1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git
Hukuk ve Adalet

Halkbank, ABD'de yargılanmaktan kurtulabilecek mi?

17 Ocak 2023

ABD’de İran’a yaptırımları delmekle suçlanan Halkbank’ın ABD mahkemelerinde yargılanamayacağı iddiasıyla yaptığı temyiz talebinin ilk duruşması Federal Yüksek Mahkeme’de yapıldı.

https://p.dw.com/p/4MKCK
Halkbank Schriftzug Logo
Fotoğraf: Getty Images/AFP/O. Kose

ABD'de Federal Yüksek Mahkeme'de Halkbank'ınEgemen Yabancı Devlet Dokunulmazlığı Yasası (FSIA) kapsamında ABD mahkemelerinde yargılanamayacağı iddiasıyla yaptığı temyiz talebinin ilk duruşması Salı günü yapıldı.

Federal Yüksek Mahkeme'nin internet sayfasında yer alan bilgilere göre, mahkeme ABD bölge mahkemelerinin yabancı egemen devletler ve onlara bağlı kurumlara karşı yürütülen cezai kovuşturmalarda Egemen Yabancı Devlet Dokunulmazlığı Yasası (FSIA) ışığında yargı yetkisini kullanıp kullanamayacağını değerlendiriyor.

ABD hükümetinin egemen yabancı devletlerin sahip olduğu şirketleri cezai kovuşturmaya tabi tutup tutamayacağı sorusunu gündeme getiren davada yargıçlar, Halkbank'ın alt mahkeme kararına yaptığı itiraza yönelik sözlü argümanları dinledi. Alt mahkeme ABD hükümeti lehine verdiği kararla bankanın kovuşturulmasına devam edilebileceğine hükmetmişti.

Taraflar neyi savunuyor?

Halkbank dava dilekçesinde, federal cezai yargı yetkisinin egemen yabancı devletlerin veya onlara bağlı kurumların kovuşturulmasına izin vermediğini ve Egemen Yabancı Devlet Dokunulmazlığı Yasası'nın yabancı egemen devletler ve onlara bağlı kurumlar üzerinde cezai yargı yetkisini engellediğini savunuyor.

Davalı taraf olan Amerika Birleşik Devletleri ise FSIA'nın sadece kamu davaları için geçerli olduğunu ve ceza davalarında herhangi bir dokunulmazlık sağlamadığını, hükümetin ceza davalarında egemen dokunulmazlığı konusunda karar verme yetkisine sahip olduğunu savunuyor.

Halkbank bir ilk olacak mı?

Federal Yüksek Mahkeme'nin internet sayfasında yer alan ve Halkbank avukatlarının 6 Ocak 2023 tarihinde mahkemeye sundukları son dilekçede şu ifadeler dikkat çekiyor:

"Şimdiye kadar hiçbir federal mahkeme yabancı egemen bir devletin yargılanması konusunda ceza davalarına bakmamıştır. Görünüşe göre herhangi başka bir diğer ülkenin mahkemesi de bakmadı... Hükümet daha önce yabancı bir devlet kurumuna karşı açılmış bir ceza davası da tespit edememiştir. Hükümet bu davanın dünyada bir ilk olmasını istiyor."

Halkbank avukatları Yüksek Mahkeme'ye sundukları 25 sayfalık dilekçede FSIA'nın sadece kamu davaları için geçerli olduğunu ve ceza davalarında herhangi bir dokunulmazlık vermediğini savunan iddia makamına karşı çıkarak argümanlarını sıraladı.

Yargı dokunulmazlığı ile ilgili istisna, Yabancı Devlet Dokunulmazlığı Yasası'nda, "eylemin bir yabancı devlet tarafından ABD'deki bir ticari faaliyete dayanması durumunda söz konusu yabancı devlet, ABD mahkemeleri ya da eyalet mahkemelerinin yargı yetkisinden muaf olmayacaktır" şeklinde tanımlanıyor.

Buna karşı çıkan Halkbank avukatları gerekçe olarak davaya konu edilen ticari faaliyetlerin Birleşik Devletler ile gerekli bağının bulunmamasını göstererek, iddianamenin ağırlık noktasını Halkbank'ın Türkiye'de gerçekleştirdiği iddia edilen faaliyetlerin oluşturduğuna dikkat çekiyor ve yurt dışındaki eylemin bu ülkede "doğrudan etkisi" olmadığını belirtiyor.

Halkbank avukatları, "Hükümet, dilekçesinde Halkbank'ın ABD bankaları aracılığıyla kara para akladığını savunsa da, iddianamede Halkbank'ın ABD bankaları aracılığıyla tek bir kuruş İran parası gönderdiği iddia edilmiyor" diyor.

"Sarraf adlı özel bir şahıs İran fonlarıyla altın satın aldıktan sonra, altını Dubai'ye götürmesi ve ardından altını Dubai'de satması ile tüm bu işlemleri üstlenmiştir. Sarraf'ın elde ettiği geliri uluslararası bankalar aracılığıyla transfer ederken, ABD bankaları üzerinden geçtiği iddia edilen küçük bir yüzde, 'doğrudan etki' sayılmaz" diyen Halkbank avukatları, Sarraf'ın Türkiye ve Dubai'deki faaliyetlerinin davada Halkbank'ın faaliyetleri olarak değerlendirildiğini belirtiyor.

USA New York Prozess Goldhändler
Halkbank'a yönelik suçlamalar İran asıllı Türk vatandaşı Rıza Sarraf'ın Mart 2016’da tutuklanmasıyla başlayan soruşturmaya dayanıyorFotoğraf: picture-alliance/AP Photo/E. Williams

Ayrıca bu davanın ticari bir eylem içermediği, Halkbank'ın faaliyetlerinin "İran ile dış ticareti kolaylaştırıcı" benzersiz bir hükümetler arası programa dayanan "tamamen hükümet" işlevleri kapsamında olduğu kaydediliyor. Eğer Halkbank'ın işlemleri "ticari" olarak nitelendirilecekse ABD merkez bankası Fed'in işlemlerinin de ticari faaliyet kapsamında değerlendirilebileceği not düşülüyor.

Dava süreci nasıl gelişti?

Bu davanın gerçekten de dünyada bir ilk mi olacağı bu süreçte görülecek.

ABD hukuk çevrelerinde de tartışılan bu davada Halkbank'a yönelik suçlamalar, İran asıllı Türk vatandaşı Rıza Sarraf'ın Mart 2016’da tutuklanmasıyla başlayan soruşturmadan kaynaklanıyor. İran'a yönelik yaptırımları delmekle suçlanan Sarraf New York Güney Bölge Mahkemesi'nde yargılandığı davada suçlamaları kabul etmişti. Sarraf daha sonra tanık koltuğuna oturarak 2017'de ABD'de gözaltına alınan dönemin Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla aleyhinde ifade vermişti.

Hakan Atilla  İran'a yönelik yaptırımların delinmesi sürecinde rol oynadığı gerekçesiyle yargılanıp 28 ay tutuklu kaldıktan sonra 2019 yılında Türkiye'ye dönmüştü.

FinCEN Files / Mehmet Hakan Atilla, Istanbul
Hakan Atilla Türkiye'ye dönmesinin ardından Borsa İstanbul'a genel müdür olarak atanmıştıFotoğraf: picture-alliance/AA/O. Coban

Bunun ardından 2019'da federal savcılar Halkbank hakkında milyarlarca dolarlık bir sistem kurarak ABD'nin İran'a yönelik yaptırımlarının delinmesine yardımcı olduğu gerekçesiyle dolandırıcılık ve kara para aklama da dahil altı suçtan dava açmıştı.

Halkbank, İran'a yönelik ABD yaptırımlarını İran, Türkiye ve Birleşik Arap Emirlikleri'ndeki (BAE) paravan şirketler ve para transfer şirketleri aracılığıyla delmekten yargılanıyor. Savcılık, Halkbank'ı petrol gelirlerini altına ve ardından nakde çevirerek İran'ın çıkarlarına hizmet etmek, ayrıca petrol gelirlerinin transferini temize çıkarmak için sahte gıda sevkiyatı belgeleri oluşturmakla suçluyor.

Halkbank'a aynı zamanda, erişimi sınırlandırılmış fonlardan 20 milyar doları gizlice transfer etmesi için İran'a yardım ettiği, bu miktarın en az 1 milyar dolarlık bölümünün Amerikan mali sistemi içinde aklandığı suçlaması yöneltiliyor.

Suçlamaları reddeden Halkbank ise söz konusu davada yargılanmasının Yüksek Mahkeme'nin benzer davalardaki içtihadıyla tezat oluşturduğunu savunarak ABD tarihinde ilk kez Yabancı Egemen Devlet Dokunulmazlığı Yasası (FSIA) kapsamındaki bir kurumun yargılanmasına "yeşil ışık yakıldığını" savunarak temyize başvurmuştu.

Manhattan merkezli 2. ABD Temyiz Mahkemesi 2021 yılında Halkbank'ın itirazını reddederek, FSIA'nın bankayı korumasına rağmen, bankanın suçlandığı eylemlerin ticari faaliyet istisnası kapsamında olduğunu belirtmişti. Halkbank bunun üzerine Yüksek Mahkeme’ye başvurmuştu.

Seda Sezer Bilen