Exxon Mobil'in yeni gözdesi Münsterland
16 Kasım 2010
Almanya'nın Kuzey Ren Vestfalya eyaletindeki Münsterland, şimdiye kadar el sürülmemiş önemli bir enerji kaynağına ev sahipliği yapıyor. Bölgedeki kömür içeren kaya tabakalarının arasında hapsolmuş olarak bekleyen metan gazının, tüm Almanya'nın on yıllık enerji ihtiyacını karşılayabilecek miktarda olduğu tahmin ediliyor. Ancak Münsterland havzasındaki metan gazını yüzeye çıkartmak için sadece derin kuyu açmak yetmiyor. Gazın yeryüzüne ABD'de son yıllarda geliştirilen özel bir yöntemle çıkarılması gerekiyor.
Bu yöntem, kömür tabakalarına yapılan sondajlarda basınçlı su kullanarak hidrolik çatlaklar oluşturulması ve bu çatlaklar vasıtasıyla gazın sondaj kuyusuna akışının sağlanması prensibinden oluşuyor. Bu prensiple çalışan ilk tesisin Steinfurt yakınlarında bulunan Nordwalde'de çalıştırılması hedefleniyor. Ancak bölge sakinleri sürdürülecek çalışmalar nedeniyle içme suyunun kirlenmesinden endişeli.
Nordwalde sivil toplum girişiminden Mathias Elshoff şunları kaydediyor: "Kaya tabakasına enjekte edilen basınçlı su, ki burada söz konusu olan 10 milyon litreye varan bir su miktarı, bunun yüzde biri kimyasal bir çözeltiden oluşuyor. Bu kimyasal çözeltinin içinde biyositler ile su temizliğini tehdit eden bazı ek maddeler bulunuyor. Bu maddelerin tam içeriği bilinmiyor. Çözeltiye hangi maddelerin katıldığını sadece çalışmalara izin veren yetkili makamlar biliyor."
Bir kısmı yeraltında kalıyor
Canlı organizmalar için zehirli veya öldürücü etkisi olan kimyasal maddeler biyosit olarak adlandırılıyor. Suyla beraber enjekte edilen çözeltinin kullanım amacı, kaya tabakasındaki çatlakların sonradan kapanmasının ve üretim seviyesinin düşmesinin engellenmesi. Bu çözeltinin büyük bir bölümünün suyla beraber yeniden yeryüzüne çıkması sağlansa da, bir kısmı derinlerde bulunan kaya tabakalarının arasında kalıyor. Çevrecilerin başlıca endişesi çözeltinin bir şekilde bir yolunu bularak yeraltı su kaynaklarına karışması…
Ancak Elshoff'un bundan başka endişeleri de var. Elshoff "Burada suda çözünebilen doğal radyoaktif maddeler bulunuyor olabilir. Büyük miktarda su enjekte edilmesiyle, bu maddelerin de yeryüzüne çıkması mümkün. Bir diğer tehlikeyse yeraltında bulunan tuz nedeniyle suyun da büyük miktarda tuz içerecek olması. Arıtma tesisleri sudan bu tuzu tamamen arındıramaz. Karar verilmeden önce bu konunun da konuşulması gerekiyor" açıklamasını yapıyor.
Exxon Mobil eleştirilere yanıt verdi
Steinfurt yakınlarında bir deneme kuyusu açmak için başvuruda bulunan Exxon Mobil firması ise yeraltı sularıyla ilgili endişelerin yersiz olduğunu belirtiyor. Firma sözcüsü sondaj kuyusunun tamamıyla sıvı geçirmez olan betonarme borularla desteklendiğini ve çalışmalar çok derinde yürütüldüğü için yeraltı suları için herhangi bir tehdit oluşturmadığını kaydediyor. Exxon Mobil'in sözcüsü aldıkları yüksek güvelik önlemleri sayesinde ABD'dekine benzer bir durumun da söz konusu olmayacağını savunuyor. ABD'de yürütülen benzer çalışmalarda daha önce kimyasal çözelti ve gaz içme suyu kaynaklarını kirletmişti.
Öte yandan uzmanlar Exxon Mobil'in araştırmaları bölgede gerçekten önemli miktarda metan gazı bulunduğunu ortaya çıkarsa bile, gerekli izinlerin alınması ve çevre değerlendirmelerinin tamamlanması için en az 5 ila 10 yıllık bir zaman dilimine ihtiyaç duyulduğu görüşünde.
© Deutsche Welle Türkçe
Markus Holtrichter / Çeviri: Banu Ertek
Editör: Beklan Kulaksızoğlu