1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

'Avrupa'ya evet, kaosa hayır'

Cakir, Ufuk13 Aralık 2013

Muhaliflere polis müdahalesinin devam ettiği ve yaptırım tehditleriyle karşı karşıya bulunan Ukrayna'da, Yanukoviç yandaşları da seslerini yükseltmeye başladı.

https://p.dw.com/p/1AYk8

Ukrayna’da Avrupa Birliği yanlılarının Cumhurbaşkanı Viktor Yanukoviç'e karşı protesto gösterileri devam ederken, uluslararası toplum da polisin göstericilere karşı şiddet kullanmaması yönünde Kiev yönetimine uyarılarda bulunuyor. Bu konuda en sert tepki ABD'den geldi. ABD, Ukrayna yönetimini göstericilere askeri müdahelede bulunmaması, aksi haldeyaptırımların devreye gireceği tehdidinde bulundu. Yanukoviç yanlılarının da seslerini yükseltmeye başladığı ülke, Rus medyasının da odak noktasında, ancak propagandanın, objektif gazetecilik kriterleri ile çoğu kez karıştığı dikkat çekiyor.

Başkent Kiev’de 40 yaşlarındaki bir kadın, “Bizim sesimizi duyan yok, Batılı medya bizi görmezden geliyor” diye şikâyet ediyor. Bu arada Ukrayna'da temaslarda bulunan Avrupa Birliği Dış Politika Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton da eleştirilerden nasibini alıyor: “Ashton buradaki insanların sesine kulak vermek ve onları görmek için kendine bir işitme cihazı ile gözlük alsa hiç fena olmaz” deniliyor. Ashton, Bağımsızlık Meydanı'nda toplanan Yanukoviç karşıtlarını ziyaret etmiş, Yanukoviç yandaşlarının gösterilerine ise gitmemişti.

'AB ile yakınlaşacak olgunlukta değiliz'

Yanukoviç yandaşları “Avrupa’ya evet, kaosa hayır” sloganını kullanıyor ve Bağımsızlık Meydanı'ndaki Yanukoviç karşıtı gösterilerin bir darbe hazırlığı olduğunu ve Batı tarafından finanse edildiğini iddia ediyorlar. Ludmila adlı yaşlı bir kadın, “Biz de Avrupa’dan yanayız, ama bu koşullar altında değil” diyor. Ukraynalı genç bir adam da “Henüz AB ile yakınlaşma konusunda olgun değiliz. Ekonomimiz henüz zayıf” diye konuşuyor.

Cumhurbaşkanı Yanukoviç ise muhalefete diyalog çağrısı yapıyor. Berlin'deki Ukrayna Büyükelçisi Pavlo Klimkin de bu girişimi şu sözlerle değerlendiriyor: “Evet Ukrayna’da şu an diyalog önemli. Birbirimiz hakkında değil, birbirimizle karşılıklı konuşmamız, masada duran her türlü soruna ilişkin olarak diyalog çok çok önem taşıyor.”

Peki Yanukoviç muhalefete ne gibi teklifler sunabilir, hangi konularda uzlaşmaya hazır olduğu sinyalini verebilir? Taleplerin karşılanması için masaya oturmanın önemli olduğunu vurgulayan Büyükelçi Pavlo Klimkin sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir dizi olası çözüm mevcut! Önemli olan şu: Sokağa dökülenlerin çoğunluğu bir şeye karşı oldukları için değil, bir şey istedikleri için gösteri yapıyor. Avrupa ile yakınlaşılmasını istiyorlar ve bu hedefe yönelik ilk talep de Ortaklık Anlaşması’nın imzalanması, daha sonra da uygulamaya konulmasıydı. Dile getirilen başka talepler de var. Bunlardan neler çıkabileceğinin anlaşılabilmesi için bu taleplerin hepsinin masaya yatırılması gerekiyor.”

Ukraynalı Büyükelçi Pavlo Klimkin, ülkesinin AB ile Ortaklık Anlaşması imzalamak için fırsatı henüz kaçırmadığı görüşünde. Ancak Ukrayna’nın böyle bir girişimde bulunması, aynı zamanda Rusya ile arasına mesafe koyması anlamı taşımıyor mu? Bu soruya Büyükelçi Klimkin, “Hayır, aslında taşımaz” yanıtını veriyor ve şöyle devam ediyor: “Ben daima eş zamanlı davranılmasından yanaydım. Eş zamanlı olarak AB ile uyumda ilerleme sağlanmalı ve ilişkiler uyum temelinde kalmalıdır. Ama Rusya ile de işbirliği temelinde geçici anlaşmalara varılma mecburiyeti de vardır.”

'Rus medyasında Ukrayna var, Ukraynalılar yok'

Moskova’daki Alman Heinrich Böll Vakfı’ndan Jens Siegert, Rus medyasında Ukrayna’nın başlıca konu olduğunu, ancak haber ve röportajlarda Ukraynalılara yer verilmediğini söylüyor. Siegert, Rusya’da Stalin dönemlerinden kalma, "etrafımız düşmanla dolu, içimizdeki ajanlar ise bu düşmanlarla işbirliği içinde” gibi bir düşüncenin insanların kafasına yerleştirilmeye çalışıldığını vurguluyor.

Rus medyasında az sayıda da olsa objektif yayın yapan medya kuruluşlarının da var olduğunu belirten Siegert, ancak ana akım medyada göstericilerin sayısı azmış gibi yansıtıldığını, kimi göstericilere protestolara katılması için para verildiği gibi iddiaların yer aldığını söylüyor.

'Rus televizyon izleyicisi Ukrayna'da olanların arka yüzünü bilmiyor'

Alman gazeteci Ulrich Heyden da Rus ana akım medyasının Kiev'de Lenin heykelinin alaşağı edilmesi ya da aşırı sağcı Özgürlük Partisi'ne mensup radikal milliyetçilerin gösterilere katılması gibi aşırı olayları ön plana çıkarttığını anlatıyor. Sokakta gösteri yapan normal vatandaşlarla söyleşiler yapılmadığına işâret eden Heyden, Rus televizyon izleyicisinin Ukrayna'da neden, kime karşı ya da ne için gösteri yapıldığını öğrenecek imkânlara sahip olmadığını savunuyor.

© Deutsche Welle Türkçe

DW/ÇA/HS