1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Beyaz Saray'ın anahtarı yeni seçmenlerde

Cem Sey – Deutsche Welle – Montpelier / Ohio31 Ekim 2008

ABD’de başkanlık seçimlerinin kilidi olan eyaletlerde seçim sonuçlarını belirleyecek faktörlerden biri, seçmen kütüğüne ilk defa kaydını yaptıranlar. Yeni seçmenlerin çoğu Demokrat aday Barack Obama’yı destekliyor.

https://p.dw.com/p/FktZ
Cumhuriyetçi Partili birçok Amerikalı da oyunu Obama'ya vereceğini söylüyor
Cumhuriyetçi Partili birçok Amerikalı da oyunu Obama'ya vereceğini söylüyorFotoğraf: AP

Bu hassas eyaletlerden biri olan Ohio’da da Obama yandaşları 800 binin üzerinde yeni seçmen kaydettirdi. Fakat Obama bu seçmenlerin 4 Kasım’da sandığa gidip gitmeyeceklerinden emin olamıyor. Dolayısıyla, Cumhuriyetçi Parti üye ve yandaşları arasında, partilerinden rahatsızlık duyanları da kazanmaya büyük önem veriyor.


Powell’ın çıkışı

19 Ekim’de Amerika Birleşik Devletleri eski Dışişleri Bakanı Colin Powell, kendi partisinin adayı John McCain’i değil, Demokrat Barack Obama’yı destekleyeceğini açıkladı: “O başarılı, olağanüstü bir başkan olmak için gereken standardı tutturdu. Bence o dönüşümcü bir figür. O, dünya sahnesine, Amerika sahnesine çıkan yeni bir kuşak. Bu nedenle ben oyumu Senatör Barack Obama’ya vereceğim.”

Powell’ın bu açıklaması, Cumhuriyetçi Parti içinde ciddi bir çatlak olduğunu açıkça ortaya koydu. Çatlak, seçimin hassas eyaletlerinden Ohio’da da hissediliyor.

Beverly Miller, çocukluğundan itibaren bir Cumhuriyetçi olarak yetiştirilmiş. Düzenli olarak kiliseye gidiyor, kilisenin düzenlediği siyasi tartışmalara katılıyor. Hep Cumhuriyetçilere oy vermiş. Fakat dini inançları bu seçimde ilk kez onu Demokrat aday Obama’ya yöneltiyor, çünkü Irak Savaşı’na başından beri karşı: “Bush’un, babasını, Baba Bush’u tehdit ettiği için Saddam’dan kurtulmak istediğini düşünüyorum.”


Cumhuriyetçi taban partiden neden soğudu?

Savaş, Cumhuriyetçi tabanı partiden soğutan faktörlerin başında geliyor. Bush yönetiminin insan haklarını ciddiye almaması, ülkenin uluslararası imajını yıpratması da rahatsızlık nedeni. Mali krizin patlamasıyla birlikte, Bush’un zenginleri destekleyen ve sosyal güvenliği gereksiz kabul eden ekonomik politikası da bunlara eklendi. Beverley Miller’ı ne Cumhuriyetçi aday John McCain’in, Bush’un politikalarını desteklemediğini söylemesi, ne de başkan yardımcılığına aday olan Sarah Palin’in varlığı ikna ediyor.

86 yaşındaki emekli mühendis Robert Koerner, ilerlemiş yaşına rağmen, sabah erkenden yola çıkarak, soğuk havada, McCain’in mitinglerine katılmak için yüzlerce kilometre yol katediyor. Hatta komşularını da birlikte gitmeye ikna ediyor. Koerner, Bush’un sekiz yıllık iktidarını koşulsuz savunuyor, başarısızlıkların sorumluluğunu Demokratlarda görüyor: “Demokratik liderlerin birçoğu George Bush’a karşı kan davası güttü ve onun yenilgisini görmek için ellerinden geleni yaptılar.”


Renklerin getirdiği önyargı

Kamyon şöförü Lewis de 2000 yılında Bush’u seçmiş. Fakat Irak Savaşı ve zenginlere yönelik vergi indirimleri onu Cumhuriyetçilere küstürmüş. Bu seçimde, kazanma şansı olmayan bağımsız aday Ron Paul’ü destekliyor.

“Neden Obama değil?” diye sorduğumuzda, ilginç bir yanıt veriyor: “Biraz önyargılıyım” diyor Lewis. Sessizlik olunca ekliyor: “Renk!” diyor, “bazıları çok iyi insanlar, ama aralarından sıra dışına çıkan olunca görmezden geliyorlar. Yönetici olan beyaz kişi onların tavrını düzeltmeye çalışırsa, hepsi ona kızıyor. Bu nedenle, Obama iktidara gelirse siyah nüfusa hizmet eder diye düşündüm.”

Lewis belki Obama’ya oy vermeyecek. Ama onun gibilerin tarafsızlığı da McCain’in aleyhine işliyor ve Obama’yı Beyaz Saray’a yaklaştırıyor.