1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Batı'nın zehirli atıkları, yoksul ülkelere gidiyor

Sarah Mersch24 Haziran 2008

Sanayi ülkelerinin zehirli atıkları yoksul ülkelere sevk etmesini yasaklayan Basel Anlaşması'nın tarafları, Bali'de üç gün sürecek bir konferansa katılıyor. Konferansta anlaşma metnindeki yasal boşluklar ele alınacak.

https://p.dw.com/p/EPTa
Sanayi atıkları Üçüncü Dünya'yı zehirliyor
Sanayi atıkları Üçüncü Dünya'yı zehirliyorFotoğraf: picture-alliance/dpa

Eski elektronik eşyalar ve kimyasal atıklar gibi zehirli çöp ve atıkların yok edilmesi yalnızca ulusal bir sorun değil. Sanayi ülkelerinin zehirli atıkları, giderek artan oranda yoksul ülkelere sevk ediliyor.

1989 yılında imzalanan Basel Anlaşması ile zehirli atıkların yoksul ülkelere gönderilmesi yasaklanmıştı. Ancak firmalar, anlaşmanın yükümlülüklerinden kaçınmak için yeni yöntemler geliştiriyorlar. Basel Anlaşması'nın tarafları, metindeki yasal boşlukları ele almak üzere Pazartesi’nden itibaren üç gün süreyle Bali’deki uluslararası konferansta sorunu masaya yatırıyorlar.

Atıklar gelişmekte olan ülkelere

Artık kullanılmayacak durumda olan eski gemilerin çoğu Bangladeş, Hindistan, Türkiye gibi ülkelere gönderilip parçalanıyor. Parçalar, insan sağlığını tehdit eden ve çevreye zararlı zehirli maddeler içeriyor. Endüstri ülkelerinde kullanım süreleri dolmuş eski bilgisayar ve cep telefonları da genellikle Afrika ülkelerine gönderiliyor ve orada parçalara ayrılıyor.

Ağır metaller içeren bilgisayar parçaları ayrıştırma sırasında insan sağlığını tehdit ediyor
Ağır metaller içeren bilgisayar parçaları ayrıştırma sırasında insan sağlığını tehdit ediyorFotoğraf: AP

1994 yılında yürürlüğe giren Basel Anlaşması'na göre, zehirli atık ticareti, alıcı ülkenin rızası olmadığı sürece yasak. Anlaşma özellikle tıbbi atık, pil, kimyasal atık gibi zehirli atıkların ihracına katı kurallar getiriyor. Ancak bu düzenlemeler, kimi yasal boşluklar da içeriyor. Almanya Çevre Bakanlığı’nda görevli, Basel Anlaşması Uzmanı Joachim Wuttke, anlaşmadaki noksanlığa şu sözlerle dikkat çekti:

''Bu anlaşmada çok büyük bir sorun var: Atıkları kapsayan düzenlemeler, firmalar tarafından, 'ürünler için geçerli olmadıkları' gerekçesiyle uygulanmıyor. Bu nedenle de daha önce oluşturulan denetim sisteminin dışında kalıyor." Firmalar özellikle elektronik atıkları yoksul ülkelere sevk ederken bu yöntemi kullanıyor.

Çocuk işçiler zarar görüyor

Bir bilgisayarı kullanmak ile parçalarına ayırmak arasında ise ciddi farklar var. Zira bilgisayar parçaları ağır metaller gibi insan sağlığı açısından zararlı maddeler içeriyor. Yoksul ülkelerde bu atıkların ayrıştırılması işinde çalışan işçiler ise çoğunlukla koruyucu maske dahi kullanmıyor. "Hamburg Çevre Ağı" adlı çevre kuruluşunun başkanı Klaus Koch, zehirli atıkların çocuklar için yetişkinlerden daha zararlı olduğunu söyledi ve büyüme çağındaki çocukların, yüksek oranda zararlı maddeyle temas içinde olmaları ve oradaki havayı teneffüs etmeleri durumunda, hem kansere yakalanma riskinin arttığını hem de ömürlerinin kısaldığını belirtti.

Hurda gemiler parçalanmak üzere üçüncü dünya ülkelerine gönderiliyor
Hurda gemiler parçalanmak üzere üçüncü dünya ülkelerine gönderiliyorFotoğraf: dpa

Anlaşmada yasal boşluklar var

Çevre kuruluşu Hamburg Çevre Ağı'ndan Klaus Koch, Batılı firmaların atıkları uygun bir biçimde yok etmek yerine, işi kılıfına uydurarak yükümlülükten kaçındığını öne sürdü. Koch, ''Atıkların nereye yollandığını ve hangi kıstasa göre ayrıştırıldığını kimse bilmiyor, kimse de bunu sormuyor. Bu noktada yasal bir boşluk var. Eğer Almanya, Avrupa'nın en büyük çevre dostu ülkesi olarak anılmaya devam etmek istiyorsa, bu boşluğu kapatan bir yasal düzenleme yapmak zorunda'' şeklinde konuştu.