1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Gazze'de işgal resmen sona erdi

Derleyen: Beklan Kulaksızoğlu12 Eylül 2005

İsrail askerlerinin de çekilmesiyle Gazze Şeridi’nde işgal resmen sonra erdi. Binlerce Filistinli sevinç gösterileri eşliğinde boşaltılan Yahudi yerleşimlerine akın ederken, militan gruplar Filistin özerk yönetiminden ayrı zafer yürüyüşü düzenledi. Peki, Gazze’de işgal gerçekten sona erdi mi?

https://p.dw.com/p/AaYy
Filistinli gruplar, Gazze'deki sinagogları ateşe verdi
Filistinli gruplar, Gazze'deki sinagogları ateşe verdiFotoğraf: ap

Gazze Şeridi’nde İsrail askerlerinin çekilmesiyle işgal resmen sona erdi. Ancak Filistin yönetimi, bazı önemli sınır sorunlarının çözüme kavuşturulamamasını protesto etmek amacıyla planlanan devir-teslim törenine katılmaktan son anda vazgeçerken, Filistinli gruplar bölgede seviç gösterileri düzenliyor. Binlerce Filistinli sevinç gösterileri eşliğinde boşaltılan Yahudi yerleşimlerine akın etti, militan gruplar ise Filistin Özerk Yönetimi’nden ayrı zafer yürüyüşü düzenledi.

Peki Gazze Şeridi’ndeki 38 yıllık İsrail işgali gerçekten sona ermiş oldu mu? Filistin sokaklarında sevinç gösterileri yapılsa da Gazze Şeridi’nin statüsüyle ilgili siyasi ve hukuki tartışmalar sürüyor. İsrail son askerlerinin de çekilmesiyle işgalin sona erdiğini savunuyor. Filistinliler’e göre işgal sürüyor. Bu tür anlaşmazlıklardaki baş hakim olan BM ise kararsız.

İsrail işgalin sona erdiğinde ısrarlı

Gerçekte Gazze’nin yasal statüsü ile ilgili tartışmaların boyutu, İsrail askerlerinin çekilmesi ile sınırlı değil. İsrailli yetkililer, geri çekilmenin son aşamasının da tamamlanmasıyla 38 yıllık işgalin tamamen sona erdiğinde ısrarlı. İsrail’e göre, Gazze Şeridi’ndeki Yahudi yerleşimciler tahliye edildi, askerler çekildi ve kurulacak Filistin devleti için yer açıldı.

Dolayısıyla uluslararası yol haritasının gereği yerine getirildi, işgal sona erdirildi. İsrail Savunma Bakanı Şaul Mofaz Filistin televizyonuna verdiği demeçte, “Gazze’deki askeri yönetimi sona erdiriyoruz. Gazze üzerinde hiçbir sorumluluğumuzun kalmasını istemiyoruz“ dedi.

Filistinliler kısıtlamaları istemiyor

Filistinliler ise İsrail’in Gazze’nin hava sahası, deniz yolları ve sınır geçişlerindeki kontrolü sona ermeden işgalin gerçekten bittiğinden bahsedilemeyeceği görüşünde. Buna karşı İsrail’in savı ise Gazze’nin hala İsrail devletini yok etmeye and içmiş İslami militanların kalesi konumunda olduğu, dolayısıyla kısıtlamalara hala gerek olduğu yönünde.

Gazzeliler ise artık Gazze Şeridi’nde kısıtlama olmadan seyahat edebilmelerine rağmen hala kendilerini büyük bir hapishanenin içinde gibi hissediyorlar. Silahlı gruplar da tam hareket özgürlüğü olmadan 8 aylık ateşkesi sürdürmelerinin garanti olmadığını vurguluyor. Filistin Kurtuluş Örgütü’nün görüşü ise İsrail’in Gazze Şeridi üzerindeki etkin kontrolünü sürdürmesi nedeniyle işgalci güç olarak kalmaya devam edeceği.

Yasal düzenlemeler

Konuyla ilgili tartışmalar iki yasal düzenleme üzerinde temelleniyor. İlki, 1907 yılından kalma Lahey düzenlemeleri. Buna göre bir bölge, düşman ordunun kontrolü altında bulunuyorsa işgal altında sayılıyor. İkinci yasal düzenleme ise 1949 yılından kalma Dördüncü Cenevre Konvansiyonu. Bu konvansiyon, işgal gücünün, işgal altındaki bölge halkının temel haklarını koruma yükümlülüğünü tanımlıyor. İşgalci ülkenin kendi vatandaşlarını işgal bölgesine yerleştirmemesi ve işgal altındaki halkın yardım kuruluşlarına erişiminin sağlanması bu yükümlülükler arasında yer alıyor.

İsrail, 1967 yılındaki Ortadoğu savaşında ele geçirdiği Batı Şeria ve Gazze Şeridi’nin işgal altında olmadığı, sadece tartışmalı bölge olduğu tezini uzun yıllar savundu. İsrail’e göre Filistin bölgeleri hiçbir zaman gerçek anlamda bir devlet dahilinde bulunmamıştı. Ayrıca 1948 yılında İsrail devletinin kuruluşu sırasında yaşanan savaşın ardından gelen ve 19 yıl süren Batı Şeria’daki Ürdün ve Gazze Şeridi’ndeki Mısır idaresi de uluslararası alanda resmen tanınmamıştı.

İsrail hükümetleri, Cenevre Konvansiyonu’nun devletler arasında bir pakt olduğu ve bağlayıcılığının bulunmadığında onyıllar boyunca ısrar etti. Uluslararası Adalet Divanı’nın yasadışı ilan etmesine rağmen İsrail, Filistin bölgelerinde Yahudi yerleşimleri inşa etmeyi sürdürdü.

Şaron’un asıl niyeti

Filistinliler Gazze Şeridi’nin boşaltılmasını memnuniyetle karşılasa da, İsrail Başbakanı Ariel Şaron’un asıl niyetinin ne olduğunu merak ediyor, Gazze Şeridi karşılığında Batı Şeria’daki Yahudi yerleşimlerinin genişletilip kalıcılaştırılmasından endişe ediyor. Filistinliler, 1993 yılındaki Oslo geçiş dönemi barış anlaşmalarına dayanarak Gazze ve Batı Şeria’nın tek başına bir coğrafi bölge oluşturduğunu savunuyor, dolayısıyla “ya tümden işgal altındadır, ya da değildir“ diyor.

Bazı temel konularda çözüme varılması daha zaman alacak gibi görünüyor. İsrail, Mısır sınırına geçişleri daha en az altı ay daha kontrol altında tutacağını, silah kaçakçılığının önüne geçilebilirse kontrolün Filistinliler ve Mısır ile birlikte yürütülebileceğini söylüyor.