1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Barış imzacısı akademisyenlerin yargılanmasına devam edildi

18 Nisan 2018

Çağlayan Adliyesi'nde yapılan duruşma öncesi konuşan Boğaziçi Üniversitesi'nden Esra Mungan, tutuklu öğrencilerin durumuna dikkati çekerek, "Adeta bir kolumuz koparılmış gibi hissediyoruz" dedi.

https://p.dw.com/p/2wH4p
Fotoğraf: DW/B. Karakas

"Bu suça ortak olmayacağız" bildirisine imza atan akademisyenler hakkında açılan ilk dava bugün İstanbul Çağlayan Adliyesi'nde görülmeye devam edildi. "Barış İçin Akademisyenler"den Yrd. Doç. Dr. Esra Mungan, Yrd. Doç. Dr. Meral Camcı, Yrd. Doç. Dr. Muzaffer Kaya ve Doç. Dr. Kıvanç Ersoy'un yargılandığı davanın yedinci duruşması, İstanbul 13'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapıldı. Duruşmayı basın mensuplarının yanı sıra, yabancı gözlemciler ve diplomatik temsilciler de takip etti. Duruşmada, tutuksuz yargılanan Esra Mungan ve avukatları hazır bulundu.

Mungan: Bu nasıl bir hınçtır?

Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji Bölümü öğretim üyesi Esra Mungan, duruşma öncesi adliye binası önünde açıklama yaptı. Tutuklu öğrencilere dikkat çeken Mungan, "Bulunduğumuz koşullar içinde bizim davamız hakkında konuşmak hiç içimden gelmiyor. Hapis 70 bin öğrenci hakkında konuşmak istiyorum. 13 üniversite öğrencimiz de var arasında" dedi. Esra Mungan, bir öğrencinin hapse atılmasının bir üniversite hocası için korkunç bir deneyim olduğunu ifade ederek, "Adeta bir kolumuz koparılmış gibi hissediyoruz. Üniversitemizde öfke içindeyiz. Burada öncelikle söz konusu olan öğrencilerin eğitim haklarının ellerinden alınması" diye konuştu. Öğrencilerinin dövülerek, darp edilerek alındığını belirten Mungan sözlerini, "Bu nasıl bir hınçtır, bu nasıl bir şeydir? Bütün öğrencilerin serbest kalması gerekiyor" şeklinde sonlandırdı.

"Ortada suç yok"

"Terör örgütü propagandası" suçunu düzenleyen Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) 7/2 maddesinden yargılanmaya başlayan akademisyenler hakkında savcı, dört akademisyenin tahliye edildiği duruşmada, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 301. maddesine göre yargılanmaları için Adalet Bakanlığı'ndan soruşturma izni istenmesini talep etmişti. Adalet Bakanlığı'ndan beklenen, dört akademisyenin "Türklüğü, Türkiye Cumhuriyeti veya Türkiye Büyük Millet Meclisini alenen aşağılamak" suçunu düzenleyen TCK 301. maddeden yargılanmasına ilişkin soruşturma iznine dair yazı bugün görülen duruşmada dosyaya girdi.

"Örgütü propagandası olarak nitelenmesi mümkün değil"

Barış akademisyenleri artık online

Duruşmada söz alan avukat Meriç Eyüboğlu, "Bu davanın TCK 301. maddeden verilmesi hukuken mümkün değil. Ortada suç yok" dedi. Eyüboğlu, TCK 301. maddede korunan değerlerin muğlaklığı nedeniyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) tarafından yok hükmünde değerlendirildiğini ve cezalandırmanın mümkün olmadığını söyledi. Eyüboğlu, "Bu Suça Ortak Olmayacağız" başlıklı metnin 2013 yasa şiddet unsurunu taşımadığını belirterek, "İçerik yönünden de hükümet politikalarını eleştiren ve barışın gelmesi için çözüm öneren yani talepleri de içeren bir metin söz konusudur. İfade özgürlüğünün kullanımımdan ibaret, barış talep eden bir metnin 'terör örgütü propagandası' olarak nitelenmesi hukuken mümkün değildir" dedi. Beraat talep eden Eyüboğlu, aksi durumda ise ek süre talep etti. Gelecek duruşma, 9 Ekim 2018 tarihine ertelendi.

Burcu Karakaş

© Deutsche Welle Türkçe