1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

„Medien in Südosteuropa“ - DW-Konferenz in Bonn & O-TON Haluk Şahin

23 Kasım 2010

Deutsche Welle ve Güneydoğu Avrupa Cemiyeti’nin düzenlediği uluslararası konferansta, Balkanlar’da medyanın durumunu ve gazetecilerin sorunları masaya yatırıldı.

https://p.dw.com/p/QGVs
Fotoğraf: picture-alliance / dpa
Konferenz Medien in Südosteuropa
Oliver VujovicFotoğraf: DW

Aralarında gazetecilerin yanı sıra, milletvekilleri, diplomatlar ve akademisyenlerin de bulunduğu katılımcılar, Balkan ülkelerinin basın özgürlüğü alanında ciddi sorunlarla karşı karşıya olduğunu vurguladılar.

Devlet sansürünün artık geride kalmış olmasına rağmen, güçlü siyaset ve ekonomi çevrelerinin baskılarının, bağımsız ve özgür habercilik önünde engel olduğuna dikkat çekilen toplantıda, Avrupa Birliği sürecinin ifade özgürlüğü alanında olumlu etkilerine işaret edildi.

Merkezi Viyana’da bulunan Güneydoğu Avrupa Medya Örgütü Genel Sekreteri Oliver Vujovic, araştırmacı gazetecilerin sık sık tehdit edildiklerini, Balkan ülkelerinde yakın zamanda öldürülen gazeteciler olduğunu belirtirken şöyle konuştu:

“Sorun, yolsuzluklar, yasadışı ticaret, kaçakçılık gibi olayları ortaya çıkartan araştırmacı gazetecilerin çoğunlukla tek başlarına çalışmaları, bir kurumdan destek görmemeleri. Aslında devletin yapması gereken bu çok önemli işleri gazeteciler yerine getiriyor ve karşılığında tehdit ve şantaj alıyorlar ve kimse onlara destek olmuyor.”

Medya kurumları zayıf

Konferansa Türkiye’den katılan gazeteci ve öğretim üyesi Profesör Haluk Şahin de şunları kaydetti:

“Balkanlar’da yaşayan uluslar için, Yunanistan hariç, 1990’a kadar gelen komünist yönetim dönemi var. Ondan sonra özgürlük dönemi var. Gördük ki Balkan ülkelerinin hemen hepsinde medya çok ciddi sorunlarla karşı karşıya. Dövülen gazeteciler, failleri bulunmuyor…Öldürülen gazeteciler failleri bulunmuyor. Siyaset nerede bitiyor, iş dünyası nerede başlıyor, ona medya dünyası nasıl ekleniyor. Bu şikayet neredeyse tüm Balkan ülkeleri için geçerli. Medya kurumlarının genelde çok zayıf kurumlar olduğu izlenimi edindim. Bu nedenle de dış etkilere çok açıklar. Gerek siyasi gerekse ekonomik etkilere çok açıklar.”

Yasalarda anti-demokratik maddeler

Konferenz Medien in Südosteuropa
Dragana Nikolic SolomonFotoğraf: DW

Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı AGİT’in Sırbistan misyonunda medya bölümü başkanı Dragana Nikolic Solomon da, Balkan ülkelerinin hala bir geçiş dönemi içinde bulunduklarını, medya alanındaki yasal düzenlemelerin zayıf olduğunu, yasaların Avrupa Birliği ile uyumlu hale getirilmesi gerektiğini vurguladı.

Konferansta tartışılan konulardan biri de Türkiye’de basın özgürlüğünün durumu oldu. Gazeteci-yazar Haluk Şahin, şu noktalara dikkat çekti:

“Maalesef Türkiye’de basın özgürlüğü ile ilgili ciddi sorunlar var. Bunların bir öbeği ceza yasasındaki bazı maddeler. Gazetecilerin belirli şeyleri yazdıkları söyledikleri durumda, hapis cezasına kadar gidebilen durumlar var. Onun dışında adaleti etkilemeye çalışma, ön soruşturmanın gizliliğine riayet etmeme gibi birtakım suçları işledikleri iddia edilerek hakkında dava açılan binlerce meslektaşımız var. Ayrıca terörle mücadele yasasının kötüye kullanılan maddeleri dolayısıyla özellikle Kürt kökenli gazeteciler arasında hapse atılan ya da ağır cezalarla yargılananlar var. Yani sorunlu bir yasalar öbeği ile karşı kayrayız. Bunlar AB tam üyeliği için müzakere eden bir toplumun demokratik standartlarına uymayan şeyler.”

Türkiye için öneriler

Professor Haluk Sahin
Fotoğraf: DW

Haluk Şahin, Türkiye’de basının ve gazetecilerin sorunlarının çözümüne ilişkin olarak da şunları tavsiye etti:

“Öncelikle hükümetin ceza yasasını elden geçirip, gazetecilere hapis cezasını devreden çıkarması lazım. İkincisi tabii, meslektaşlarımız arasında, meslek etiği bilincini mutlaka yükseltmemiz lazım. Ben doğrusu hapse giren gazetecilere çok üzülüyorum ama bu temel gazetecilik ilkelerinin, evrensel gazetecilik ilkelerinin ayaklar altına alındığını görünce daha fazla üzülüyorum. Biz hepimiz aynı geminin yolcularıyız. Yani ne yazık ki bazı meslektaşlarımızın “diğer kamptan” bazı meslektaşlar hapse atılırken neredeyse kalkıp oynadıklarını görüyoruz. Bu çok utanç verici bir şey. Hepimiz demokrasi açısından önemli işlevler görüyoruz. Fikirlerimiz farklı olabilir ama biz bağımsız olmak zorundayız, eğer işimizi hakkıyla yapacaksak”

DW, AG/NH/AŞ