Finlandiya çözüm önerisi hazırlığında
10 Temmuz 2006Kıbrıs'ta hafta sonu yapılan “mini zirve“, siyasi sorunların çözümü konusunda Brüksel’i cesaretlendirdi. AB Komisyonu’nun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn, Ada’daki gelişmelere ilişkin yaptığı yazılı açıklamasında, «İki liderin üzerinde görüş birliği sağladığı prensipler dizisini tamamen paylaşıyorum. Kıbrıs’ta mevcut durum kabul edilemez. İki bölgeli ve iki toplumlu federasyon ve siyasi eşitliğe dayalı nihai çözüm bir an önce sağlanmalıdır” dedi.
Ancak AB’nin beklentisi sadece Ada’daki sorunların çözümü değil, aynı zamanda Türkiye ile yaklaşan limanlar krizinin nasıl önlenebileceği üzerinde çözüm üretilmesi. Ancak Güney Kıbrıs'ın Birlik üyesi olması, AB’nin çözüm alternatiflerini sınırlandırıyor. Yine de Türkiye'nin üyelik sürecine sıcak bakan yeni dönem başkanı Finlandiya, bazı çözüm önerileri üzerinde duruyor.
Finlandiya'nın çözüm önerisi
Finlandiya’nın, Türkiye ve AB arasında yaşanabilecek tren kazasını önlemek için masaya iki ayrı formül getireceği belirtiliyor. Türkiye'nin deniz ve havalimanlarını Aralık ayına kadar Güney Kıbrıs'a açmama konusundaki tavrını değiştirmeyeceğini tahmin eden Finlandiyalı yetkililer, bu durumda müzakerelerin tamamen askıya alınmasını önlemeye çalışacaklarını ifade ediyorlar. Bunun için de AB müktesabatının sadece Gümrük Birliği'ni (GB) direk olarak ilgilendiren ulaştırma, GB ve malların serbest dolaşımı gibi müzakere başlıklarını dondurmayı önerecekleri belirtiliyor.
İkinci olarak da limanların açılması konusunda yasal açıdan çelişkiyi gidermek için de Lüksemburg'daki Avrupa Adalet Divanı'na gidilmesini desteklediklerini kaydeden Finli yetkililer, böylece Divan'ın, “limanların açılmaması, Gümrük Birliği'nin ihlali mi anlamına gelir?' sorusuna yanıt bulunmasını sağlayacaklarına dikkat çekiyorlar. Brüksel'in, Adalet Divanı'na gitmesi durumunda, kararın 3 yıldan önce alınmayacağı, bu süre içinde hem Ankara'nın zaman kazandıracağı, hem de siyasi çözüm yönünde adımların atılabileceği düşünülüyor. Finlilerin önerisini, İngiltere, İspanya, Litvanya, İtalya'nın desteklediği söyleniyor.
Öte yandan, müzakerelerin her adımında Ankara'dan taviz koparmaya çalışan Güney Kıbrıs ve Fransa, Almanya, Avusturya, diğer cephede yer alıyorlar. Rumlar, yıl sonunda hiç bir karar alınmasa bile, bundan sonra 35 alanda oluşan her müzakere başlığındaki fiili müzakerelerin başlatılmasını veto ederek, limanlar açılana kadar, bütün süreci felce uğratmak istiyorlar. Yani sonbahar aylarında, birlik içindeki kamplaşmalar giderek artacak.
Doğrudan ticaret umudu yok
Öte yandan Brüksel, Kuzey Kıbrıs'a uygulanan izolasyonların kaldırılması konusunda çok da umutlu değil. Bu konuda Finlandiya’nın iki yıldır birlik masasında duran önerilerin yerine getirilerek, Kuzey'deki bütün limanların açılması için çaba sarfedeceği, ancak Rumların üyesi olduğu bir birlikte bu yönde bir karar almanın da imkansız olduğu ifade ediliyor.
Bu da Birleşmiş Milletler şemsiyesi altında Kıbrıs müzakerelerinin başlamasının, şu andaki çıkmazdan kurtulunması için tek çare olarak olduğunu ortaya koyuyor. Aksi halde, Kuzey Kıbrıs’a uygulanan ekonomik izolasyonun kaldırılmadan limanlarını açmayacağını söyleyen Ankara'nın tavrını değiştirmeyecek. Diğer taraftan Güney Kıbrıs da Kuzey'e her türlü açılımın önünü tıkamaya devam edecek.