DTÖ Zirvesi öncesinde uzlaşma arayışları
5 Aralık 2005
Geçtiğimiz haftasonu, Brezilya’nın önerisiyle, Dünya Ticaret Örgütü'nün Aralık ayının 13’ünden 18’ine kadar Hongkong’da gerçekleştirilecek toplantısı öncesinde, yaşanan tartışmalara İngiltere Başbakanı Tony Blair’in deyimiyle bir “dinamizm“ kazandıracak, G7 ülkeleri ve Brezilya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika ülkelerinden üst düzey yetkililer katıldığı bir ön toplantı yapıldı.
Görüşmelerin tıkanma noktasına gelmesi aslında 2001 yılında tartışılmaya başlanan Doha sürecine dayanıyor. Dünya Ticaret Örgütü’nün Doha görüşmelerinde dünya toplumlarının yaşamını birebir etkileyecek bir dizi anlaşma taslağı arasında NAMA yani „Tarım Dışı Piyasalara Giriş“ anlaşması bulunuyordu.
Doha'nın amacı
Doha süreci ile amaçlanan, az gelişmiş ülkelerin ticaret alanlarının genişletilerek, ekonomilerinin büyümesine katkı sağlamak. Ancak hedefin görünürde iyi bir amaca hizmet ediyor olması, örgüt toplantılarında tartışmaların yaşanmadığı anlamına gelmiyor. AB’nin tarım dışı ürünler alanında sürdürülen pazarlıkları yürüten Sara Gallina, toplantıda karşılıklı isteklerin, görüşmeleri çoğu zaman tıkanma noktasına getirdiğini söylüyor:
„Şu an ki durum, daha önceki Gümrük ve Ticaret Genel Anlaşması (GATT) dönemini hatırlatıyor. Yani sen bana şunu ver, ben de karşılığında şunu vereyim şeklinde.“
NAMA ile, pazarlıklara yeni bir boyut getirilerek, tarım ürünlerine uygulanan gümrük vergilerinin düşürülmesi karşılığında, az gelişmiş ülkelerin, gelişmiş ülkelerden sanayi ihracatı gerçekleştirirken kendilerinden aldıkları verginin de düşürülmesi öngörülüyor.
Gelişmekte olan ülkeler hali hazırda endüstri ürünlerini Batı ülkelerine ihraç ederken düşük bir vergilendirmeye tabii oluyorlar. Örneğin Kore, ürettiği bir otomobili AB sınırları içerisine sattığı takdirde yüzde 10 civarında vergilendiriliyor. Bu düşük vergilendirmenin sebebiyse, gelişmiş ülkelerin örneğin otomobil pazarında yabancı üreticilerle rekabet edebiliyor olması geliyor.
Sanayi ürünlerine yüksek vergi
Ancak az gelişmiş ülkeler,dışarıdan gelen sanayi ürünlerinden yüksek oranda gümrük vergisi alıyor. Amaçsa kendi ülkesindeki sanayinin, dışarıdan gelecek ucuz fiyatlı alternatif bir ürün yüzünden baltalanmasını engellemek. Örneğin bir Fransız Otomobil üreticisi, Brezilya’ya gönderdiği otomobil başına ülkeye %35 oranında vergi ödüyor.
Görüşmeler sırasında AB, sanayi ürünlerindeki gümrüğün yüzde 10 ve yüzde 15 oranlarına indirilmesini istiyor. Ancak gelişmekte olan ülkeler bu öneriye sıcak bakmıyorlar. Birlik, ikna çabalarını, ticareti büyük ölçüde etkileyen tarım teşviklerini yüzde 70’e varan oranda indireceğini ayrıca gelişmekte olan ülkelerin gerçekleştirdiği tarım ihracatlarından alınan gümrük vergilerinin de yarı yarıya azaltılacağı önerisiyle sürdürüyor.
Ancak uzmanlar, NAMA’nın ulusal ölçekte hangi ülkelerin işine yarayacağı ve hangilerini daha da zor bir duruma sokacağı konusunda karar vermenin zor olduğunu söylerken, yakın bir gelecekte görüşmelerden ortak bir sonuç çıkacağı da tahmin edilmiyor.