TÜR 2901 IPCC Kritik

BM İklim Konseyi Sekreteryası'nın Başkanı Yvo De Boer, Aralık ayında düzenlenen Uluslararası İklim Zirvesi sırasında, temsil ettiği birimin güvenirliği gündeme getirildiğinde, “Ben dünyanın başka bir yerinde, bu kadar sistematik, özenli ve şeffaf bir süreç yaşandığını düşünmüyorum” demişti.

Oysa Aralık ayından bu yana İklim Konseyi basında yer alan iddialarla çalkalanıyor. Skandal, konsey çalışanlarının internet üzerinde yaptıkları özel yazışmalarının internette yayınlanmasıyla patlak verdi. Ardından, Dünya İklim Raporu'nda, Himalaya buzullarının erimesi sonucunda bölgedeki su kaynaklarının bu yüzyılın ortasında tehdit altına gireceği öngörüsünün hatalı olduğu ortaya çıktı.

İklim Konseyi Başkanı Rajendra Pachauri ise bu hata nedeniyle bin sayfaya yakın değerlendirmelere yer verilen rapor ile ilgili şüphelerin olmaması gerektiğini savundu.

Yeni iddia

Sunday Times'da çıkan son haber yeni bir iddiayı daha gündeme getirdi. Uzman görüşlerine dayandırılan habere göre, doğal felaketlerde artan maliyetlerle iklim değişimi arasında istatistiki bir bağ olmadığı belirtiliyor.

Konseyin Başkanı Pachauri bu iddiaları reddederken konseyin çalışmalarını eleştiren Dublin Ekonomi ve Sosyal Araştırmalar Merkezi uzmanlarından Richard Tol şu görüşü savundu: “Birleşmiş Milletler İklim Konseyi'nden benim bilimsel görüşlerime sahip olanlar dışlanıyor… Çünkü aynı konuyu farklı şekillerde değerlendiriyoruz. Benim gibi düşünenler ‘evet iklim politikaları bir sorundur ancak aceleci davranılması maliyeti çok artacaktır' diyor.”

Özetle BM İklim Konseyi, siyasi davranmak ve eleştiren kesimleri dışlamakla eleştiriliyor.

Röttgen reform istiyor

Alman Çevre Bakanı Norbert Röttgen, konseyde yaşananlara tepki göstermekle birlikte, ortaya çıkan skandalları tüm konseyin çalışmalarına gölge düşürmemesi gerektiğinin altını çiziyor. Alman Bakan, birçok bilim insanı gibi konseyin çalışma sisteminde reform talep ediyor. Konsey Başkanı Rajendra Pachauri ise 2007 yılında Nobel Barış Ödülü'ne layık görülen konseyin 21 yıldır başarılı çalışmalara imza attığını savunarak şunları kaydetti: “Bu örgütü, insanlığın ve özellikle kararlara imza atmakla yükümlü olanların ihtiyaçlarına uygun olarak ve iklim değişiminin etkilerini kapsamlı bir şekilde değerlendirmek üzere bugün yeniden yapılandırmak zorunda kalsak o zaman aynen bu şekilde bir örgüt inşa etmek durumunda kalırdık.”

İklim Konseyi ile ilgili gerilim sürecek gibi görünüyor. Zira iklim öngörüleri ve bunun için var olan modeller bir hayli çetrefil. İklim araştırmaları, bilgisayar teknolojisi ve uzaydan çekilen görüntülere rağmen ispatlanabilen bir bilim dalı değil.

Öte yandan birçok insan için bu konu aslında akademik boyutu aşmış durumda. Su seviyesinin yükselmesi nedeniyle pasifikteki birçok ada tehdit altında, kuraklık yaşanıyor ve buzullar eriyor. İnsanlar iklim değişimin sonuçlarını ve yol açtığı tehlikeleri artık bizzat hissediyorlar.

© Deutsche Welle Türkçe

Helle Jeppesen / Çeviren: Değer Akal

Editör: Ahmet Günaltay