1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Askeri fişlemeye sivil tepki

Şebnem Aksoy / İstanbul12 Mart 2004

Türkiye’de Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın kaymakamlıklara yolladığı bir yazıyla, özellikle AB yanlıları, yüksek sosyete mensupları, sanatçılar ve azınlıklar gibi çeşitli kesimler hakkında özel istihbarat istemesi tartışma yarattı. CHP soru önergesi vermeye hazırlanırken, sivil toplum ve uzmanlar tepkili...

https://p.dw.com/p/AbMa
Genelkurmay, basında yer alan "fişleme" haberini doğruladı...
Genelkurmay, basında yer alan "fişleme" haberini doğruladı...Fotoğraf: BilderBox

Medya ve sivil toplum tarafından ”fişleme” olarak adlandırılan bu uygulama, genelkurmay tarafından da doğrulandı, ancak yönergenin kapsamında bazı değişiklikler yapılacağı açıklandı. CHP, konuyu bir soru önergesiyle Meclis’in ve hükümetin gündemine taşırken sivil toplum ve uzmanlar da tepkili.

Yönergeye ilişkin tartışmaların hukuki bir de boyutu da var. Bir Kuvvet Komutanlığı’nın, idari bir makamdan istihbarat istemesi hukuka uygun mudur? Anayasa hukukçusu Prof. Dr. Zafer Üskül, Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nın askeri birlikler ve kaymakamlıklara gönderdiği istihbarat yönergesini, "Anayasaya ve hukuka aykırı bir uygulama" olarak nitelendirdi. Üskül, bu uygulamanın, aynı zamanda bir insan hakları ihlali olarak da kabul edilebileceğini belirtti. Üskül, siyasi iradenin bu hukuksuz girişimi engelleyeceği görüşünde.

”Toplumsal uzlaşmayı tehdit ediyor”

Yönerge kapsamında hakkında bilgi toplanması istenen kesimin listesinin uzunluğu, toplum bilimcileri de tartışmaya kattı. Sosyoloji Profesörü Nilüfer Narlı, kamuoyuna yansıyan böylesi bir asker-sivil ilişki biçiminin toplumsal dinamikleri etkileyeceği görüşünde. Narlı, şöyle diyor:

”Yönergeyle bazı eğilim ve topluluklar, herhangi bir suç unsuru olmaksızın izlenmeye alınmak isteniyor. Bahsi geçen bu topluluklar ve gruplar, bir tehdit unsuru olarak mı görülüyor? Bir tehdit olarak algılanıyorlarsa ve bu anlayış topluma yayılırsa, o zaman ötekileştirme, ötekini düşman olarak algılama ve düşman olarak algılanana da her türlü insanlık dışı muameleyi yapma meşru olacaktır.”

Gazeteci Etyen Mahçupyan ise, bu tür uygulamaların yeni olmadığını ifade ediyor. Mahçupyan’a göre, bu tür antidemokratik icraatların teşhir edilebilmesi umut verici. Orduda birden fazla bakış açısı olduğuna işaret eden Mahçupyan, ”Hem İslami kesimler nezdinde, hem AB konusunda, hem de Kıbrıs süreci konusunda farklı yaklaşımlar olduğunu biliyoruz orduda. Bütün bu karmaşık yapı, var olan bu ve benzeri uygulamaları daha da tahrik ediyor. Ancak bu uygulamaların kamuoyuna çıkma şansını da arttırıyor” diyerek değerlendiriyor bu tartışmalı uygulamayı. Mahçupyan, bu nedenlerden dolayı, Türkiye’nin oldukça ilginç bir dönemden geçtiğine de işaret ediyor.

KKK’nın tartışmalı yönergesi

Hürriyet gazetesinin haberine göre, Kara Kuvvetleri Komutanlığı, ”kendini ulusal değerlerin dışında ve üstünde gören AB ve ABD yanlısı kişi ve grupları” izlemeye almak için kaymakamlıklara bir yazı göndermişti. KKK talimatında, ”yüksek sosyete grupları, sanatçıların mensup olduğu gruplar, zengin ailelerin çocuklarının oluşturduğu gruplar”ın da tespit edilmesi istenmişti.

Haklarında bilgi toplananlar ”AB ve ABD yanlıları”yla sınırlı değil. İstihbarat formunda yer aldığı şekliyle ”azınlıklar ve kendini azınlık olarak görme eğiliminde olan (Çerkez, Roman, Abaza, Arnavut ve Boşnak vb) gruplar” hakkında da bilgi toplanıyor.

Ayrıca ”tarikatlar, Satanistler, Masonlar, internet grupları, cinsellik, uyuşturucu, meditasyon, ruh çağırma vb. grupları” da istihbarat hedefleri arasında. Bu grupların niyet ve maksatları, maddi kaynakları, eylemlerinin olup olmadığı, varsa topluma etkisi, tehdit ve şantajla bağlantıları araştırılıyor. Ayrı bir kategori olarak da ”Türkiye'nin aleyhine çalışan yazar, düşünürler” hakkında bilgi isteniyor.