1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Doğu'da Covid-19 ile mücadele hurafelere mi yeniliyor?

12 Ağustos 2021

Normalleşmenin ardından Covid-19 vakalarının hızla arttığı Doğu ve Güneydoğu'da sokakta konuşulan hurafeler nedeniyle aşılama oranları oldukça düşük. Uzmanlar, insanları hurafelere değil, bilime inanmaya çağırıyor.

https://p.dw.com/p/3yrWe
Aşılamanın az olması nedeniyle Diyarbakır'da siyasi parti, sivil toplum örgütleri ve resmi kurumlar kampanya başlattı.
Aşılamanın az olması nedeniyle Diyarbakır'da siyasi parti, sivil toplum örgütleri ve resmi kurumlar kampanya başlattı.Fotoğraf: Felat Bozarslan/DW

Türkiye'de koronavirüs yasaklarının neredeyse tamamen kalktığı 1 Temmuz'dan sonra vaka sayıları yeniden yükselişe geçti. Yılın ilk yarısında Türkiye'de en az vakanın görüldüğü Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri ise Kurban Bayramı'ndan sonra vaka sayılarının en hızlı arttığı yerlerin başında yer aldı. Peki, daha önce risk haritasında mavi renkte olan bölge nasıl hızlı bir şekilde kırmızıya döndü?

Diyarbakır'da pandemi hastanesi olarak belirlenen Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin Başhekim Yardımcısı ve Pandemi Koordinatörü Dr. Yenal Karakoç'a göre bunun farklı sebepleri var ancak en önemli neden aşılamanın düşük olması. Diyarbakır'da bayramla birlikte vaka sayılarının 5-10 kat arttığına dikkat çeken Karakoç, "Bunun sebebi ve aşı yapmamak, maske, mesafe kuralını unutmak ve kalabalık ortamlara katılmak. Taziyeler, düğünler, kafeteryalar, kahveler gibi birçok alanda insanların kurallara uymadan bir araya gelmesinden kaynaklanıyor."

Sokakta konuşulan hurafeler aşı oranını düşürüyor

Vaka artışının hızlı seyrettiği Doğu ve Güneydoğu'da aşılama oranları da oldukça düşük. Türkiye'de aşılamanın en düşük olduğu 10 ilden 9'u da bu iki bölgede bulunuyor. Uzmanlar bölgedeki vaka artışının en önemli sebebinin de aşılama oranının düşüklüğüne bağlıyor. Peki, insanlar aşıya karşı neden önyargılı davranıyor? Geçmişte bölgedeki çocuklara yapılan tek doz kızamık aşısının bozuk olduğu ve çocuklarda SSPE hastalığına yol açtığı iddiaları sıklıkla konuşuluyor. Ancak uzmanlara göre, önyargının en önemli nedeni aşıya karşı halk arasında konuşulan hurafeler. Sokaklarda, aşının kısırlık yaptığından iktidarsızlığa yol açtığına, hastalar üzerinde ölümcül etki bıraktığından genetik yapıyı bozduğuna kadar birçok hurafe dolaşıyor.

Aşılamanın düşük olduğu Diyarbakır'da Türkçe, Kürtçe ve Zazaca pankartlar asıldı.
Aşılamanın düşük olduğu Diyarbakır'da Türkçe, Kürtçe ve Zazaca pankartlar asıldı.Fotoğraf: Felat Bozarslan/DW

"Aşı sperm sayısını artırıyor"

Türk Tabipleri Birliği Merkez Konsey Üyesi Dr. Halis Yerlikaya, halk arasında aşının kısırlık yaptığına ya da iktidarsızlığa yol açtığına dair söylentiler bulunduğunu belirterek, hekimlerin Covid-19 ile birlikte bu hurafelere karşı da mücadele ettiğini söylüyor. Bu söylentilerin bilim dışı olduğuna dikkat çeken Yerlikaya, tam aksi bir araştırmaya dikkat çekiyor:

TTB Merkez Konsey Üyesi Dr. Halis Yerlikaya
TTB Merkez Konsey Üyesi Dr. Halis YerlikayaFotoğraf: Felat Bozarslan/DW

"Aşının kısırlık yaptığına dair hiçbir bilimsel veri yok. Aksine aşının sperm sayısını artırdığına dair bilimsel veriler var. Şu ana kadar dünyada dört milyardan fazla aşı yapıldı. Kısırlıkla ilgili de hiçbir gerçek bilimsel veri yok. Dolayısıyla bunun akıl dışı ve bilim dışı olduğu çok net ortada. Ayrıca aşının öldürücü etkisi olduğuna dair halk arasında hurafeler var. Şu anda yoğun bakımlarda yatan ve ölen hastaların aşılanma oranlarına baktığımızda çok büyük kısmının aşılanmamış ya da aşısı eksik olan kişilerden oluştuğunu biliyoruz. Vefat edenlerin neredeyse yüzde 99'a yakınını bu grupları oluşturuyor. Halkımız bu hurafeleri dinlemesin. Gerçek dışı, bilim dışı şeylere kulak kabartmasınlar. Bilimin ortaya koyduğu veriler üzerinden aşılansınlar."

Türkiye 1 Temmuz'da normalleşmeye hazır mı?

"Yeni vakaların yüzde 80'i aşısız"

Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi Pandemi Koordinatörü Dr. Karakoç da yanlış algılar ve hurafelerin mücadeleyi yavaşlattığı görüşünde. Geçmişte yapılan aşılara karşı da bu tarz önyargılar olduğuna dikkat çeken Karakoç, "Hastanemizde yatan hastaların ve pozitif çıkan vaka oranlarımızın yüzde 80 civarı aşısız. Bu en güzel bilimsel ispatıdır. Aşılanmamak hastalığa götürür ve Covid kesinlikle öldürücü özelliğine sahip bir hastalıktır. Biz artık hastalarımızı kaybetmek istemiyoruz, insanlarımızı bu hastalıktan kaybetmek istemiyoruz. Yanlış bilgilere inanmasınlar, bilimsel verilere güvensinler."

Türkiye'de en az aşılanan dördüncü kent Diyarbakır

Türkiye'de en çok vaka görülen illerin başında yüz binde 1139 vaka ile Siirt gelirken, ikinci sırada ise 599 vaka ile Diyarbakır yer alıyor. Günlük vaka sayısının iki binlere yükseldiği Diyarbakır'da kapatılan pandemi servisleri yeniden açıldı ve dolmaya başladı. Kentin en büyük hastanesi olan Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin yedi katı da yeniden koronavirüs hastalarına ayrıldı. Kentte halen 128'i yoğun bakımda olmak üzere 570 kişi hastanelerde yatıyor. Sokaklarda maskesiz insan sayısının bir hayli yüksek olduğu ve pandemi tedbirlerine uyulmadığı da dikkat çekiyor. Türkiye'de en az aşılama yapılan dördüncü kent olan Diyarbakır'da aşılama oranı yüzde 46,6'larda kaldı.

Koronaya karşı aşı olmak neden önemli?

İnsanlar neden aşı olmuyor?

Aşılamanın az olması nedeniyle kentte siyasi parti, sivil toplum örgütleri ve resmi kurumlar kampanya başlattı, din adamları da insanları aşı olmaya çağırıyor. Aşılama oranları son günlerde bir miktar artsa da uzmanlar bunu yeterli görmüyor. Peki, insanlar neden aşıya mesafeli davranıyor? Korktuğu için aşı olmadığını söyleyen de var, zaman bulamamak veya köyde yaşamak gibi gerekçeleri öne sunanlar da. Ancak, aşıyla ilgili hurafelerin en önemli sebep olması dikkat çekiyor. Hastane bahçesinde bir yakınını bekleyen 64 yaşındaki Mehmet Akan, korktuğunu söyleyenlerden. O, daha önce hastanelere gelen insanların öldüğünü bildiği için korkup, aşı olmamış.

Diyarbakır'da üç dilde birden aşı çağrısı yapılıyor.
Diyarbakır'da üç dilde birden aşı çağrısı yapılıyor.Fotoğraf: Felat Bozarslan/DW

İsmini açıklamak istemeyen genç bir erkek ise sosyal medyada okuduklarından etkilendiğini söylüyor. "Çünkü bazı yerlerde bazı haberler çıkıyor. İnsan ister istemez tedirgin oluyor. Yani bir sürü şey söylüyorlar. İnsan tereddüde düşüyor. Bazıları kısır yapar diyor, bazıları erkeklikten düşersin diyor, bazıları üç-dört sene sonra bilmem ne olacak diyorlar. O yüzden biraz tedirgin olduk. Ama şimdi anladık ki olmazsak da olmuyor."

46 yaşındaki Ahmet Kurtak ise çıkan söylentileri dikkate alanlardan. İnsanlar arasında aşı olanların on yıl sonra öleceğine dair söylentiler çıktığını belirten Kurtak, "Valla korkuyorduk, yalan yok. Gerçekten dediler, kısır var ya da yaşlılar daha korkuyorlardı ölecekler diye. Bu sebeple yaşlılarımıza da adamakıllı vuramadık, kendimize de vuramadık."

mRNA aşıları DNA'mızı neden etkilemez?

"Daha önce böyle bir artış görmedik"

TTB Merkez Konsey Üyesi Dr. Yerlikaya, bölge illerinde çok dramatik bir artış olduğunu ve daha önce böyle bir artış görmediklerini söylüyor. Şu anda alarm durumuyla karşı karşıya olunduğuna dikkat çeken Yerlikaya, endişe verici varyantların da toplumun içinde dolaştığını ifade ediyor.

"Çok daha kısa sürede, çok daha hızlı bir biçimde bulaşan bir delta varyantı var. Şu anda Türkiye ve bölgedeki virüsün yüzde 80-85'ine yakının bu varyantı oluşturduğunu biliyoruz. Şu anda bir ailede bir birey pozitifse diğer bireylerin hepsine bulaştığını çok net görüyoruz. Dolayısıyla çok daha ciddi bir durumla karşı karşıyayız. Bunun da aslında vaka artışlarında önemli bir etken olduğunu söyleyebilirim."

"Mutasyonların sebebi aşısız insanlar"

Pandemi Koordinatörü Yenal Karakoç ise şu anda en çok delta varyantı ve mutasyonların görüldüğünü ve mutasyonların büyük sebebinin aşısız insanlar olduğunu belirtiyor. Karakoç'a göre, aşısız insanlar arasında virüs yayıldıkça genetik yapısını değiştirip mutasyona uğruyor, bu da hastalığın farklı varyantlara dönüp bulaştırıcılık hızını artırıyor.

 

Felat Bozarslan

© Deutsche Welle Türkçe