1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

En büyük korku salgın ihtimali

Seda Sezer / DW19 Ekim 2005

Avrupa’ya sıçrayan kuş gribiyle ilgili en büyük endişe, virüsün değişime uğrayarak insandan insana geçecek bir türe dönüşmesi ve salgına neden olma ihtimali. DSÖ Bulaşıcı Hastalıklar Bölümü’nden Dick Thompson, bu konuda DW Türkçe Servisi’nden Seda Sezer’in sorularını yanıtladı...

https://p.dw.com/p/AaUZ
AB sınırları içine sıçrayan kuş gribi paniğe neden oluyor
AB sınırları içine sıçrayan kuş gribi paniğe neden oluyorFotoğraf: AP

Türkiye, Romanya ve son olarak Yunanistan’da görülen kuş gribi, Avrupa’da endişe yaratıyor. AB ülkeleri virüsün yayılma ihtimalina karşı sıkı koruyucu önlemler alırken, virüsün yayılmasından endişe ediliyor. En büyük korku ise virüsün mutosyona uğrayarak insandan insana geçecek bir türe dönüşmesi. Kuş gribiyle ilgili olası tehlikeler ve alınması gereken önlemler konusunda DW’nin sorularını yanıtlayan Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) Bulaşıcı Hastalıklar Bölümü’nden Dick Thompson, insanların bu hastalıktan korunmak için yapabileceği fazla birşey olmadığını, bu konudaki görevin hükümetlere düştüğünü söyledi.

-Kuş gribi yayılıyor, virüse işimdi de Yunanistan’da rastlandı. Şimdi ne olacak? En kötü beklentiniz nedir?

Thompson: “Virüs, Aralık 2003’te ortaya çıkmasından bu yana bizi düşündürüyor. Bu virüsün küresel bir salgın hastalığa dönüşme potansiyeli bulunuyor. Virüsün Asya’daki gelişimini izliyorduk, ancak şimdi Avrupa’ya sıçradı. Avrupa’da patlak veren vakalar şu an oldukça izole edilmiş olsa da, Avrupa’da durum aydınlatılana kadar bu bölgeden başka bölgelere yayılmaya devam edebilir. Bu virüs, insanlar için tehlikeli, çünkü insanın bağışıklık sistemi bu virüsü tanımıyor. Bizim korktuğumuz, virüsün hayvandan insana bulaşmak yerine insandan insana bulaşması. Ancak bunun için virüsün değişime uğraması gerekiyor. Bu gerçekleşir mi veya ne zaman gerçekleşir, bilmiyoruz.“

-Peki böyle bir durumda ne olur?

Thompson: “Böyle bir durumda, virüsün tüm dünyaya dört ay içerisinde yayılır. O zaman bu salgını durduramayız. Çünkü bu virüsün bulaştığı insanlar, erken teşhis imkanı sağlayacak şekilde hastalığın belirtilerini göstermiyorlar. Bu arada da virüsü başkalarına bulaştırabilirler. Bu durumda, virüsün bir ülkeden diğerine yayılmasının engellenmesi de imkansız olur.”

- Hükümetler, ilaç stoklamaktan başka ne önlemler alabilir?

Thompson: ”Biz hükümetlere aşı geliştirilmesine yatırım yapmaları çağrısında bulunuyoruz. Şu an geliştirilen aşıların etkili olması ihtimali var. Aşı üreticilerinin, ki grip aşısı üreticilerinin yüzde 80’i Avrupa’da bulunuyor, Avrupa’nın aşı geliştirilmesine destek olmaları çok önemli. Normal grip aşısının aşırı tüketimi de aşı üreticilerinin kapasitesini zorlayacaktır. Hükümetler, aşırı bir şekilde sağlık sistemlerinin üstüne binecek bir yükle nasıl başedeceklerini düşünmek gerekli. Belki insanların biraraya geldiği toplantıları iptal etmek, okulları kapatmak gibi önlemler almayı düşünebilirler. Ancak bu arada çocuklarına bakmak için işe gitmeyecek veliler de ekonomiyi olumsuz etkileyecektir. Ancak bunların salgın hastalık başlamadan önce düşünülmesi gerekiyor.”

- Peki insanlar bu hastalığa karşı başka ne gibi tedbirler alabilir?

Thompson: “İnsanların bu hastalıktan korunmak için yapabileceği fazla birşey yok. Bazıları normal grip aşısı satın alıyor. Bu aşı kuş gribine karşı koruma sağlamıyor. Kuş gribi, normal gripten tamamen farklı bir hastalık. Ancak kuş gribine yakalanma olasılığı çok düşük. Bu nedenle, kuş gribiyle mücadele daha çok hükümetlerin sorumluluğuna giriyor. Salgın hastalık başlamadan okulların kapatılması gibi sosyal mesafe koyucu önlemler alınması gerekiyor.”