasındaki barış görüşmelerinin sona ermesi ve ardından pek çok kent ve ilçede başlayan ‘hendek’ çatışmaları sonrasında, HDP hızla hükümetin ve yargının hedefi haline geldi. 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında ilan edilen OHAL döneminde HDP yöneticilerine yönelik kitlesel tutuklamalar ve HDP’li belediyelerin görevden alınması süreci başladı. 24 Haziran 2018 seçimlerinde de yüzde 11,70 oy oranıyla barajı aşarak Meclis'e girmeyi başaran HDP'nin halen Meclis'teki 67 milletvekilinden 9'u tutuklu bulunuyor. Tutuklu milletvekilleri arasında HDP’nin eski eş genel başkanları Selahaddin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ da var.

Aram Ekin Duran

© Deutsche Welle Türkçe