Batı’nın Çin tıbbına ilgisi
11 Aralık 2004Geleneksel tıp, alternatif tedavi yöntemlerine kuşkuyla yaklaşmaya devam ediyor. Hastalar arasında alternatif tıbba yönelik arayış belirgin bir şekilde artış kaydetmesine rağmen batılı ülkelerin tıp fakültelerinin büyük bölümünde alternatif tıp derslerine yer verilmiyor. Bu durum, Almanya, isviçre ve avusturyadan yüzlerce tıp öğrencisinin alternatif tıbbın sırlarına giden kapıyı aralayabilmek için çin yolunu tutmalarına neden oluyor.
Alternatif tedavi usulleri
Michael 25 yaşında. Heidelberg Üniversitesi’nde tıp öğrenimi gören Michael, alternatif tedavi usullerini öğrenebilmek için 5 haftalığına Pekin’e gelmiş. Michael ve Batıdan gelen diğer 32 kişi, akupunktur, akupressur, tuina masajı ve moxibostur adı verilen alanlarda eğitim alıyorlar. Michael 24 saatin nasıl geçtiğini anlatıyor:
”Öğleden önce yaklaşık 4 saat uygulama yapıyoruz. Hastalar, bir ambulansın içinde tedavi ediliyor. Pek çok uygulamayı vaka üzerinde görme, hatta hastaya biz de iğne batırma fırsatını yakalıyoruz. Öğleden sonra ise 2 saat teori dersi görüyoruz."
Çinli öğrencilerin eğitimi 5 yıl
Batılı öğrenciler, 2 bin yataklı Çin-Japon Hastanesi’nde eğitim görüyorlar. Çinli öğrencilerin eğitimi yaklaşık 5 yılı bulabildiği göz önüne alındığında, Batıdan gelenler kısa zamanda yoğun şekilde öğrenmeye gayret gösteriyorlar.
”Önce, işin felsefesi, Yin-yang ve ‘Ki’, yani yaşam enerjisinin vücudumuzdaki akışı üzerine bilgiler aldık. Çin tıbbı, organları batı tıbbından daha farklı konumlandırıyor. Ve tabii iğnelerimizi batırabileceğimiz muhtelif noktalar aktarıldı.”
Birikim yetersizliği
Eğitim süresinin kısa olması, bu bilgilerle donanmış olarak Avrupa’ya dönen öğrencilerin uygulamaya dönük çalışmalarını da etkileyeceğe benziyor. Michael, herhangi bir rahatsızlığa, geleneksel Çin tedavi yöntemleriyle gereken tanıyı koyabilecek, ardından hastalığın tedavisini uygulayabilecek birikime ulaşamadıklarından yakınıyor.
”Batı tıbbının öngördüğü tedavi yöntemlerinden umudu kesip ne zaman akupunktura yönelmeliyim? İşte Avrupa’ya döndüğümde kafamı meşgul edecek en büyük soru bu.”