1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

FAZ: Erdoğan Almanya'da gerçek demokrasiyi görebilmeli

2 Ağustos 2018

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Almanya’ya yapması beklenen resmi ziyareti ve Almanya’daki göçmen kökenlilerin nüfusun dörtte birine ulaşması Alman basınında öne çıkan yorum konuları arasında.

https://p.dw.com/p/32ToO
Angela Merkel und Recep Tayyip Erdogan
Fotoğraf: picture-alliance/dpa/K. Ozer

Frankfurter Allgemeine Zeitung (FAZ) Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Eylül ayında yapılması beklenen resmi Almanya ziyaretini konu alan yorumunda şu görüşleri dile getiriyor:

"Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Almanya Başbakanı Merkel'i Nazi metotları uygulamakla suçlamasının üzerinden bir yıl geçti. Ancak Bayan Merkel ile buluşma ihtimali Erdoğan'ı Almanya'yı ziyaret etmekten alıkoymuyor. Keza AKP'ye bağlı bir kuruluştan gelen 'Almanya'nın faşizm öncesi dönemde olduğu' şeklindeki açıklama da Erdoğan'ı etkilememişe benziyor. Kuvvetler ayrılığının Almanya'da çok iyi işlediğini ve özgürlükçü demokratik düzenin, 1933 – 1945 yılları arasındaki döneme hayranlık duyan Almanya İçin Alternatif partili politikacıların bile fikir özgürlüğünü koruduğunu kendi gözleriyle görmesine yarayacaksa, Erdoğan'ın ziyareti boşa gitmemiş olur. Ancak Alman politikacılarının da dünya kamuoyunun gözleri önünde ırkçılık suçlamaları karşısında suspus olmaktan artık vazgeçmesi gerekir. Aksi takdirde bu böyle sürüp gider.”

Süddeutsche Zeitung sayıları giderek artan göçmen kökenlilerin Almanya'nın toplum, çalışma ve siyaset hayatında yeterince temsil edilmediklerini belirtiyor:

"İstatistiklere göre Almanya'da yaşayanların 19 milyon 300 bininin kökleri başka ülkelere uzanıyor. Ama geçmiş yıllarda olduğu gibi göç konusu yeniden ısıtılıyor, mülteciler, sağ popülistler, iltica anlaşmazlığı ve Mesut Öziller tartışma konusu yapılıyor. Ancak neyin değişmesi gerektirdiğini göstermesi bakımından bu haberlerin de izlenmesi gerekir. Almanya'da yaşayanların yaklaşık dörtte biri göçmen kökenli ama bu gerçek toplum hayatına yansımıyor. Okulu bitirmekte, kiralık ev bulmakta zorlanıyorlar. Mecliste, özel sektörde ve medyada orantılı temsil edilmiyorlar. Yetenekleri yetmediğinden değil, klişeleşmiş görüşlere güç yetiremediklerinden. Siyasi partiler aday listelerinde göçmen asıllılara kontenjan ayırmakla örnek olabilirler. Ev sahipleri, konut piyasasında zorlukla karşılaşan yabancı soyadlıları da kiracı olarak kabul edebilirler. Demokrasi bunu gerektirir. Demokrasinin hayat kaynağı bu ülkede yaşayan herkesi kucaklayabilmesidir.”

Mannheimer Morgen gazetesinin entegrasyon konusundaki yorumu ise özetle şöyle:

"Almanya her şeyi ile rengârenk bir ülkedir. Bunun anlamayan varsa, bu ülkede yaşayan her dört kişiden birinin köklerinin yurt dışında olduğunu gösteren istatistiklere baksın. Göçmen asıllıların sayısı hiç bu kadar yüksek olmamıştı. Son üç yılda bir kez bile olsun gazete okuyan ya da televizyon haberlerini izleyenlerin bunu bilmesi gerekir. Ancak yasası olsa da olmasa da Almanya'nın çoktan bir göç ülkesi olduğu nedense idrak edilmiyor.”

Bonn'da yayımlanan General-Anzeiger gazetesi de İstatistik Federal Dairesi'nin ülkedeki göçmen kökenlilerle ilgili verilerine atıfta bulunuyor:

"Veriler ve gelişmenin yönü aynı zamanda gelecek açısından önemli görevler yüklüyor. Entegrasyon gündemin ilk sıralarından düşmeyecektir. Birlikte yaşama koşulları mutlaka düzeltilmeli, karşılıklı anlayış artmalı, eğitim ve meslek yolları herkese açılmalıdır. Aksi takdirde kendini bir bütünün parçası saymak mümkün olmayacaktır. Kaynaşıp, bütünleşme toplum barışının baş şartıdır.”

DW,dpa,afp/AG, BÖ

© Deutsche Welle Türkçe