Avrupa basınında Türkiye kararı

Danimarka’nın liberal gazetesi Politiken, Brüksel’den çıkan sonucu şöyle değerlendiriyor: “Türkiye’nin AB ile yürüttüğü müzakerelerle ilgili son karar, Türkiye’nin tam üye olabilmesi için şimdiye kadar hesaplanandan daha çok zaman gerekeceği anlamına geliyor… Ancak daha da kötüsü, pek çok Avrupalı politikacının tamamen dar görüşlü ve uygunsuz tavır sergiledi. AB, Türkiye’ye neredeyse ‚Hiçbir zaman tam üye olamayacaksınız’ deme noktasına geldi. Ana sorun ise AB’nin Türkiye’den taleplerinde, yoksa Türkiye’nin tavır değişikliğinde değil. AB ülkeleri, genişleme sürecinin Avrupa için şimdiye kadar ne denli büyük bir başarı olduğunu görmezden gelme eğiliminde. Türkiye’nin diğer tarafa itildiğinde kaybedeceklerini de.“

İspanyol El Pais gazetesi de 8 müzakere başlığını askıya alma kararını Türkiye ve AB açısından olumsuz görüyor. “AB’nin kararı sadece Türkiye’ye değil, Avrupa’ya da zarar verecek“ diyen gazete, Brüksel’in özellikle hassas olunan bir dönemde İslam dünyasına kötü bir mesaj verdiğini savunuyor. Yorum şöyle sürüyor: “Kararın arkasında AB’nin bölünmüşlüğü yatıyor. Örneğin Almanya Başbakanı Angela Merkel kararı memnuniyetle de karşılasa aslında Türkiye’yi AB’de görmek istemiyor. Hem iç politik sebeplerden hem de Türkiye üye olduğu takdirde nüfusu en kalabalık ülke olan Almanya’yı tahtından edeceği için.“

Avusturya gazetesi Der Standard Türkiye ile ilgili analiz haberinde, Avusturya Dışişleri Bakanı Ursula Plassnik’in “8 başlık derin dondurucuda” sözünü öne çıkarıyor.

“Avrupa Türkiye ile müzakereleri frenliyor” başlığını atan Fransız Le Figaro’ya göre ise Türkiye, limanlara yönelik son dakikada yaptığı öneri ve jeste rağmen cezalandırılıyor. Yorumda, “Erdoğan hükümetinin limanlar konusunda bir yandan katı bir tutum sergileyerek milliyetçi seçmenleri rahatlattığı, diğer yandan politik saygınlığını korumak için AB ile müzakerelere ihtiyaç duyduğu” belirtiliyor. Bir diğer Fransız gazetesi Liberation ise Birlik içindeki en hararetli Türkiye yanlılarının bile limanları açmayan Ankara’nın cezalandırılması gerektiğini kabul ettiğini yazıyor.

İngiliz gazetesi The Guardian’da yer alan yorumda, Türkiye’nin geçen hafta sözlü olarak beyan ettiği, bir liman ile havaalanını Kıbrıslı Rumlara açma sözünü yerine getirmemesi durumunda, AB devlet ve hükümet başkanları zirvesine yine de Türkiye’nin damgasını vurabileceği belirtiliyor.

İtalyan gazetesi Corriera della Sera, dışişleri bakanlarının uzlaşısını şöyle değerlendiriyor: “Avrupa, Türkiye ile müzakerelerin kısmen rafa kaldırılması konusunda hassas bir uzlaşıya vardı. Dışişleri bakanlarının amacı, perşembe ve cuma günü liderlerin içinden çıkması zor Türkiye meselesi ile boğuşmasını engellemek. Halkının çoğu Müslüman ve fakir olan 71 milyon nüfuslu bu ülkenin üyeliği konusunda AB içindeki bölünmüşlük malum… Kısacası dışişleri bakanlarının uzlaşmasında, liderler zirvesine sorun aktarmama ve pratikte, zaten 10 yıldan fazla sürecek, ucu açık müzakereleri bloke etmeme talebi etkili oldu.“

Bir başka İtalyan gazetesi La Repubblica ise varılan uzlaşıyı AB dönem başkanı Finlandiya’nın bir başarısı olarak görüyor. Gazete, dönem başkanının, Türkiye’ye daha sert ceza verilmesini isteyen Almanya, Fransa, Avusturya ve Yunanistan ile daha yumuşak bir tavırdan yana olan İtalya, İngiltere, İspanya ve İsveç’i bir noktada buluşturduğunu belirtiyor. Bu gazete de uzlaşının arkasında yatan ana sebebi, “liderler zirvesine Türkiye’nin damgasını vurmasını engellemek“ olarak değerlediriyor.