1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Fas'ın karanlık dönemi aydınlanıyor

Daniela Baumeister27 Aralık 2004

Fas’ta 1956 - 1990 arası dönemde işkenceye uğrayanlar ilk kez yaşadıklarını anlatıyor. Bu dönemi yaşayanlar artık insan hakları örgütlerinin de desteğiyle sessizliklerini sona erdirdiler. Alman Radyolar Birliği’nden Daniela Baumeister bildiriyor:

https://p.dw.com/p/Ab1V
Fas'ta 1956 - 1990 yılları arasında işkence görenler sessizliklerini bozdu...
Fas'ta 1956 - 1990 yılları arasında işkence görenler sessizliklerini bozdu...Fotoğraf: dpa

Fas Kralı II. Hasan 1999 yılında öldüğünde ardında baskıcı bir geçmiş kalıyordu. Ülkede tüm muhalefet girişimleri bu dönemde ağır baskılara uğramış ve cezalandırılmıştı. Devletin şüpheli addettiği kişiler kaçırılıyor, yıllarca hapsediliyordu. Özellikle 1971’de Fas’ta darbe girişiminde bulunanlar için gizli ceza kampları kurulmuş, bunların sonuncusu 1991 yılında uluslararası baskılar üzerine kapatılmıştı. Birçok tutuklu yıllarca günışığı görmeden insan onuruna aykırı şartlar altında yaşamıştı.

Bu dönemi yaşayanlar artık insan hakları örgütlerinin de desteğiyle sessizliklerini sona erdirdiler. Fas, 1956 - 1990 arası döneme olağanüstü bir açıklıkla yaklaşıyor şimdilerde. İşkenceye uğrayanların ifadeleri radyo ve televizyonlar aracılığıyla da yayınlanırken, geçen hafta ilk kez kamuoyu önüne çıkan o dönemin mağdurlarını Ocak ayında yenileri izleyecek.

İşkence mağdurları yaşadıklarını anlattı

Geçtiğimiz günlerde Fas’ta 500 kişinin bulunduğu salonda işkence mağdurları yaşadıklarını anlattı. Salonda ölüm sessizliği hakimdi. Kimse konuşmuyor, ne bir hışırtı, ne bir öksürük sesi duyuluyordu. Kimse soru sormaya cesaret edemiyor. Salonda sözlerine kulak verilen kişiler, Fas’taki 1956-1999 arası baskıcı dönemin mağdurlarından biri. Anlattıkları da radyo ve televizyonlardan naklen yayınlanıyordu:

İşkence mağdurlarından biri “Beni aldılar götürdüler. Benim için güzel birşeyler hazırladıklarını söylediler. Aletin adı arı. Bu aleti önce kulaklarına takıyorlar. Sonra vidalarını sıkarak, yüzünün çekilmesine neden oluyorlar. Bunu yaptıktan sonra, bana artık dinlenebilirsin dediler” diyordu.

43 yıllık baskıcı dönem

O yılları unutmak mümkün değil diyor dönemin tanıkları, kaybolan yılları, işkenceyi ve acıları unutmak mümkün değil. Bu işkenceleri emreden Kral 2. Hasan’ın oğlu 6. Muhammed, bu yılbaşında Adalet ve Barış Komisyonu’nu kurdu. Komisyon 43 yıllık baskıcı dönemi aydınlatmakla görevli.

Kral 2. Hasan’ın ölümünden sonra yeni Kral 6. Muhammed, eski kralın sağ kolu olarak tanınan İçişleri Bakanı Driss Basri’yi görevden almıştı. Baskıcı dönemde ülkedeki tüm muhalefet girişimleri ağır baskılara uğramış ve cezalandırılmıştı. Devletin şüpheli addettiği kişiler kaçırılmış, yıllarca gizli kamplarda tutuklu bulunmuştu. 1971’de bir darbe girişiminde bulunanlar için de gizli kamplar kurulmuştu.

Tasmamart kampı

Birçok tutuklu yıllarca günışığı görmeden insan onuruna aykırı şartlar altında yaşamıştı. Bu kişilerden biri “Sonra yurtdışından bu insanlar geldi, ve nerede olduklarını, askerlerin nerede olduklarını sordular. Bunlar çoktan mahkum edildiler. Peki Tasmamart’da değillerse, o zaman neredeler?” diye sözlerini sürdürüyor.

Tasmamart, bu gizli kampların en kanlısı ve sonuncusuydu. Buraya kapatılmak uzun süren bir idama benziyordu. 1.5 metre yüksekliğindeki hücreler soğuk, pislik ve korku, umudun öldüğü sonsuz bir geceyi belirliyordu. İşkence mağduru, “Tasmamart’da bizi sakladılar. Hatırlıyorum, biz geldiğimizde ilk gördüğüm ayakkabı kutusu büyüklüğündeki hücrelerdi. Bize bir eşyaymışız gibi davrandılar. Burası bir mezar gibiydi” şeklinde devam ediyor.

Tasmamart uluslararası baskılar üzerine 90’lı yılların başında kapatıldı, bugün orada palmiyeler yetişiyor. Ancak birçok mahkum orada yaşamını yitirdi. Baskıcı rejimin mağdurlarının ifadeleri, Fas için tarihi bir dönüm noktasını belirliyor. Hala birçok şeyin açığa çıkmadığı Fas için bu çok önemli bir adım. Mağdurlara ise tazminat olanağı sağlanmış durumda. Bazı mağdurlara 100.000 Euro’ya varan tazminat ödenmiş durumda. Ancak tazminatın dışında mağdurların talep edebileceği birşey de yok. Komisyonun kuruluşunda, o dönemin sorumluları için cezai takibat öngörülmüyor. Yine de mağdurlar o dönemde yaşadıklarını anlatmaya devam edecek.