Fischer zirvelere veda etti

AB ile Türkiye arasında zaman zaman kopma noktasına gelen çetin pazarlıkların ardından tam üyelik müzakerelerinin başlamasına büyük destek veren Fischer, hayatında en çok sevdiği şeylerin başında karmaşık ortamlarda düzeni sağlamak geldiğini söyledi.

Türkiye’nin önemine atıfta bulunarak müzakerelerin bir tarihi adım olduğunun altını çizdikten ve “beklemeye değdi” diyerek memnuniyetini dile getiren Fischer, genç yaşlarda ayağında lastik ayakkabılar ve sırtında çantasıyla arşın arşın gezdiği Türkiye’ye, 1999 yılının Temmuz ayında takım elbise ve kravatla bu kez Türkiye’nin AB yolunda desteğine en güvendiği Almanya’nın Dışişleri Bakanı olarak gitmişti.

Bu ziyaretten beş ay sonra Türkiye, özellikle Berlin’in yoğun çabaları sonucu AB Helsinki Zirvesi’nde tam üyeliğe adaylar arasında alındığında “dost acı söyler” sözünü doğrulayacak bir şekilde Türkiye’nin özellikle demokrasi, insan ve azınlık hakları konusunda daha çok şey yapması gerektiğini açık seçik dile getiriyordu.

Fischer diplomasi dünyasında sevildi

68 Hareketi’nin doruğa ulaştığı dönemlerde gösterilere katılan ve zaman zaman güvenlik güçleriyle girilen çatışma ortamlarında ön sıralarda bulunan Fischer, o kuşağın yaşadığı değişimi kendisi de yaşadı ve bir zamanların asi genç imajından kurtularak dünya kamuoyunun takdir ettiği bir devlet temsilcisi oldu.

Türkiye’ye adil bir şans verilmesi gerektiği konusunda ısrarından şaşmayan Fischer, Türkiye gibi Avrupa’nın desteğiyle daha çabuk ve daha emin adımlarla gelişebilecek ülkelere desteğiyle de sevildi. Zaman zaman partisi içinde de sert eleştirilere rağmen dünya siyasetinin gereksinimlerine mantıklı çözümlerin arkasında duran Fischer’i, kafasına atılan yumurtalar, çürük domatesler ve hatta boya torbaları doğru bildiği yoldan döndüremedi.

Gazetecilerden özür diledi

Dışişleri Bakanı sıfatıyla özellikle medya temsilcilerine sert çıkışlarıyla da tanınan Fischer, Lüksemburg’da Türkiye açısından mutlu bir dönüm noktasına erişildiği müjdesini verdikten sonra kendine has esprilerle basın toplantısına katılan Alman gazetecilere, “Zaman zaman isteyerek veya istemeyerek nasırlarınıza bastığım için özür dilerim” derken duyguları dolan gözlerinden belli oluyordu.

Ardından ilk kez kendisini alkışlayan gazetecilerle hangi sıfatla ve hangi ortamlarda tekrar buluşacağını bilmeyen Fischer’i, bir zamanlar gündeme gelen AB Dışişleri Bakanı gibi çok önemli görevlerin beklediği ise kesin.

Joschka Fischer kim?

12 Nisan 1948 yılında Baden-Württemberg Eyaleti’nin Gerabronn kentinde dünyaya gelen Fischer, 1982 yılında katıldığı Yeşiller Hareketi’nin kısa zamanda lider kadrolarına yükseldi. 1983 yılında çiçeği burnunda Yeşiller Partisi Meclis Grubu’nun en fazla dikkat çeken üyelerinden biri olarak Fischer, Almanya’nın siyasetindeki değişim rüzgarlarını güçlendirdi.

1994 yılında tekrar Federal Meclis, Bundestag’a, dönerek Yeşiller grubunun sözcüsü olmadan önce Hessen Eyaleti Çevre Bakanı sıfatıyla Yeşiller’in sadece çevre romantizminin bir ürünü olmadığını, önce eyalet bazında güvenilir ve ciddi bir koalisyon ortağı olabileceğini kanıtladı.

27 Ekim 1998 tarihinde yapılan seçimlerde 16 yıllık Hristiyan Birlik Partileri ile Hür Demokratlar’ın iktidar ortaklığının sona ermesiyle hükümeti oluşturan Sosyal Demokrat-Yeşiller koalisyonunun Dışişleri Bakanı ve Başbakan Gerhard Schröder’in yardımcılığı görevlerini yükseldi.