1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Ermeni meselesini tartışma çağrısı

Wolter von Tiesenhausen22 Nisan 2005

Ana muhalefetteki Hristiyan Birlik partilerinin girişimiyle, Ermeni meselesi dün Almanya Federal Meclisi’nde ele alındı. Meclis başkanlığına sunulan ve „soykırım“ yerine „katliam ve sürgün“ ifadelerinin kullanıldığı tasarı, tüm siyasi grupların üzerinde uzlaşacağı bir formülün bulunabilmesi amacıyla komisyonlara havale edildi. Türkiye, geçmişiyle ilgili hesaplaşmaya çağrıldı.

https://p.dw.com/p/Aas0
Hristiyan Birlik partilerinin dış politika sözcüsü Pflüger, Ermeni meselesinde Almanya'nın sorumluluğunu hatırlattı
Hristiyan Birlik partilerinin dış politika sözcüsü Pflüger, Ermeni meselesinde Almanya'nın sorumluluğunu hatırlattıFotoğraf: dpa

Ermeni sorunu dün Alman meclisinde tartışıldı. Büyük olasılıkla Alman meclisindeki tüm gruplar, partiler üstü bir metinde anlaşarak, Türkiye’den, 90 yıl önce Osmanlı İmparatorluğu’nun Ermenileri katletmesinin sorumluluğunu üstlenmesini isteyecek. Bu, muhafazakar hristiyan demokrat ve sosyal birlik partilerinin karar tasarısının meclisteki ilk tartışmasından sonra ortaya çıkan ilk tablo.

Şimdilik yetkili komisyonlara havale edilen tasarı, tüm grupların sözcüleri tarafından olumlu karşılandı. Tartışmada, olaylarda Almanya’nın sorumluluğu da gündeme geldi. Bu sorumluluk nedeniyle muhafazakar milletvekili Friedbert Pflüger, “Türklere kesinlikle tepeden bakma olanağımız yok” şeklinde konuştu.

"Soykırım" yerine "katliam" ifadesi tercih edildi

Alman meclisindeki tüm siyasi partiler, Türkiye’yi, geçmişiyle yüzleşmeye ve Birinci Dünya Savaşı sırasında Ermenilere yönelik katliamı aydınlatmaya çağırdı. 90 yıl önce, Osmanlı hükümetinin talimatıyla Anadolu’daki Ermeni azınlık sistematik kovuşturmaya uğramıştı. Yaklaşık 1,5 milyon Ermeni ya öldürüldü, ya da yorlandıkları uzun yürüyüşlerde açlıktan öldü. Türk makamları bugüne bile Ermenilerin sistematik kovuşturmaya uğradığını reddediyor. Hatta Türk tarihinin bu sayfasının kamuoyunda eleştirilmesi cezaya tabi.

“Almanların da suçu var“

Hristiyan Demokrat Birlik partisi milletvekili Christoph Bergner, Ermenilere karşı işlenen bu suçun bu kadar uzun süre sessizlikle geçiştirilmesinde Almanların da suçu bulunduğunu hatırlattı. Daha 1916 yılında Alman askeri sansür kurumunun, dönemin Osmanlı İmparatorluğu’nda meydana gelen şiddet olayları hakkında haberleri yasakladı. Bergner grubunun verdiği tasarıyı şöyle gerekçelendirdi:“Amacımız kesinlikle Türkiye Cumhuriyeti’ni ya da halkını sanık sandalyesine oturtmak değildir. Tasarımız daha çok, Osmanlı İmparatorluğu’nun hukuki halefini, Avrupa’da 20. yüzyılda meydana gelen çatışmalar ve yıkımlarla işlenen suçlara bakılarak, Avrupa hatırlama kültürü olarak adlandırılabilecek sürece dahil etme denemesidir.”

“Yüzleşmek, ulusal gururdan vazgeçmek değil“

Sosyal demokrat milletvekili Markus Meckel de benzer bir konuşma yaptı: “Kendi tarihiyle yüzleşmenin ve kendi tarihsel suçunu kabul etmenin yurtseverlik ve ulusal gururdan vazgeçmek anlamına gelmediğini Türkiye de idrak etse iyi olurdu.”

Karar tasarısında hukuki bir terim olarak bu sözcük kullanılmamasına rağmen, Ermenilere yönelik katliamların “soykırım” kabul edildiği milletvekillerinin konuşmalarından açıkça belli oluyordu. Liberal Hür Demokrat Parti milletvekili Rainer Stinner, Türklere hitap etti: “Biz Alman olarak, Avrupalı olarak size başvuruyoruz. Sorumluluğunu taşıdığınız bu süreci nasıl aydınlatacağınıza bakıyoruz. Sizi bu sürece tamamen açık girmeye yüreklendirmek istediğimiz için sizi izliyoruz.”

Türk-Ermeni yakınlaşmasına çağrı

Yeşil milletvekili Fritz Kuhn da, Ankara’dan gelen, Alman meclisinin Türkiye’nin iç işlerine karıştığı iddiasını geri çevirdi ve bir Türk-Ermeni yakınlaşması çağrısı yaptı: “Tarihsel tabuları yıkmak zordur. Acı verir. Ben, tarihsel sorunların çözümünü, zaman zaman bugünden başlamanın kolaylaştıracağına inanıyorum. Bu nedenle de, Ermeni halkıyla Türkiye arasında barış sağlanmasına, nihayet hiçbir önkoşul öne sürmeden sınırların açılmasının ve normal diplomatik ilişkiler kurulmasının yardımcı olacağını vurgulamak isterim.”

Tasarı komisyonlarda

Hristiyan demokratların verdiği tasarı, şimdi komisyonlara havale edildi. Burada da amaç, tüm grupların üzerinde anlaşacağı bir formülasyon bulup, mecliste oya sunmak.